Konserve sektörü yatırıma odaklandı

Türkiye konserve sektörünün son yıllarda hem iç hem de dış piyasada hızla büyümesi işletmeleri yeni yatırımlara yöneltmiş durumda.

Konserve sektörü yatırıma odaklandı
Türkiye konserve sektörü son yıllarda ortaya koyduğu hızlı büyümenin ardından yatırıma odaklanmış durumda. Değişen tüketici alışkanlıkları ve artan dış pazar faaliyetlerinin etkisiyle kapasitesinin tamamına yakınını kullanan sektörde talebe cevap vermek için ek makine yatırımları ve depolama faaliyetleri hızla gelişiyor. Bu haliyle hem iç hem de dış pazarın ihtiyaçlarına anında cevap vermek isteyen sektör aktörleri, aynı zamanda yaptıkları Ar-Ge çalışmalarıyla da ürün çeşitliliğine gidiyor. Yine farklı ülkelerden aldığı lezzetleri Türk tüketicisiyle buluşturan sektörde Türk damak tadına hitap eden lezzetler de farklı ülkelere pazarlanıyor. Ayrıca hammaddenin girişinden çıkışına kadarki süreci hızlandırmak isteyen üreticiler özellikle makineli tarıma büyük önem veriyor.

Yaklaşık 50 firmanın bulunduğu Türkiye konserve sektörü 2.5 milyar dolarlık Pazar büyüklüğüyle Türkiye’deki faaliyetlerini sürdürüyor. Her yıl çift haneli büyüyen sektörde, tüketicinin gıda tercihini dondurulmuş ürün ve konserve türlerinde kullanması sektörü büyüten etkenlerin başında sayılıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) veri tabanına göre, konserve meyve-sebze üretim miktarı mevcut durumda 1 milyon tonu geçiyor. Sektörde faaliyet gösteren firmalar küçük ve orta büyüklükteki işletmelerden oluşuyor.

Konserve üretim tesisleri, sanayinin ihtiyaç duyduğu hammaddelerin daha bol ve kaliteli yetiştikleri Ege ve Marmara Bölgeleri’nde sayı ve kapasite olarak yoğunlaşmış durumda. Kullanılan hammaddenin aşağı yukarı tamamı yurtiçinden temin ediliyor. Sektörde ABD, Fas, İsviçre, İtalya, Hollanda, Yunanistan, Almanya, Fransa ve Japonya gibi ülkelerden yabancı sermayeli kuruluşlar da bulunuyor. Dünya konserve meyve-sebze tüketimi ve ticareti dondurulmuş meyve ve sebzenin rekabetine karşın giderek artıyor.

Türkiye’de konserve işleme sanayi ağırlıklı olarak meyve ve sebze işleme, turşu ve geçici konserve edilmiş sebze üretiminden oluşuyor. Sebze konservesi grubunda bezelye, taze fasulye ve bamyanın yanı sıra börülce, enginar, türlü yer alırken, hazır yemek grubunda barbunya ve fasulye pilaki, yaprak ve lahana sarma, patlıcan dolma, etli kuru fasulye ve biber dolması bulunuyor. Meyve konserveleri grubunda ise kayısı, vişne, şeftali kompostoları, bakliyatta kuru fasulye, nohut ve barbunya haşlamaları ile şarküteri grubunda da garnitür, mısır, mantar, enginar kalbi, kurutulmuş domates, közlenmiş patlıcan ve közlenmiş kapya biber ürünleri market raflarında yerlerini alıyor.

Sektör ihracatını artırıyor
Türkiye’nin konserve meyve-sebze ihracatı 2011 yılında 1.3 milyar doları buldu. Bu rakam 2010 yılında 1.1 milyar dolardı. Sektör anılan dönemde 538 bin ton konserve ihraç etti. Türkiye’nin ihracatında öne çıkan pazarlar arasında ilk sırayı Almanya alıyor. Bu ülkeyi Hollanda, Irak, İngiltere ve ABD izliyor. Bu beş ülkeye yapılan ihracat toplam konserve meyve-sebze ihracatının yaklaşık yarısını oluşturuyor. Konserve meyve-sebze sektöründe en fazla ihracatı yapılan ürün grubunu meyveler, sert kabuklu meyveler ve yenilen diğer bitki parçaları oluşturuyor.

