Sporcu besinlerinde enerji arayışı!

BENEO’nun Avrupa Bilim Sempozyumunda, bilim adamları fonksiyonel karbonhidratlar ile diyet liflerin büyük potansiyelini konuştu.

Sporcu besinlerinde enerji arayışı!
PalatinoseTM (isomaltulose), isomalt gibi fonksiyonel karbonhidratlar ve oligofruktoz, inulin ve Orafti®Synergy 1 gibi prebiyotik lifler insan sağlığı için önemli faydalar sağlıyor; geçtiğimiz günlerde düzenlenen İkinci BENEO Bilim Sempozyumu’nda beslenme uzmanları tarafından verilen mesaj buydu. ABD, Kanada, Singapur ve Avrupa ülkelerinden önde gelen bilim adamları, Almanya Heidelberg’de bulunan Avrupa Moleküler Biyoloji Laboratuarında, fonksiyonel karbonhidratların insan sağlığı üzerindeki etkileri ile ilgili yeni araştırma bulgularını paylaşmak için toplandılar. Fonksiyonel bileşenlerin lider üreticilerinden BENEO’nun bir parçası olan BENEO-Enstitüsü tarafından düzenlenen Avrupa Bilim Sempozyumunda 120’den fazla katılımcı yer aldı.
BENEO İcra Kurulu Üyesi Dr. Matthias Moser: “İkinci Avrupa Sempozyumunu, dünyanın dört bir yanında fonksiyonel karbonhidratlarımızla ilgili yapılan yüksek kalitedeki araştırmaları gözler önüne sermek için düzenledik. BENEO her zaman kendini araştırmaya adamış kanıt-temelli bir firma olmuştur. Şimdi bu fırsatı Palatinose™, oligofruktoz, inulin ve Orafti®Synergy1 gibi bileşenlerimizle ilgili en son bulguları daha geniş bir kitleyle paylaşmak için kullanmak istiyoruz.” dedi.
Sempozyumda tüm karbonhidratların sağlık etkileri açısından eşit olmadığı açıklandı. Artık, bilimsel ortak görüşe göre yemeklerden sonra kan şekeri seviyesini yükselten diyetler, şeker hastalığı riskini artırıyor. Bunun üstesinden gelmek için kan şekeri seviyeleri üzerinde daha sağlıklı etkisi olan düşük glisemik karbonhidratların tüketimini acilen artırmamız gerekiyor. Bunun için güzel bir seçenek ise, geniş bir ürün yelpazesi içerisinde geleneksel şekerlere ve tatlılık sağlayan karbonhidratlara alternatif olarak kullanılabilecek yavaş sindirilen bir karbonhidrat olan Palatinose™’dir. Çalışmalar Palatinose™ tüketmenin sakaroz ve maltodekstrine oranla kan şekerinde daha yavaş bir yükseliş yarattığını gösteriyor.
Palatinose™’nin diğer bir rolü ise sporcu besinlerinde. Önümüzdeki aylarda gerçekleşecek Olimpiyatlarla birlikte atletler performanslarını artırmaya yardımcı olacak yiyecek ve içeceklerin arayışı içerisinde olacaklar. Çalışmalar Palatinose™ ile tatlandırılmış olan ürünlerin, geleneksel karbonhidratlara oranla yağ yakımını hızlandırırken, vücudun glikoz depolarının korunmasına da yardımcı olduğunu gösteriyor. Bu da egzersiz dayanıklılığını artırma potansiyeli sağlıyor – daha uzun aktiviteler içerisinde yer alanlar için kullanışlı bir araç oluyor. Palatinose™’nin faydaları aynı zamanda sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersizin yanında yağ yakımını destekleyen bir kilo yönetimi olarak toplumun geneline kadar uzanıyor. Aşırı kilolu kişilerde yapılan başarılı çalışmalar Palatinose™’nin yiyecek pazarında geniş bir kullanıma sahip olduğunu gösteriyor. Tip1 diyabetliler üzerinde yapılan çalışmalar Palatinose™’nin glisemik kontrolü geliştirdiğini ve egzersizlerden kaynaklanabilen hipoglisemik olayları azalttığını gösteriyor. Bu çok kullanışlı bir özellik olup, şeker hastalarının hayat kalitelerini yükseltmek için önemli bir gelişme sunuyor.
