Antalya'da portakal hüsranı yaşanıyor

Bu sene para etmemesine bağlı dalında kalan portakal, üreticisini kara kara düşündürüyor. Turizmciler tanıtım için portakal suyu ikram ediyor.

Antalya'da portakal hüsranı yaşanıyor
Antalya bölgesinde narenciye üreticisinin yetiştirdiği portakalını satmak için 20 kuruşa alıcı bulamadığı belirtiliyor. Her yıl 4 milyon turistin ağırlandığı ve 200 bin yatak kapasitesine sahip Manavgat'ta tarım ve narenciye turizmi destekleyen ve tamamlayan 2 ana kuvvet olarak görünüyor. Antalya merkez ve Finike'den sonra en fazla portakal üretimi 25 bin dekar ile Manavgat'ta bulunuyor. Turizm şehrinde bu sene portakalın fiyat düşüklüğüne ve alıcı bulamamaya bağlı dalında çürümemesi için Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO), Manavgat Ziraat Odası (MZO), sivil toplum kuruluşları ve turizmciler, tanıtım için 'Bizim Tadımız Başka' kampanyası başlattı.

MATSO, ilçede portakal tüketimini arttırma ve otellerde portakal suyu içilmesine yönelik Cumhuriyet Meydanı'nda 2 ton portakal suyu ikram etti. Manavgat'ta geçen yıl 27 bin 500 ton portakal üretiminin olduğunu, bu sene ürün fazlalığına bağlı 40 bin tonu geçeceği belirtiliyor. Geçmiş yıllarda Makedonya, Rusya, Baltık ülkeleri ve Bağımsız Devletler Topluluğu'na portakal ihracatı olurken bu sene olmadığı ifade ediliyor. 200 bin yatak kapasitesi ile Manavgat, Kültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre Türkiye'nin en büyük yatak kapasitesine sahip turizm destinasyonu içinde yer alıyor. Manavgat'ta yetiştirilen 27 bin 500 ton portakalın 5 bin tonunun talep doğrultusunda konaklama tesislerinde tüketiliyor. MATSO, konaklama tesislerinde tüketimin arttırılması için Manavgat portakalını, Finike portakalında olduğu gibi coğrafi işaretli ürünler arasına alınması için çalışma başlattı. MATSO, Manavgat susamından sonra Türk Patent Enstitüsüne (TPE) ikinci coğrafi işaretli ürünler başvurusunu Manavgat portakalı üzerine yaptı. MATSO Başkanı Ahmet Boztaş, Manavgat portakalını diğer portakallardan ayıran en önemli özelliğinin tadının lezzetli ve sulu olması olduğunu söyledi. Manavgat portakalının kabuk yapısınında farklı olduğunu belirten Boztaş, en güzel portakal reçelinin de turizm şehrinde yapıldığını ifade etti. Türkiye İstatistiki Kurumu  (TUİK) verilerine göre ülkede geçen yıl toplam 3 milyon 700 bin portakal üretiminin gerçekleştiğini anlatan Boztaş, bunun 620 bin tonla yüzde 17'sini Antalya'nın karşıladığını kaydetti. Antalya'nın yetiştirdiği 620 bin tonun 27 bin 500 tonunun Manavgat'a ait olduğunu aktaran Boztaş, bunun da ülke genelinde toplam rekoltede yüzde 8'e tekabül ettiğini dile getirdi. Manavgat'ta zengin su kaynakları nedeni ile her zaman turizmi destekleyen ana gücün tarım ve narenciye olduğuna inandıklarının altını çizen Boztaş, şu bilgileri verdi: "Bu sene üreticimizin ürünü alıcı bulamamaya bağlı ağacında kaldı. Portakalımızın en önemli özelliği sulu olması, konaklama tesislerinde 5 bin ton portakal tüketiminin az olduğunu düşünüyoruz. Hedefimiz bunu ilk etapta 2 katına çıkarmak. Dalında kalan portakalın çürümemesi için konaklama tesislerinde sıkılarak yerli ve yabancı turistlere ikram edilmesini istiyoruz. Gayemiz portakalda hem tüketimi hızlandırmak hem de otellerimize tatile gelen yerli ve yabancı konuklarımıza portakalımızı tanıtmak."

Manavgat Ziraat Odası (MZO) Başkanı Rasim Metin, ihracat kapılarının kapalı olmasına bağlı ilçede ortalama 40 bin ton portakalın ağacında kaldığını söyledi. Manavgat'ta zeytinden sonra en fazla portakal üretiminin yapıldığını belirten Metin, ilçe portakalının toprak yapısı, su zenginliği ve kendine özgü iklim yapısı nedeniyle ürününün sulu ve tatlı olduğunu ifade etti. İç piyasada da tıkanmaya bağlı yetiştiricinin ürününe 20 kuruştan alıcı bulamaması sıkıntısı yaşadığını aktaran Metin, "Ürünün ağaç başında çürümemesi için en iyi yöntemi iç piyasada eritilmesi olarak gördük. Bu bağlamda en iyi potansiyelin oteller olduğunu tespit ettik. Otellerden istediğimiz Manavgat'ta portakal üreticisinin mağdur olmaması için tesisine gelen konuklarına portakal suyu ikram etmesi. Bu uygulama hem portakalımızı tanıtmış olacak hem de narenciye üreticisinin ürününün ağacında çürümesinin önüne geçilmiş olacak." ifadesini kullandı. MZO Başkan Yardımcısı Şadi Çetin de kendisinin de aynı zamanda portakal yetiştiricisi olduğunu, ihracat kapılarının kapılı olması ve iç piyasada talebin olmamasına bağlı 160 ton meyvenin dalında alıcı beklediğini söyledi. Portakala dalında 20 kuruşa alıcı bulamadıklarını belirten Çetin, ürünün çürümemesi için tek çıkış yolunun turizmcilerin desteğiyle turistik tesislerde suyunun sıkılarak tüketilmesi olduğunu sözlerine ekledi.

Titreyengöl-Sorgun Turizm Yatırımcıları Derneği (TİSOYAB) Başkanı Hüseyin Aydoğan da ilçede her zaman turizmi destekleyen ana sektörün tarım ve narenciye olduğunun bilinci içinde olduklarını kaydetti. Bölgeye tatile gelen turist yoğunluğunun Alman, Rus, İskandinav ve Avrupalılarca oluşturduğunun altını çizen Aydoğan, turistlerin genelde nar ve portakal suyunu sevdiğini söyledi. Aydoğan, Manavgat'ta portakal yetiştiricisinin sıkıntısını aşmada turizmciler olarak her türlü desteği vermeye hazır olduklarını, MATSO'nun Bizim Tadımız Başka' tanıtımını desteklediklerini kaydetti.

Güncelleme Tarihi: 21 Haziran 2014, 15:07

Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52