Eskişehir'in lezzetleri dünya pazarına açılıyor

Balkan Helva, Eskişehir'e özel nuga ve met helvasını tüm dünyaya tattırmaya hazırlanıyor.

Eskişehir'in lezzetleri dünya pazarına açılıyor
Tüm illerinde kendine özel tarifler barındıran Türkiye'de, geleneksel lezzetlere olan ilgi her geçen gün artıyor. Bu tatlara ev sahipliği yapan kentlerden biri de çok sayıda medeniyeti ağırlayan, Nasrettin Hoca ve Yunus Emre'nin diyarı Eskişehir. Kentteki lezzetlerin büyük bir kısmı karasal iklimin etkisi ile şekillenmiş olsa da Eskişehir'e yıllar önce gelen Balkan, Kırım ve Kafkasyalı göçmenler de yemeklerin çeşitliliğinin artmasında büyük bir paya sahip.

Eskişehir denildiği zaman akla gelen nuga ve met helvası kentin tescilli lezzetlerinden. Kentin ziyaretçileri bu lezzetleri yerinde tatmadan ya da sevdiklerine almadan Eskişehir'den ayrılamıyor. Bu iki lezzet de yıllardır varlığını sürdürüyor. Met helvasının tadının hafifliği kadar ismi de oldukça dikkat çekici özelliklerinden. Bu ürünün adını 1920'li yıllarda oynanan "met değnek" oyunundan aldığı biliniyor.  Nuga helvası ise Eskişehir'in meşhur tatlarındandır. Fıstıklı ve cevizli olmak üzere farklı seçenekleri bulunan helva yöresel lezzetler arasında önemli bir yere sahip.

Kentte bu iki özgün lezzeti üreten çok sayıda firma bulunuyor. Ama bir firma kentin sınırlarını aşarak tüm Türkiye'ye ulaşan bu lezzeti dünya sofralarına konuk etmeye hazırlanıyor. Bu önemli girişimin mimarı 90 yıldır sektördeki varlığını sürdüren Balkan Helva. Sıcak helva, çikolatalı met helvası ve meyveli lokum üretimiyle sektörde ürün çeşitliliğini artıran firma, 2014 yılında yurt dışına kendi markasıyla açılma hazırlığı içerisinde. Doğduğu andan itibaren bu işin içinde olan firmanın üçüncü. kuşak temsilcisi Balkan Helva Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nilay Güneş Erdemir, sektördeki tek kadın yönetici olmasıyla da dikkat çekiyor. Genç iş kadını Güneş Erdemir, şirketlerinin geçmişten günümüze kadar geldiği noktayı ve projelerini KOBİDEN okurları için anlattı.

* Balkan Helva'nın kuruluş hikayesini okurlarımızla paylaşır mısınız?
* Balkan Helva, 1923'de Balkan göçmeni bir aile tarafından Eskişehir'de kuruldu. Biz ise Güneş Ailesi olarak 1980 yılında marka olarak satın aldığımız firmayı, üç kuşaktan bu yana sürdürüyoruz. Dedemiz Mehmet Güneş ile başladık. Yaklaşık 40 yıldır da babam Alaeddin Güneş şirketin yönetimini sürdürüyor. Son 3 yıldır ise ben Yönetim Kurulu Başkan Yardımcılığının yanı sıra firmanın dış ticaret ve pazarlama alanıyla ilgileniyorum. Şuanda 10 bin metrekare açık alan üzerinde 5 bin metrekare kapalı alanda faaliyet gösteren firmamız, Eskişehir'de 6 şubesiyle toplam 50 kişiyi istihdam sağlıyor.

