Ailelerden Milupa'ya dava hazırlığı

Milupa Aptamil Mama'da GDO ortaya çıkması üzerine bir çok ailenin suç duyurusu ve tazminat davaları açmaya hazırlandığı bildiriliyor.

Ailelerden Milupa'ya dava hazırlığı
Milupa Aptamil Mama'da GDO ortaya çıkması üzerine bir çok aile Gıda Hareketi'ne müracaat ederek yardım talebinde bulundu. Aileler suç duyurusu ve tazminat davaları açmaya hazırlanıyor.
Biyogüvenlik Kanunu'nun bebek mamalarında net bir şekilde GDO'yu yasaklamasına karşın, üründe GDO çıkmasına yönelik tepkiler devam ediyor.

Milupa Aptamil Mama'da GDO ortaya çıkması üzerine, söz konusu mamayı kullanan ve halen elinde bulunduran bir çok aile Gıda Hareketi'ne müracaat ederek yardım talebinde bulundu.

İlgili firma yöneticilerinin cezalandırılması için suç duyurularında bulunan aileler şimdi de maddi ve manevi tazminat davaları açmaya hazırlanıyor.

MILUPA’CILARA 12 YILA KADAR HAPİS
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın açıklamasında olay hakkında hukuki süreç başlatıldığını bildirdi.

5977 Sayılı Biyogüvenlik Kanunu’nun 15. maddesi, gıdalarda GDO bulunduranlara 5 ila 12 yıl arasında hapis cezası öngörüyor.

İŞTE 5977 SAYILI BİYOGÜVENLİK KANUNU’NUN 15. MADDESİ:           
MADDE 15 – (1) GDO ve ürünlerini bu Kanun hükümlerine aykırı olarak ithal eden, üreten veya çevreye serbest bırakan kişi, beş yıldan on iki yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.


GDO YÖNETMELİĞİ BUNUN İÇİN DEĞİŞTİRİLMİŞ

GDO yönetmeliğinin değiştirilmesinin gerçek amacı hakkında şok itiraflar...
Sağlık ve Gıda Güvenliği Hareketi'nin, Milupa Aptamil bebek mamasın GDO’lu olmasına yönelik teşhirinden sonra yeniden gündem olan GDO vahşeti tartışılmaya devam ediyor.

AHaber’de yayınlanan Deşifre programına katılan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Gıda Kontrol Genel Müdürü İrfan Erol, ilginç itiraflarda bulundu. İşte ülkeyi sarsması gereken o acı itiraflardan kesitler: 

“MAMA DIŞINDA GDO TESPİT EDİLEN ÜRÜNLER VAR”
Gıda Hareketi, mama ifşaatından sonra çoğunluğu gıda devleri olan 200 dolayında firmanın ürünlerinde GDO tespit edildiği açıklamıştı. Gıda Kontrol genel müdürü İrfan Erol, rakam vermese de bu iddiayı doğruladı.

- Savcılığa intikal eden ama kamuoyuna açıklanmayan başka GDO’lu ürün var mı?                                                             

İrfan Erol: Var. Savcılığa intikal etmiş GDO’lu başka ürünlerde var!

- Başka gıdalarda var diyorsunuz?

İrfan Erol: Var! Onlar hakkında da savcılığa suç duyurusunda bulunduk tabi.

- Şu an onları açıklamıyorsunuz?

İrfan Erol: Onlarla ilgili yargı süreci devam ediyor.

“GDO’LAR, SOYA, MISIR VE BUĞDAY KAYNAKLI OLABİLİR”
“Mamalardaki GDO neden kaynaklanıyor?” sorusuna ise Gıda Kontrol genel Müdürü İrfan Erol; “Burada tabi soya olabilir, mısır olabilir, buğday olabilir. Bunlar ağırlıklı olarak bu tür ürünlerden bulaşmış olabilir. Yani temel olarak bunlardan bir tanesidir” dedi.

Erol’un soya ve mısır yanı sıra toplumun en büyük besin kaynağı olan buğdayı da eklemiş olması önemli bir itiraftı. Zira buğday GDO’lu olduğu konusu Tarım Bakanlığı yetkililerince ilk kez kabul ediliyor.

GDO YÖNETMELİĞİ CEZA ALACAK FİRMALARIN HAK MAHRUMİYETİNİN AŞILMASI İÇİN HAZIRLANDI
Biyogüvenlik Yasası’na göre aslında sıfır tolerans tanına GDO’da bir bulaşma oranı kabul edilip, bir risk oranı binde 9 gibi bir oran açıklandı. Bu aslında daha önce yasada olmayan bir tanım. Yasada sıfır tolerans varken yönetmelikle binde 9 getirmiş oldu.  Tam da bu değişiklik bebek mamasındaki GDO skandalının ortaya çıkmasına paralel bir şekilde ortaya çıktı. İnsanın aklına şu geliyor acaba, Bakanlık bu uluslararası gıda tröstünü kurtarmak için, onların yöneticilerini kurtarmak için bir yönetmelik değişikliği mi yaptı?

İrfan Erol: Bu konuda bakanımız da bir açıklama yaptı. Bu düzenleme gıda ile ilgili değil onu söyleyeyim. Bunların giderilmesi amacıyla öteden beri bir çalışılıyordu. Biyogüvenlik Kurulu’nun kararıyla bu çalışmalar yapıldı. Bizim Güvenlik Kanunumuzda “bulaşan” ifadesi olmasına rağmen “GDO bulaşanı” olarak bir ifade yok. Yani GDO bulaşanını tanımıyor. Dolayısıyla bu eksiklik görüldüğü için… Böyle bir tanım olmadığı için birçok yargıya intikal etmiş olaylarda kasti değil, kusri olarak ortaya çıkan durumlarla ilgili olarak… Yine hak mahrumiyeti var 1 yıldan 12 yıla kadar, bunların aşılması amacıyla bir yönetmelik hazırlandı. 

HER TÜLÜ ÖNLEME RAĞMEN DOMUZ, AT VE EŞEK ETİ, MANTAR, KÜF, BAKTERİ BULAŞAN SAYILIRSA…
Yönetmelik değişikliği hakkında “Bu yönetmelik iki önemli madde üzerine kurgulanmıştır. Bunlardan bir tanesi GDO bulaşanı ifadesi. Yani GDO bulaşan herhangi bir ürünün üretilmesi aşamasında, muhafazası, taşınması, işlenmesi, paketlenmesi vs. Her türlü önlemi almanıza rağmen teknik olarak engellenemeyen, kazaen ortaya çıkan bir bulaşmayı tarif ediyor. Ve buna ilişkin bir limit getirmiş. Bu limit, binde 9. Bu limit yine AB düzenlemelerinde olan limit. Bizde de yeme ilişkin bir limit var. Eğer binde 9’un altında ise etiketlemenize gerek yok. Binde 9’un üstünde ise etiketleme sorunluluğu var” diyen İrfan Erol’un sözleri, ‘Her tülü önleme rağmen bazı firmaların ürünlerine domuz, at ve eşek eti, mantar, küf, bakteri de bulaşabilir? Bu durumları neden bulaşan sayılmıyor da GDO’yu bulaşan sayıyorsunuz? Bu sorunlu halleri için her firma önlem almak zorunda ise neden GDO konusunda da önlem alması ve bulaşanı engellemesi sağlanmıyor’  sorularının sorulmasına yol açtı. gidahareketi.org

Güncelleme Tarihi: 06 Haziran 2014, 16:20

Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52