Yine turunçgil konserveleri, turşu, zeytin ve domates konserveleri de ihracatta önemli bir paya sahip bulunuyor. Dünya konserve meyve-sebze ihracatı ise yaklaşık 30 milyar doları buluyor. Türkiye ise dünya ihracatında sekizinci sırada yer alıyor. Dünya geneli konserve ihracatında ilk sırayı ise yaklaşık 5 milyar dolarlık ihracat payıyla Çin alıyor.

Rekabetin yönü değişti
Farklı damak tatlarına uygun yeni ürünlerle yaklaşık 2.5 milyar dolarlık hacme ulaşan konserve pazarında rekabet, sebzenin tazesinden kurutulmuşuna kaymış durumda. Güneydoğu Anadolu’nun kuru patlıcan, biber ve domates dolmasını ürün yelpazelerine ekleyerek pazarın son iki yılda, yüzde 35 oranında büyümesini sağlayan firmalar, kuru fasulye ve börülcenin ardından şimdi de şeftali, armut, ananas ve kirazdan oluşan meyve konserveleriyle tüketicinin ilgisini çekmeye çalışıyor. Konserve sektöründe yaşanan bu gelişmede, üretici firmaların farklı damak tatlarına uygun yeni ürünleri peş peşe piyasaya sürmesi etkili oldu.

Bu ürünlerle, Anadolu’nun unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerini yeniden sofralara taşımayı sağlayan firmalar, şimdi de Türk tüketicilerini Fransa ve Uzakdoğu tatlarıyla buluşturmaya hazırlanıyor. Bunda da tüketicilerin tüketim alışkanlıklarında yaşanan değişim, önemli oranda rol oynuyor. Damak tatlarını yeniliklere açan tüketiciler sayesinde, bezelye, taze fasulye, türlü, bamya, yaprak sarma gibi klasik konservelere sürekli yeni çeşitler ekleniyor.

Enginar, enginar kalbi, patlıcan salatası, közlenmiş biber gibi ürünlerle tüketicileri yakalamayı başaran firmalar, teknolojideki gelişmelerden de yararlanarak konservede doğallık, tazelik ve lezzeti ön plana çıkartma yoluna gitti. Yeni dönemde firmalar Anadolu’nun yöresel yemekleri olan kuru patlıcan, biber ve domates dolmasından oluşan yeni ürünlerine patlıcan kızartmasını da ekledi. Ayrıca sektörde börülcenin dahi konservesi yapılır oldu. Yine bazı firmalar şeftali, armut, ananas ve kirazı harmanlayarak, yeni meyve konservelerini piyasaya sürüyor. Hazır yemek kategorisine ağırlık veren firmalar ise ürün çeşitlerine etli kuru fasulyeyi kattı.

Kış aylarında çeşit artıyor
Büyük şehirlerdeki yaşam tarzı, bireylerin kısıtlı zaman dilimleri içinde hızlı hareket etme zorunluluğuna bir de sebze ve meyve bazlı beslenme tipinin önem kazanması eklenince, konservelere olan talep de artıyor. Yüksek tempoda çalışan tüketicilerin sayısının da hızla artması ve buna bağlı olarak tüketicilerin daha çok pratik ürünlere yönelmesi, ambalajlı hazır konservelerin satış trendini yükselterek, pazarı büyütüyor. Özellikle kış aylarında lezzet ve görünüm bakımından besinlerde çeşitliliği sağlamak tüketimi tetikleyen unsurların başında geliyor. Yine gıda güvenliği konusu da rekabette şirketlere avantaj sağlıyor.

Çin, Hindistan, İtalya, İspanya gibi, işlenmiş sebze ve meyve üretiminde dünya genelinde ön plana çıkan ülkelerin arasında Türkiye’de yer alıyor. Başta Avrupa Birliği ülkeleri olmak üzere ABD, Japonya, Avustralya, Kanada, Ortadoğu, Afrika ülkeleri ve Türk cumhuriyetlerine Türkiye’den konserve ihracatı yapılıyor. Perakende konserve sektöründe birçok firmanın bulunması, sert rekabet koşullarını da beraberinde getiriyor. Pazarda rekabet avantajı sağlayan önemli etkenlerin başında ürünlerin standartlara uyum ve gıda güvenliğinin sağlanmış olması geliyor.
Kobiden

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52