Fast food’a Türk yorumu

Yiyecek içecek dünyasının önemli markalarından Cızbız Köfte, Maltız Köfte’yi bünyesine katarak yeni yatırıma soyundu. Gençlerin doğru ve doğal beslenmesini isteyen Maltız’ın patronundan yeni konsepte ait ilk bilgiler…

Fast food’a Türk yorumu
Söyleşi / Selami Türkoğlu

Asırlık lezzet birikiminin başarılı uygulayıcılarından Cızbız Köfte, yeni bir yatırım modeline hazırlanıyor. Bu doğrultuda Trakya Bölgesi’nin en fazla bilinen lezzet noktalarından Maltız’ı bünyesine katan firma, uygulayacağı yeni yatırım modeliyle girişimcilere cazip fırsatlar sunuyor.
Maltız Köfte Yönetim Kurulu Başkanı Ali Tatlıdil’e, Maltız’ın satınalma sürecini, sektördeki rekabet şartlarını ve yeni yatırım modelini sorduk. İşte Tatlıdil’in Gıdavitrini’ne verdiği çarpıcı cevaplar…
-Maltız Köfte’nin tarihi seyrini anlatır mısınız?
-Maltız Restoran olarak 1970’li yıllarda kurulmuş, Marmara ve Trakya Bölgelerinde bilinirliği hayli yüksek, eski bir işletme. Bölgesinde çok kuvvetli. Bundan birkaç yıl önce köfte işine girdi. Sonrasında ise yeni ortaklar alarak yoluna devam etti. Kurumsal anlamda ciddi yatırım yapmış bir marka. Yaklaşık iki ay önce markayı, tesisleri, mağazaları, kısaca mevcut yapının tamamını devralmış bulunuyoruz.
-Siz nasıl bir yatırım modeli düşünüyorsunuz?
-Bizim kafamızdaki Maltız yatırımı biraz farklı olacak. Maltız’ın mevcut işleyici ana markamız Cızbız Köfte ile birebir örtüşüyor. Oysa bu markayla yeni bir yatırım modeli geliştirmek istiyoruz. Yıllar öncesine dayanan bir corner dükkan projemiz vardı. Satınalma süreci başladığında ise bu hayalimizi gerçekleştireceğimize inanarak işe koyulduk.
Yeni sistem, gerek AVM gerek sokak dükkanları ortamında 30-40 metrekarelik küçük dükkan ve ekmek arası servisi ağırlıkta olacak bir yatırım modeli. Tabii yine tabakta servis imkanı da sunacağız. Bunu uygulayabileceğimizi düşünüyoruz.
Kurumsal, yönetim ve üretim işleyişi anlamında Maltız bizim işletme mantığımıza göre uyarlandı, bir anlamda sıfırlandı.
Maltız’ın logosu ufak dokunuşlarla revize edilecek, ekmek arası köfteyi çağrıştıran bir yapıya kavuşturduktan sonra aynen kullanacağız.
Bu doğrultuda ilk noktayı İstanbul Yenibosna’da E-5 kenarında hizmete açacağız.

MEVCUT YAPI DEĞİŞMELİ
-Neden böyle bir yatırım modeli düşünüyorsunuz?
-Bilindiği gibi, Cızbız Köfte olarak 21. yılımızı yaşıyoruz. Ancak sektörde varlığımız asra dayanmaktadır. Başta AVM kiraları olmak üzere girdi maliyetlerinin çok yüksek olması sebebiyle böyle bir yatırıma karar verdik. Mevcut yapı artık işin içinden çıkılamaz bir hale doğru gidiyor. Çok sayıda marka bu sıkıntıyı yaşıyor.
Buradan hareketle, biz de yatırım maliyetlerini minimize ederek bir işletme modeli geliştirelim istedik. Piyasada bugün bir dükkan yatırımı için 400-500 bin lira yatırım maliyeti gerekiyor. Bunu aşağı çekmek, az adamla hızlı servis imkanı sunmak adına böyle bir yatırımın mümkün olduğuna inandık. Düşük metrekare, düşük kira, az eleman ve genel girdi maliyetlerinin küçültülmesiyle küçük ciralordan kar elde etme gayesi güdüyoruz.
-Ürün satış politikanız da değişik mi olacak?
-Tabi genel anlamda maliyetleri küçültürken, satışta da küçük oynamalar yaşanacaktır. Mesela düşük fiyata aynı kalitede bir ürünü sunmak için köftede adet bazlı azaltmaya giderek sunmak istiyoruz.
-Ürün çeşidi olarak hangi lezzetler tüketiciye sunulacak?
-Serbest satış olmakla birlikte mönü seçeneği de olacak. Tabi ana yemeğimiz ekmek arası köfte. Bunun yanında, sade, kaşarlı, acılı, ev tipi –ki yeni bir üründür- köfte, ıslak hamburger, birkaç çeşit salata ve içecek çeşitleriyle vitrine çıkacağız.