* Sizi rakiplerinizden ayıran özellikleriniz neler?
* Biz Eskişehir'in tescilli ve geleneksel lezzetleri olan met ve nuga helvasını, hala kurulduğumuz gün uygulanan tekniklerle üretiyoruz. Yapı olarak da geleneksel bir işletme yapısına sahibiz. Babam hiç şaşmadan her gün saat 06.00'da fabrikayı kendi açar. Fabrikada üretilen her ürün mutlaka tek tek babamın onayından geçer. Babamın felsefesi "Benim yemeyeceğim ürün dışarıda satılamaz"dır. Söz konusu uygulamamız 40 yıldır devam ediyor. Kalitemizin sırrının da bu olduğunu düşünüyorum.

* Ürün çeşitleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
* Yöresel ürünler, helva, lokum, şeker ve reçel alanında ürün çeşitlerimiz mevcut. Helva kategorisinde tahin helvası, yazlık helva ve çeşitleri, yöresel ürünlerde met ve nuga helvası var. Lokum çeşitlerinde ise iddialıyız. Şuan Eskişehir'in ikinci büyük lokum üreticisiyiz ve 38 çeşit Türk lokumu üretiyoruz. Özel el işçiliğiyle üretilen lokumlarımız olduğu gibi fabrikasyon üretimle imal edilen lokumlarımız da var. Ancak özel çeşitlerimizde ürün kapasitemiz daha sınırlı.
Bunların yanında akide şekeri de ürünlerimiz arasında. Ayrıca şeker alanında yeni bir yatırım yaptık. Bir süre önce kapanan Erden şekerlemenin makine hattını aldık ve orada üretilen tüm şeker çeşitlerini 2014'te piyasaya sunmaya hazırlanıyoruz. Günde ortalama 2 ton helva üretiyoruz, siparişe göre bunu 5 tona kadar çıkarabiliyoruz. Met helvası yalnızca el işçiliği ile yapılan bir ürün, makine ile imal edildiği takdirde ürün pişmaniyeye dönüyor. Met helvasının özelliği elde çekilmesidir dolayısıyla üretim kapasitesi personelle doğru orantılı ve şuan ki kapasitemiz günlük 400-500 kilogram arasında.

* Bu yıl markanız için nasıl geçti?
* Odunpazarı'na bu yıl bir şube açarak Eskişehir'deki şube sayımızı 6'ya çıkardık.  Farklı bir proje olarak bu şubemizin turizme yönelik olmasını istedik. Bu yüzden de tarihi Odunpazarı'nı tercih ettik. Şubemizi tarihi dokuya uygun olarak Eskişehir'in yöresel lezzetleri olan met ve nuga helvasının tanıtılması amacıyla açmıştık. Daha sonra unutulan lezzet tahin helvasının da aranılan bir ürün olduğunu gördük. Onun satışlarına da başladık ve ilgiden son derece memnunuz. Bu şubemizdeki geri dönüşlere göre diğer şubelerimizin vitrinini de yapılandırarak markalaşma yolunda önemli çalışmalar gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Ayrıca lokum çeşitlerimizde karpuz, nar gibi daha fresh tatlar kullanmaya başladık. Yine bu yıl üretmeye başladığımız çikolatalı lokum da büyük beğeni topladı.

* Yurt içi ve yurt dışı satış kanallarınızdan bahseder misiniz?
* Kendi markamızla yaptığımız ihracat sınırlı ama bazı markalara fason üretim yapıyoruz. Şu anki ciromuzun yüzde 50'sini ihracat oluşturuyor. Ürünlerimizi kendi markamızla Almanya ve Fransa'ya gönderiyoruz. Fason üretimde de ürünlerimizi tüm AB ülkelerine, İran, Yeni Zelanda ve İsveç'e gönderiyoruz.  Önümüzdeki yıl ihracatımızı tamamen kendi markamızla yapmayı planlıyoruz. Şuan piyasa araştırması yapıyoruz, gerekirse bazı ülkelerde mağaza açmayı planlıyoruz.

