Yemek merakım ailemden bana miras

Yemek pişirmeyi "hayatta kısa bir parantez açıp anlık kaçışlar yaşamak gibi" şeklinde tarif eden ünlü şef Arda Türkmen'den mutfak ve mutluluk incileri...

Yemek merakım ailemden bana miras
GIDAVİTRİNİ CNN Türk’te yayınlanan, alışkın olduğumuz yemek programı dışında bir formata sahip “Arda’nın Mutfağı” şefi, Forneria, Roka Davet ve Issız Adam filmine ev sahipliği yapan Leblon’un sahibi Arda Türkmen ile yemek…  

Yemek pişirmeye olan merakının ailesinden kendisine miras kaldığını hatırlatıyor. Yemek pişirmeyi ise, "hayatta kısa bir parantez açıp anlık kaçışlar yaşamak gibi" şeklinde tarif ediyor Arda Türkmen. “Mutfağınızda şef sizsiniz” mottosuyla çalıştığını ifade eden ünlü şef, "Bence ideal kadın, salata yerken hissettiğiniz gibi soft, bir Meksika yemeği yerken hissettiğiniz gibi baharatlı, bir Türk yemeği yerken hissettiğiniz gibi mutluluk verici olmalıdır." cümlesiyle hem aşkı hem de Türk mutfağını tarif ediyor.

* Arda Türkmen nasıl biridir? 
* 1975 İstanbul doğumluyum. Liseyi St. Benoit Fransız Lisesi’nde, üniversiteyi ise Bilgi Üniversitesi’nde çift ana dal yaparak işletme ve sahne gösteri sanatları üzerine okudum. Üniversitedeyken öğrenci turları yapmaya başladım. Yine aynı yıllarda Uludağ’da bir bar işlettim, onunla beraber yeme-içme sektörüne ilk büyük adımımı atmış oldum. 
2003 yılında “Roka Davet” isimli catering firmasını kurdum. İlk başta küçük bir yerde başlayıp, daha sonra çok büyüyen firmamızla Metallica, U2 gibi dünyaca ünlü müzik gruplarına catering hizmeti verdik. 2008 yılında Asmalı Mescit’te Leblon 11 isimli, 2013 yılında Karaköy’de Forneria isimli restoranlar açtım. Dört sezondur “Arda’nın Mutfağı”, CNN Türk’te izleyiciyle buluşuyor. Şöyleyim, böyleyim dersem biraz abes olur sanki, daha detaylı bir “Arda nasıl biridir?” sorusunu yakın arkadaşlarıma sormanız lazım...

* Yemek yapma merakı nasıl ortaya çıktı? Roka Davet ile başlayan bu süreci bize biraz anlatabilir misin?
* Yemek pişirmeye olan merakım ailemden bana miras. Küçük yaşta anneannemi izleyerek, ona yardım etmeye çalışarak mutfağın tadını aldım. Sonrasında ilk profesyonel alanda mutfak deneyimimi; 1993 yılında bir otelinin resepsiyonunda çalışırken, benim mutfağa olan ilgimi ve merakımı bilen üstlerimin artık daha fazla ısrarlarıma dayanamaması sonucu bir otel mutfağında yaşadım. Askere gitmeden önce, 2003 yılında catering alanında bir açıklık olduğunu gördüm. Dönünce de Roka’yı kurdum. Roka’yı kurarken mottom: “Çiçek sosis, mitite köfte, sigara böreği asla yapmayacağım” oldu.
Onun yerine daha farklı şeyler yaparak sektörde bir farklılık yarattım. Mesela minik imambayıldılar, pancar cipsleri gibi…

* Arda Türkmen’e göre iyi bir şef nasıl pişer?
* Sebat ederek, tutarlı olarak belli bir süre aynı yerde çalışarak, çok okuyarak, bakarak, görerek… baktığını görerek…

* Beğenilmeyen ya da kendiniz beğenmediğiniz için yapmaktan vazgeçtiğiniz bir tarifiniz oldu mu?
* Olmuştur mutlaka. Sonuçta dünyanın en güzel yemeklerini ben yaparım gibi bir iddiam hiçbir zaman olmadı. Ben yemekten hoşlandığım yemekleri yapıyorum, yemekten hoşlanmadığım bir yemeği yapmıyorum. 

* Yemek pişirirken size keyif veren bir şey var mıdır?
* Yemek pişirmenin kendisi benim için zaten çok keyifli... Hayatta kısa bir parantez açıp anlık kaçışlar yaşamak gibi…

* Dünya mutfakları içinde en lezzetli bulduğunuz mutfak ve yemek hangisi? 
* Türk mutfağı benim için tüm kültürlerin birleşmesi sonucu oluşan çok lezzetli bir mutfak. Patlıcanlı yemekleri, zeytinyağlıları çok severim. Aslında kendi mutfağımızın bütün motiflerini seviyorum.

* Kimseyle paylaşmadığınız ya da paylaşamayacağınız bir reçeteniz var mı?
* Pancar cipsi reçetem var, catering zamanında bulduğumuz bir reçeteydi. O dönem pancar cipsi sayesinde çok iş almışlığım vardır.

