Dananın tosunun bankası mı olur demeyin!

'Konya Şeker Efsanesi'ne dair çok şeyler anlatıldı ama içlerinden en ilginci Danabank ve Tosunbank olsa gerek! Hayvan yatırılan bankalar bakın nasıl çalışıyor...

Dananın tosunun bankası mı olur demeyin!
1.2 milyar lira ciroyu geçen şirket, fabrikalarından çıkan atık suyu ile domates, muzun yanı sıra, Tlepya balığı üretiyor. Recep Konuk, "Rekabet derken, ürettiğimiz her ürünün atığı başka bir ürüne dönüşüyor" dedi Tanıyanı tanımayanı, bileni bilmeyeni sürekli "Konya Şeker Efsanesi"nden söz edince, aldık çantayı elimize gittik Konya'ya.
İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) ilk 500 büyük firma listesine 34'üncü sıradan giren bu kuruluşun ulaştığı başarıyı nasıl yakaladığını yerinde görmek istedik.
Konya'ya vardığımızda bizi karşılayan Çumra Şeker'in İdari İşler Müdürü ile Panko Birlik ve Anadolu Birlik Holding'in Başkanı Recep Konuk'un Danışmanı Abdullah Mutlu, Konya Şeker efsanesini hemen anlatmaya başladılar.
Mevlana'yı ziyaret ederken Ülker şu yorumu yaptı: "Biliyor musunuz, Konya'ya gelenler önce Mevlana'ya gider, sonra bizi ziyarete gelirler."
Nafaka paralarıyla kuruldu
Ben de öyle yaptım. 2011'e 1.2 milyar liralık ciroyla başlayan, Türkiye şeker üretiminin yüzde 25'ini gerçekleştiren Konya Şeker'in entegre tesislerine gittim. Kooperatifçiliği küresel vizyonla birleştirilmesinden ortaya çıkan Anadolu Birlik Holding çatısında toplanan fabrika ve tesislerden bazılarını gezdikten sonra Başkan Recep Konuk'la buluştuk.
Çumra'da doğan, anne ve babasının ısrarıyla biyoloji, kimya ve fizik öğretmeni olan ancak doğuştan itibaren kanında dolaşan tüccarlık virüsüne karşı çıkamayınca kaderi onu "şeker"le yolculuğa çıkmaya zorladı.
-Sizde başkanlık çok, kimliğinizi nasıl ifade ediyorsunuz?
-Öncelikle çatısı altında 31 kooperatif bulunan pancar üreticileri birliği Pankobirlik'in başkanıyım. Aynı zamanda Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi'nin de başkanıyım.
17 kooperatif ile üst birlik Pankobirlik'in ortaklığındaki Konya Şeker'in geçen yıla kadar yönetim kurulu başkanıydım. Çıkan bir yasayla birlik başkanlarının, iştiraklerde yönetici olması yasaklandı. Bu nedenle bir çatı kuruluşu olarak oluşturulan Anadolu Birlik Holding'in Başkanıyım.
-Kendinizi bir efsane kahramanı gibi hissediyor musunuz?
-Biliyorsunuz, Konya Şeker'in temelleri 1952'de evlerindeki nafakadan kesen çiftçilerce ve Konyalı eşraf tarağından atıldı. 40 yıl devlet idare etti. Sürekli zararlarla büyümeye çalışan kuruluş, ülkemizin kara deliklerinden birisiydi.
1999'da göreve geldiğimizde Konya Şeker 40 milyon dolar borcu olan, zarar ve faiz sarmalındaydı. Önce rehabilitasyonla işe başladık. 10 yılda 700 milyon dolarlık yatırım yaptık. Bu yılki yatırımlarla toplamda 1 milyar dolarlık sınırı aşacağız. Bugün, sadece Türkiye'nin değil, dünyanın da kendi alanında önde gelen, bilinen karlı bir firması haline geldi. Bu başarıyı sadece ben değil, 60 bine yaklaşan çiftçiden oluşan ailemizle yakaladık.

Lokomotif Konya Şeker
-Tesislerinizin bir özetini istesem nasıl anlatırsınız?
-Konya Şeker, lokomotif. Onun yanında Çumra Şeker fabrikası, sıvı şeker tesisi, Torku marka çikolata ve unlu, şekerli mamuller, biyoetanol üretim tesisi, yem fabrikası, arı yemi üretimi, fidan üretimi, sera, Pratiko markasıyla dondurulmuş patates üretimi, Panagro et-süt entegre tesisi, Termavil adıyla termal otelcilik, pvc boru üretimi, çuval fabrikası bulunuyor. Konya'nın başka ilçelerinde farklı yatırımları da devreye alıyoruz. Yani 11'i fabrika 20 tesisimiz bulunuyor.
-Bölgede muz, domates, salatalık ve biber seraları görüyoruz. Neden seracılığa girdiniz?
-Arıtım tesislerimizle kullandığımız suları arıtıp 85 bin metrekareden fazla yeşil alanı suluyoruz. Bu sulama ile saydığınız ürünleri üretiyoruz seralarda. Hem kendi ihtiyacımızı karşılıyor, hem de satıyoruz.