* Sektörün en önemli sorunlarının neler olduğunu düşünüyorsunuz?
* Gıda sektörünün Türkiye'de en büyük sorunlarından birisi henüz bu konudaki yasaların tam olarak oturmaması. Bu durum fiyatlar üzerindeki rekabet politikamızı engelliyor. Ayrıca Türkiye'de glikoz ve frigtoz gerçeği de var. Gıda Tarım Hayvancılık Bakanlığı'na şikayetlerimizi bildirmemize karşın glikoz ve frigtoz kullanımına bir sınırlama getirilmedi. Biz, yalnızca kaynama noktasına erişmemizi sağlayan glikoz sınırlamamızı yüzde 10'la sınırlandırdık, yüzde 90'lık birimde de Eskişehir Şeker Fabrikası'ndan çıkma beyaz şeker kullanıyoruz. Fakat piyasada yüzde 70-80 oranında glikoz, friktoz, maltoz içeren ürünler var. Bunların kesinlikle sınırlandırılması, kaliteli üretim yapan firmalarla, merdiven altı üretim yapanların birbirinden ayrılması gerekiyor. Sağlık açısından oldukça zararlı. Ayrıca merdiven altı üretim de teşvik edilmiş oluyor. Fiyat açısından bunlarla rekabet edebilmemiz son derece zor. Dolayısıyla kaliteli ürettiğimiz için ödüllendirilmemiz gerekirken adeta cezalandırılıyoruz.

* Kadın girişimciliği konusundaki fikirleriniz neler?
* Türkiye'de maalesef erkek egemen bir ticaret söz konusu. Ben de bunun zorluğunu yaşıyorum. Ticaret ve sanayi odalarında kadın başkan sayısı varla yok arasında, yönetimlerde dahi kadın ağırlığı yok. Kadın istihdamı ve kadın girişimci sayısını artırmak adına çalışmalar var. Ben de Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kadın Girişimciler Eskişehir İl Kurulu İcra Komite Üyesiyim. En genç kadın girişimcilerindenim. Eğitimli kadınların daha üst makamlarda bulunması gerektiğini savunuyorum.  Sanayide artık kadınların söz sahibi olması gerekiyor.

"En büyük hayalim markamızı Macrocenter'de görmek"
Nilay Güneş Erdemir, "Önümüzdeki yıl ihracatımızı tamamen kendi markamızla yapmayı planlıyoruz. Şuan piyasa araştırması yapıyoruz, gerekirse bazı ülkelerde mağaza açmayı planlıyoruz. Türkiye'de ihracata yönelik ciddi destekler var, biz de bunu değerlendirmek istiyoruz. Yine önümüzdeki dönem yurt içi bayilik vermeyi amaçlıyoruz. Biz marka değerimizi belli bir seviyede tutmak için market grupları ile çalışmıyoruz, market raflarında diğer markaların alt sıralarında kalma düşüncesi bizim kalite anlayışımızla örtüşmüyor. Bu yüzden sadece kendi mağazalarımızda ve yöresel ürünlere öncelik tanıyan Özdilek mağazalarında satış gerçekleştiriyoruz. Bunun dışında en büyük hayalim ise Balkan Helva markasını Macrocenter'de görmek" dedi.

İsmi yaklaşık yüz yıl öncesine ait bir oyuna dayanıyor
Met helvasının geçmişinin 1920'li yıllara dayandığı biliniyor. Helvanın ismini bir oyundaki çubuktan alması ise hikayenin en ilginç tarafı. Geleneksel yöntemlerle hazırlanan ve lezzeti oldukça hafif olan met helvasının adı Eskişehir'in Sivrihisar ilçesinde yaklaşık yüz yıl öncesinde oynanan "met değnek" oyununa dayandığı biliniyor. Oyunun kurallarına göre yenilen takıma, yapımı oldukça zor olduğu için ceza olarak helva çektiriliyor. Söz konusu lezzet de ismini oyundaki met çubuğundan alıyor. Met helvası o zamandan bu zamana yaklaşık yüz yıldır Eskişehir'in özel ürünleri arasında bulunuyor.
kobiden.com

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52