Sempozyumdaki diğer sunumlar diyet liflerinin faydaları ve kullanımının nasıl artırılabileceği üzerine odaklandı. Sağlık uzmanları diyet liflerinin sağlık için gerekli olduğu konusunda – kalp hastalıkları, obezite, şeker hastalığı ve kanserin önlenmesi konusunda sağlam kanıtlarla – ikna olmuşken, tüketiciler tepki vermekte daha yavaş davranıyor ve mevcut diyet lifi tüketimi tavsiye edilen miktarın gerisinde kalıyor. Bu duruma bir yandan yüksek lifli yiyecekler konusundaki bilgi eksikliği diğer yandan liflerin lezzeti azalttığı konusundaki yanlış inanış neden oluyor.
Kesin bir çözüm ise bağırsak sağlığı,mikrobiyota kompozisyonu, mineral emilimi üzerine faydaları kanıtlanmış ,sindirilemeyen karbonhidratlar olan inulin tipi fruktanların diğer diyet liflerine oranla daha yaygın olarak kullanımıdır. Konuşmacılar prebiyotik liflerin seçici şekilde bağırsak mikrobiyotasını nasıl daha uygun bir profile yönlendirdiği konusunda yayınlanan kanıtlar ile Avrupa Gıda Güvenliği Kurumunun (EFSA) görüşleri arasındaki farkları vurgulayarak tartıştılar. Bu tartışmada mesafe alabilmek için daha fazla bilimsel bulgu gerektiği anlaşıldı.
Meyveler, sebzeler ve tam tahıllılar gibi diğer lif kaynaklarının yanısıra Orafti®Synergy1, inulin ve oligofruktozun lif alımı eksikliğini gidermekte önemli bir rolü bulunuyor. Lezzetleri ve kolay adapte edilebilme özellikleri sayesinde birçok yiyecek ve içecek ürünü için ideal bileşen haline geliyorlar. İnulin tipi fruktanlar ile zenginleştirilmiş ürünlerin sayısı arttıkça daha çok tüketici favori yiyeceklerinin yüksek lifli versiyonlarını seçme şansına sahip olacak ve bu da herkesin diyet liflerinin sağlık faydalarına erişmesini kolaylaştıracak.
İnulin tipi fruktanlar ile lif alımının arttırılmasının faydaları erken bebeklik döneminde başlıyor. Orafti Synergy1, bebek formülleriyle beslenen bebeklerin bağırsak mikrobiyotasını ve dışkı kıvamını anne sütüyle beslenen bebeklerinkine yakınlaştırıyor. Sürekli prebiyotik takviyesiyle enerji alımı ve kilo yönetimine fayda sağlayarak etkiler hayat boyu devam ediyor. Obezite ve genellikle harici bir “organ” gibi düşünülen kolon mikrobiyotası arasındaki bağlantılar ile ilgili araştırma, inulin tipi diyet liflerinin kilo yönetimine nasıl yardımcı olduğu konusunda giderek daha çok bilgi açığa çıkarıyor. İnülin tipi diyet liflerinin çalışma mekanizmaları, fermantasyon özellikleri ve doyum ile ilgili hormonsal düzenleme ve yağ dokusunda enerji depolama üzerine etkileri ile açıklanabilir.
Son olarak, Sempozyumun önemli bir kısmı Avrupa sağlık beyanları düzenlemelerinin uygulanması konusundaki samimi bir tartışmaydı. Toplantıdaki birçok kişi EFSA tarafından eczacılığa ilişkin uygulanan ve birçok kanıta dayalı sağlık beyanının reddedilmesiyle sonuçlanan yaklaşıma karşı duyulan endişeleri dile getirdi. Bu yaklaşım, inulin tipi fruktanlarla ilgili beyanları etkiledi. Çünkü EFSA, bileşeni yeterince sınıflandıramadığı için asıl bilimsel kanıt hiçbir zaman gözden geçirilmemişti.
Dr. Moser Sempozyumdaki tartışmaları şu şekilde özetledi: “inulin tipi fruktanlar tarafından sunulan faydalar ve kanıtların gücü konusunda ikna olmuş durumdayız. Beslenme topluluğunun ve prebiyotikler konusunda araştırma yapanların desteği ile EFSA’nın kararları sonucunda ortaya çıkan bilimsel zorluklar ile mücadeleye hazırız. Tüketici en iyi hizmeti kendisine seçenek ve bilgi sunulduğunda alır. İnulin tipi fruktanlar tarafından sunulan çeşitli sağlık faydaları ile ilgili yasal olarak başlatılmış sessizlik ne tüketicinin ne de kamu sağlığının ilgi alanındadır”.

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52