Beyaz ette kıyaslama tüketimi azalttı

'Köy tavuğu mu, besi tavuğu mu daha sağlıklı?' tartışmaları yüksek gelir grubunun tavuk eti tüketimini azalttı.

Beyaz ette kıyaslama tüketimi azalttı

'Köy tavuğu mu, besi tavuğu mu daha sağlıklı?' tartışmaları yüksek gelir grubunun tavuk eti tüketimini azalttı. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Başkanı Zuhal Daştan, iki farklı cins tavuğu kıyaslamanın yanlış olduğunu söyledi. Üretimi birden kısamayan sektör, fiyatı ucuzlatarak tüketimi artırıyor.

Üretim yöntemlerinin sağlıklı olup olmadığı tartışmalarıyla sık sık gündeme gelen tavuk eti üreticileri sektör hakkında öne sürülen iddiaları eleştiriyor. Söz konusu iddialar ortaya atılırken sürekli köy tavuğu ile besi tavuğunun kıyaslandığını hatırlatan sektör temsilcileri, ikisinin birbirinden farklı cinse sahip olduğuna dikkat çekiyor. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği ve Sağlıklı Tavuk Bilgi Platformu Başkanı Zuhal Daştan, "Besi tavukçuluğunda farklı bir cinsten bahsediyoruz. Köy tavuğuna kıyasla çok daha hızlı büyüyen, daha çok yemlenen, daha iyi bakılan tavuğun hızlı büyümesi de doğaldır." diyerek eleştirilere cevap verdi. Tavuğun yumurtadan çıkıp kesime kadar gelen süreci hakkında bilgi veren Daştan, "Birtakım profesörler çıkıyor, gıdalarla ilgili bir sürü yanlış yorumlar yapıyor. Televizyon televizyon dolaşarak verdiği beyanatlarla kanun ve kurallara uyanlar da dahil bütün sektör olumsuz etkileniyor." şeklinde konuştu. Tavuğun yetişme ortamlarının kırmızı et üretiminden farklı olmadığını dile getiren Daştan, "Tartışılması gereken bir şey varsa o da hareket alanları. Ama bu danalarda da var. Onlar hiç tartışılmıyor." dedi.

Tavuk eti ile ilgili tartışmalardan sonra tavuk eti tüketimi, gelir seviyesi yüksek kesimlerde azaldı. İstatistiklere göre Türkiye'de kişi başına yıllık ortalama 20 kilo tavuk eti tüketiliyor. Türkiye'de üretilen tavuk etinin ihtiyaca cevap verecek yeterlilikte olduğunu belirten Daştan, "Ama sektör hâlâ büyüyor. Büyüdüğü için de sıkıntı yaşıyor. Aşırı rekabetin sonucunda fiyatlar geriliyor." dedi. Diğer sektörlerde gerektiğinde üretim yavaşlatılabilirken tavukçulukta böyle bir durumun söz konusu olmadığını ifade eden Daştan, "Bizim sektörde tavuğun doğması ve büyümesi söz konusu. Dolayısıyla frene basmak diye bir şey anında mümkün değil. Bunun tek çıkar yolu fiyatları kırarak ürünü sudan ucuz hale getirerek satmak ve vatandaşa daha çok tükettirmek. Ama bu arada da ciddi zararlar meydana geliyor." şeklinde konuştu.

Türkiye'deki olumsuz şartları ihracatla dengeleyen sektör en çok Irak, İran gibi ülkelere tavuk satıyor. Dünyanın en çok tavuk eti ithal eden ülkesi konumundaki Suudi Arabistan'a ise bazı firmalar bu yıl ürün satmaya başlamış. Avrupa Birliği ülkelerine ise Türkiye'de 2006'da yaşanan kuş gribinden beri et ve yumurta ihracatı yapılamıyor. Avrupa içinde serbest ticaret anlaşması olduğu için bölgedeki herhangi bir ülkede çıkan hastalıkta ticaretin engellenmediğini vurgulayan Daştan, "Bizde şu an böyle bir risk olmamasına rağmen ürünlerimizi oraya satamıyoruz. Bu durumun yeniden değerlendirilip bizim Avrupa'ya ihracatın önünün açılması gerek." dedi.

Son dönemde özellikle işlenmiş gıdalarda 'katkısız', 'yüzde yüz helal', 'doğal' gibi etiketlerle piyasaya sürülen ürünleri değerlendiren Daştan, "İşlenmiş ürünlerin içinde lezzetlendirici veya raf ömrünü koruyucu katkı maddeleri konur. Bu maddeler kanunların izin verdiği oranda, insan vücudundan atılabilecek miktardadır. Ama tamamen doğal değildir. Katkısız demek bunların hiçbiri yok demektir." diyerek sektördeki bu tür reklamların gerçeği yansıtmadığını dile getirdi. Hiçbir katkı maddesi kullanılmadan üretilen ürünün raf ömrü iki aya düşüyor. Bakanlığın sucuk ve salamdaki teşhir uygulamasıyla ilgili olarak ise Daştan şunları söyledi: "Var yok dediğiniz vakit binde biri bile var gösteriyor. İnsanlar ilan edilmenin korkusuyla, imkanı ve parası olanlar bu işe tekrar yatırım yapıp Avrupalıları zengin edip, yeni makineler getirecekler. Bedelini de tüketiciler ödeyecek." dedi.

Mudurnu Tavukçuluk'u satın alan Zuhal Daştan, firmanın şimdiye kadar üç el değiştirdiğini belirterek, "Çeşitli sebeplerle birkaç kez el değiştiren bir firma. Biz de dördüncü işletmeci olarak üretimimizi burada devam ettirmeyi hedefliyoruz." dedi. 41 yıldır sektörde faaliyet gösteren Daştan, Paktavuk firması ve yeni aldığı Mudurnu ile birlikte toplam 1.050 kişiyi istihdam ediyor.
Zaman

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52