* Yaptığınız yemek ile ilgili başınıza kötü bir şey geldi mi?
* Çok şükür gelmedi.

* Gittiğiniz bir yerde yemek yediniz ve gerçekten hiç beğenmediniz. Bunu söyler misiniz ya da nasıl ifade edersiniz?
* Restorana yemeğe gittiğimde menüden yeni, farklı şeyler denemeyi çok seviyorum. Bunun içinde siparişini verdiğim yemek kötü çıkıyorsa şikâyet etmiyorum. Sonuçta bu benim kendi tercihim olmuş oluyor. Tabii bazen de duruma göre değişir, içinde emek varsa eleştirmeden önce başka bir zaman bir kere daha şans vermeyi düşünürüm.

* Peki, siz gerçekten lezzetli yemek yaptığınıza inanıyor musunuz? Sizin hiç yemeklerinizi beğenmeyen oldu mu?
* Herkesin damak tadı farklı, tabi ki benim yaptığım yemekleri de beğenmeyen olmuştur. Ben kendi damak tadıma uyan yemekler yapıyorum bana göre ve etrafımdaki insanlara göre tabi ki lezzetli ama yeme kültürü farklı olan birisine göre hiç lezzetli olmayabilir.

* İzleyiciler seni “Samimi”, “Yakışıklı” Şef Arda olarak tanımlıyor. Bu durumla ilgili ne düşünüyorsun? 
* Sağ olsunlar, ben kendim gibi olmaya çalışıyorum, haricinde bir çabam yok. Kendim gibi olmaktan başka çabam olmadığı için bu da ekrandan yansıyorsa ne mutlu bana.

* Çağan Irmak’ın “Issız Adam” filmindeki o meşhur mekân Leblon… 
* Film öncesi keşfi ve sonrasındaki ilgi nasıldı anlatır mısın? Mekâna “Alper” karakterine bürünüp gelenler oldu mu?
Leblon film öncesinde de iyi iş yapıyordu, filmden sonra bilinirliği çok fazla arttı. Issız adamlar kadar, ıssız kadınlarda geliyordu.

* Restoranlarınızın en popüler mönüsü nedir? Belli bir müşteri profiliniz var mı?
* Her restoranın menüsü farklıdır. Restoranın konseptine göre menüleri oluşturuyoruz. 

* Uzun süredir de ekranlardasın, programdan sonra hayatınızda neler değişti? 
* Hayatımda tanınırlık dışında hiçbir şey değişmedi. Zaten programı kabul etmeden önce hayatımda neler değişebileceğine dair çok uzun düşünmüştüm ve sonunda hayatımda hiçbir değişiklik yapmayacağıma kanaat getirdiğimde programı kabul ettim. Yine aynı tempoda çalışıyor, bisiklete biniyor, Galatasaray’ın maçlarına gidiyor, aileme, arkadaşlarıma ve hobilerime de vakit ayırmaya çalışıyorum.

* “Arda’nın Mutfağı” Televizyon programıyla birlikte müşterilerinizde bir artış oldu mu?
* Bir artış olmadı ama gelen insanlar benim mekânım olduğunu bilerek geliyorlar, bu da Forneria’nın sorumluluğunu biraz daha arttırıyor.

* Programda mutlaka size yemek tarifi istekleri geliyordur daha çok hangi yönde?
* En çok et, hamurlu ve tatlı tarifi isteniyor ve ben de gelen istekler doğrultusunda tarifler yapmaya özen gösteriyorum. Zaten bu tip yemekleri de sevdiğim için tarif geliştirmek pek sorun olmuyor. Kendi sevdiğin yemeği daha başka bir keyifle yapıyorsun, ister evde, ister lokantada, ister kamera karşısında…

* Programda hazırladığınız tarif seçimini neye göre belirliyorsunuz?
* Genellikle kendi yemeyi sevdiğim yemekler yapıyorum, gittiğim yerlerden esinlendiğim tarifler üzerine çalışıyorum. Doğada sıradan bulabileceğim malzemelerle sıra dışı sonuçlar elde edebileceğim ürünler ve sunumlar geliştirmeye gayret ediyorum. İstiyorum ki herkes o ürünleri kolayca bulabilsin, tarifi yapabileceğine inansın ve evinde bunu uygulayıp, kendi mutfağımda şef benim desin. Zaten epeydir mottom: “Mutfağınızda şef sizsiniz”. Sosyal medyada da bu hashtag ile çok paylaşımlar yapıyorum.

* Peki, senin için genel olarak ideal kadını anlatan bir yemek ismi verebilir misin?
* Herkesin ideal anlayışı farklı olduğu için, bu tanım değişkenlik gösterebilir. Bence ideal kadın, salata yerken hissettiğiniz gibi soft, bir Meksika yemeği yerken hissettiğiniz gibi baharatlı, bir Türk yemeği yerken hissettiğiniz gibi mutluluk verici olmalıdır.

Güncelleme Tarihi: 21 Haziran 2014, 17:50

Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52