Tohumda ne kadar dışa bağımlıyız?

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, tohum kadar yerlilik oranı yüksek, sanayi dahil başka bir sektörün olmadığını söyledi.

Tohumda ne kadar dışa bağımlıyız?

"Tohumda İsrail'e bağımlı hale geldik" yönündeki değerlendirmeleri şehir efsanesi diye nitelendiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, ithal edilen sebze tohumu içerisinde İsrail'in payının yüzde 11 olduğunu belirtti. Eker, sadece kapalı alanlarda yetiştirilen biber, domates, patlıcan tohumlarında hibrit kullanıldığını söyledi.

Gündemden düşmeyen tartışma konusu; "Tohum noktasında ne kadar dışarı bağımlıyız? Tohumlarımız yerli mi yoksa İsrail'den mi geliyor?" Ekranlarda uzmanlar tartışıyor, vatandaş ise dinliyor. Ancak kafalardaki sorular bir türlü cevap bulamıyor. Yaygın kanıysa yerli tohumun yok olduğu, İsrail tohumuna mahkûm olduğumuz yönünde. Tüm soruları konunun asıl muhatabı Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker bizzat cevaplıyor. Eksik enformasyonla bilgilendiğini zanneden kişilerin ekranlarda çıkıp konuşmasının kafa karışıklığını artırdığını belirten Eker, "Tohum konusunda bir problem yok." diyor ve ekliyor: "Biz doğruyu söylüyoruz. Türkiye topraklarında ekilen tohumun yerlilik oranına erişen Türkiye'de başka hiçbir sektör yok buna sanayi de dahil." Türkiye'de ekilen tohumların İsrail'den geldiği yönündeki yaygın kanıya itiraz ediyor. Toplam ithal edilen sebze tohumu içerisinde İsrail'in payının yüzde 11 olduğunu vurguluyor ve Türkiye'nin İsrail'e tohum yaptığı bilgisini paylaşıyor. Açıkta üretilen sebzelerde, bakliyatta, çeltikte kullanılan tohumların yerli olduğunu söyleyen Eker, sadece kapalı alanlarda yetiştirilen biber, domates, patlıcan tohumlarında hibrit tohum kullanıldığını belirtiyor. Hibrit tohumun, toplam tohum içerisinde çok küçük bir kısmı kapsadığının, Türkiye'nin ithal ettiği tohum miktarının yüzde 3,7'si olduğunun da altını çiziyor. Eker; "Doğrudan söylüyoruz, tohum meselesinde hiçbir sorun yok. Ben Diyarbakırlıyım hatırlıyorum, çocukluğumda buğday sorunu olurdu. Bundan 44 sene önce Adalet Partisi'nin ilk Tarım Bakanı rahmetli Bahri Dağdaş gitti o zaman Rusya'dan bezostaya diye bir buğday çeşidini getirdi. Dediler ki 'Bu komünistler Türk ırkını kısırlaştırmak için buğday bunu Türkiye'ye sattılar bu adam da bunu alıp geldi.' Şimdi bizim yerli buğdayımız 75 kilo verirken biraz yağmur yağdığında bezostaya 300 kilo veriyordu. Tohum tamamen teknoloji işi kimseye bir şey olduğu falan da yok." dedi. Hibrit tohumla ilgili olarak mevzuat olmadığı için Türkiye'de bu alanda yatırım yapılmadığını söyleyen Eker, 2004'te bunun kanunu çıkarıldı, 2005'te projesini gerçekleştirdiklerini ve uygulamanın başladığını belirtti. Türkiye'de tohumculuk sektörünün geldiği noktayı anlatmak için Türk firmalarının Güney Yarımküre'ye bile gidip orada üretim yaptığını hatırlatan Eker, Tarım Bakanlığı uzmanlarının buğday çeşidi geliştirdiğini söyledi. Uzmanların geliştirdiği Ziya Bey ve Basri Bey çeşidini 5 bin ton Sudan'a hibe ettiklerini belirtti.

75 MİLYON TARIMDAN GEÇİNİYOR
Türkiye'de tarım sektörünün 75 milyon insanı beslediğini söyleyen Eker, 35 milyon turisti de doyurduğunu üstüne de sektörün 15 milyar dolarlık ürün ihraç ettiğini belirtiyor. Tarım sektörünün Türkiye ekonomisinin büyümesinde ve istihdamında daha çok katkı sağlaması için çalıştıklarını ifade eden Eker üreticiye de bakanlık olarak destek vermek için çalıştıklarını anlattı. Eker; "Hayvancılıkla ilgili biz kredi sisteminde kredi kararnamesi yayınladık. Orada koyunculuk ve küçükbaş hayvancılık, etçi, sığır ve düve yetiştiriciliği konuları ile ilgili faizsiz kredi getirdik. Süt sığırcılığının bazı konuları ile ilgili de yine faizsiz ama belli bir yüzdeye kadar limit getirdik. Bu başlı başına önemli bir teşvik. Yeni teşvik paketinde hayvancılığa ayrı olarak yer verilmedi ama zaten 5. ve 6. bölgede yatırım yapacak olan yatırımcılar oradaki diğer alanlarda sağlanan imkânlardan da istifade edebilecek." dedi. Bakan Eker şu anda bakanlığın çiftçi kayıt sistemine 2 milyon 600 bin civarında çiftçinin kayıtlı olduğunu söyledi.

Toprak koruma ve arazi kullanım kanunu ile 400 bin hektar alanın tarım arazisi dışına çıkmasını engellediklerini anlatan Eker, her ilde bir kurul oluşturduklarını anlattı. Bu kurulda sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri de bulunuyor. Eker; "Birisi gelip 'ben bu tarım arazisi üzerine şunu yapmak istiyorum' dediği zaman kurul onu inceler. Arkadaş sen bunu burada yapamazsın' diyerek talebi geri çevirir. İstisnai durum dışında tarım arazilerini koruyoruz." diye konuştu.

Bize kim ne baskısı yapacak!
Bakan Mehdi Eker; Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın hileli üretim yapan firmaların teşhirine başladıktan sonra bakanlığa herhangi bir kuruluş tarafından baskı gelmediğini belirtti. Eker, 2011 yılının Aralık ayında yönetmelikleri çıkardıktan sonra sektör paydaşlarını İstanbul'da topladıklarını ve artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını, hileli her şeyi teşhir edeceklerini açıkladıklarını söyledi. Eker; "Daha sonra müeyyideleri uygulamaya başladık. Devlet kararlıysa, kanun işliyorsa bize kim ne baskısı yapacak?" dedi.
Rahime Sezgin - Zaman

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52