REKABETTE YENİLİKLERLE ÖNE ÇIKIYOR
-Ekmak arası köfteyi uluslar arası bir yiyecek haline getirme hayalinizi biliyorum. Bu noktadan hareketle Maltız Köfte projesi bu hayalinizin gerçekleşmesinde etkin olacak mı?
-Muhakkak, sürecin tamamlayıcı unsurlarından birisi olacağına inanıyorum. Caddede olmakla birlikte AVM’lerde de yer alabilecek bir yatırım tipi. AVM içerisinde 20-25 metrekare alanlarda uygulayabileceğimiz bir yatırım olacak. Küresel fast food zincirlerinin uyguladığı sistemi ekmek arası köfte modunda uygulayabileceğiz. Geçmiş birikimimizin önümüzü aydınlatmasıyla sektöre yeni bir kavram kazandıracağımıza inanıyorum. Sonuçta tüketilen ekmek arası köfte olacak. Ama sunuşu biraz farklı olacak. Kurumsal bütünün bir parçası olarak köftede olduğu gibi ekmekte de özel bir ürün tercih edeceğiz. Bu şekilde standartları yakalayabileceğiz.
-Fast food, diğer ifadeyle ye git konsepti genellikle tüketicinin soğuk baktığı bir beslenme şekli. Ancak köfte de geleneksel lezzetlerimizin en önde gelenlerinden. Tüketiciyi rahatlatmak adına bu ikilemi nasıl aşacaksınız?
-Burada tüketici açısından ürün güvenirliğinde bir problem olmayacak. Tüketicinin zaman algısıyla ilgili bir durum söz konusu. Vakti olan müşterimiz tabii ki masada ve tabakta servis alabilecek. Ancak zamanı kısıtlı olan ve hızlı hareket etmesi gereken tüketicilerimiz açısından gayet sağlıklı ve doğal beslenme şeklini hızlandırmış olacağız.

TÜKETİCİ ‘KÖFTE YEDİM’ DEMELİ
-Fost food beslenme şekli denilince akla katkı maddeleri de geliyor. Bu konuda rakiplerinize göre üstün olan yönleriniz var mı, neler?
-Bir defa asırlık bir tecrübeyle yola devam ediyoruz. Bu bizim için en önemli güvence. Buna ilave olarak katkı maddeleri konusunda muhafazakar bir düşünceye sahibiz. İnancımız gereği hiçbir şekilde kimyasal katkı maddesi kullanmadan, işin özünü bozmadan aynı ürünü sunabilme imkanına sahibiz. Farklı konsept derken ve daha ekonomik sunum imkanından bahsederken, bunu ürün içerisine konulacak katkı maddeleriyle sağlamayı hiçbir zaman düşünmedik, düşünmeyeceğiz de. Burada esas olan doğal ürünü sunmak, belki ürün miktarını biraz daha azaltarak sunmak, belki en önemlisi ise kar marjlarımızdan yapacağımız fedakarlık olacak. Tüketici, ‘ben köfte yedim’ demeli, buna inanıyoruz.

DOĞAL KÖFTE LEZZETİ YAYGINLAŞACAK
- AVM’lerde küresel markaların yerli markalara rağmen daha kolay yer bulduğu piyasada dillendirilen bir konu. AVM’lerde yer bulma ve kira bedeli ödeme konusunda sıkıntılar oluyor mu?
-Tabii. Buna kesinlikle katılıyorum. Küresel diye tabir edilen yabancı markalar her zaman yerli markalara göre avantajlı oluyor, pazarlık güçleri var, bilinirlik avantajları var. Bizler onlara göre daha fazla zorluklarla karşılaşabiliyoruz. Daha zor yer bulabiliyorken, daha fazla kira ödemek durumunda kalıyoruz. İşte Maltız konseptinin çıkış gayesi de buna bir anlamda alternatif çözüm üretme fikridir. Kira ve benzeri girdi maliyetlerini aşağı çekiyoruz. Tüketiciye daha ekonomik şartlarda ve daha fazla noktada aynı doğal ürünü tattırmayı hedefliyoruz.
-Nokta belirleme standartı var mı?
-Özel bir tercih alanımız olmayacak. Cadde, AVM, sanayi siteleri, benzin istasyonları… Her türlü yatırım ortamına müsait bir girişim modelini uygulayacağız.



GİRİŞİMCİDEN SADECE REKLAM BEDELİ İSTİYOR
-Peki size başvuran girişimcilerden ne gibi istek ve beklentileriniz olacak?
-Yatırımcılarımızdan marka bedeli almıyoruz. Ciro bedeli almıyoruz. Sadece yüzde 1 gibi cüzi bir reklam katkı bedeli alıyoruz. Yani, yatırımcıya cazip imkan sunmak adına biz üzerimize düşen vazifeyi yapma gayesindeyiz. Neredeyse, sadece marka/isim bedeli maliyetiyle; 50 bin lira gibi bir yatırım tutarıyla girişimci dükkan açma imkanı bulacak.
-Rekabet şartları nasıl işliyor. Sizi rakiplerinize göre öne çıkaracak hangi argümanlara sahipsiniz?
-Yatırım maliyetinin avantajıyla birlikte, yüksek kalitede bir ürünü ekonomik şartlarda satma imkanı sunuyoruz. Çok sayıda noktada yer alıyoruz.
-Dükkan sayısı konusunda bir hedefiniz var mı?
-Mağaza açma anlamında bir sayı hedefimiz yok. Bu biraz da piyasanın kabul şartlarıyla doğru orantılı bir durum. İlk noktayı kendimiz açıyoruz. Bundan sonra gelecek olan ilk beş noktayı da kendimiz açacağız. Bir anlamda örnek mağaza, sunum ve tanıtım çalışması yapmış olacağız. Bu arada yatırımcıya da açık olacağız.
-Dükkan sayısının kısa zamanda artacağı varsayımından yola çıkarak şunu öğrenmek istiyorum. Üretim kapasiteniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
-Gerek üretim kapasitesi gerekse ürün lojistiği ve sevkiyatı anlamında Türkiye’nin her bölgesine zamanında aksama olmadan ürün tedarik etme imkanına sahibiz. Şu anda bu sürece hazırız. Girişimciye sadece işletmeyi başarıyla çalıştırmak kalıyor. Bu gücü Cızbız tecrübesi ve güveninden alıyoruz. Bu bizim için çok büyük bir avantajdır.

YENİ NESİL SAĞLIKLI BESLENMELİ
-Hedef kitleniz hakkında bilgi verir misiniz?
-Tüm tüketici kesimleri tabii ki doğal hedefimizdir. Köfteyi seven her tüketici bizim için değerlidir. Ancak ilk hedef kitlemizi gençlerin oluşturduğunu vurgulamalıyım. Burada şunu söylemek isterim. Gençler, geleceğimizi emanet edeceğimiz genç nesil sağlıklı beslenmeli, güvenilir et ürünlerini tüketmeli. Bu, kurum olarak bizim için stratejik bir karardır. Malum, piyasada et ürünleri olarak tüketime sunulan çok sayıda üründe kimyasal katkı bulunuyor. Bunun nelere yol açtığını herkes çok iyi biliyor. Doğal ürün sunma hassasiyetimizi, rekabet ortamında bir artı olarak değerlendirmekle birlikte, insani bir görev olarak ve kurumsal sorumluluk çerçevesinde ele aldığımızı özellikle belirtmek isterim.
-Yatırım ortamı hazırlanırken girişimciye ne gibi tavsiyeleriniz olacak?
-Maltız Köfte konsepti kuruluşunda avantaj sağlıyor. Girişimci 50-60 bin lira gibi bir maliyetle dükkan açma imkanı buluyor. Bunun yanında dükkan içerisinde kullanılacak malzemeyi de demonte sistemiyle yaptırma imkanına sahibiz.
Agresif büyüme gibi bir gayemiz yok. Kuruluşundan bugüne değin öz sermaye ile yatırım yapma gibi bir prensibimiz var. Emin adımlarla yolumuza devam ediyoruz.

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52