-Balığı yurtdışına satacağız
-Balık üretme havuzunda hangi balığı yetiştiriyorsunuz?
-Tlepya diye bir balık üretiyoruz. Çupra familyasından. 25 - 26 derece sıcaklıkta suda yaşayabiliyor. Onun ruhsatını almak üzereyiz. Tarım Bakanlığı bu ülkede bu balığın üretim ve satışını bize veriyor. Bizim havuzlarda ısıtma sistemiyle balıkları yetiştireceğiz. Bu balık sadece ABD'de yetişiyor. Tlepya'yı yurt dışına da satacağız.
-Tesislerden ürünleri nasıl dışarıya taşıyorsunuz?
-Raylı sistemle taşıyoruz. Türkiye'nin her yerine buradan demiryolu ile mal naklediyoruz. Yarı limana bağlanmış olduk. Karayoluna göre demiryolu beşte bir daha ucuz maliyetle ürün taşıyor. Bu da rekabeti artırıyor. Rekabet derken, bu anlamda ürettiğimiz her ürünün atığı başka bir ürüne dönüşüyor.

12 Eylül öncesinde travmalar yaşadım
-Ticaretin hangi alanında işe başladınız?
-Zahire ticaretiyle başladım. Konya'da bu önemliydi. Ticaret yapmaktan da çok memnundum ama Çumra Belediye Başkanı olunca işler değişti. MHP'den seçilmiştim. 5 yıl başkanlık yaptım. 12 Eylül öncesinin tüm sıkıntılarını yaşamış biriyim. Öğrencilik yıllarında Konya'daki olaylarda böbreğimin tekini kaybettim, karaciğerim parçalandı. Sonuçta böyle bir ortamdan geldik. Bu travma bende ve ailemde çok sıkıntılar yaşattı.

Siyasette iken aklı ticaretteydi
-Başarılı bir tüccarken neden siyasete girdiniz?
-Siyaset istediğim bir alan değildi ama koşullar öyle gerektirdi. Oysa belediye başkanlığından önce 10 yıl ticaretle uğraştım. Çumra'da 5 yıl üst üste vergi rekortmeni oldum. Pankobirlik'e geçerken de Konya seçimlerinde aynı şey oldu. Belediye başkanıyken vatandaşla olan ilişkilerimiz, Pankobirlik seçimlerini de kazanmamıza vesile oldu.Bugüne gelen yolculuğumuz da böyle başladı.

Sınırlar kalkacak entegre tesisler moda olacak
-Konya Şeker diye biliniyor ama siz adeta bu bölgede entegre tesisler zinciri kurmuşsunuz. Neden bu kadar çok fabrikaya gerek duydunuz?
-Maliyetleri aşağıya çekmek, kaliteyi yükseltmek için bunları yaptık. Ülke ticaretinin serbestleşmesine katkıda bulunmak istedik. 2013'de Çin de dahil DTÖ, dünyada sınırları kaldırıyor. Bu nedenle böyle entegre tesislere çok fazla ihtiyaç var. Esasen mantığımız da bunun üzerine kurulmuştur. Yarın gümrük duvarları olmadığı zaman ürettiğimiz mallar, dünyadan gelecek mallarla rekabet edebilmeli, bizim malımız mallarımız da o ülkelere gittiğinde rekabet şansı bulabilmeli.

Dünyanın en büyük et ve süt merkezini kuruyoruz
-Bu yılki yatırımlar arasında neler bulunuyor?
-Şekerde yüzde 25'lik piyasa payımızı yüzde 50'ye çıkarmak için Seydibey'deki üretim kapasitemizi iki katına çıkarıyoruz. Bunun yanında brokoli, bezelye ve Brüksel lahanası gibi donuk ürünlere katkı veren, ürün çeşitliliğimize artıracak olan donuk gıda ürünlerinin yer alacağı bir tesisi de Seydibey'e ilave edeceğiz.
Türkiye, biliyorsunuz her yıl 30 bin tona yakın nişasta ithal ediyor. Hala bir nişasta fabrikamız yok. Yine Seydibey'e nişasta fabrikası kurarak burayı nişastanın ve patatesin üssü yapacağız. Artık her türlü patates rengine bakılmaksızın Konya'da işlenecek.

165 milyon dolar harcanacak
-Et üretme ve işleme alanında yeni yatırımlar olacak mı?
-Gelişmiş ülkelerde bitkisel üretimin payı yüzde 50'den aşağı, hayvansal üretimin payı ise yüzde 50'den yukarıdadır. Bizde ise tarımsal üretimin yüzde 75'i bitkisel, yüzde 25'i de hayvansal üretimdir. Dolayısıyla hayvansal üretimi kesinlikle artırmamız gerekiyor.
Kaşınhanı'ndaki tesislerimizde günlük 4 bin 200 hayvan işleyeceğiz. Bunun 1200'ü büyük, 3 bini de küçük baş olacak. Günde 1200 tonla başlayıp 2 bin tona çıkacak olan üretim için yaklaşık 165 milyon dolar civarında bir yatırımla dünyanın en büyük Et ve Süt Entegre Gıda Kompleksi'ni kuracağız.

Topraksız seradan 1 ton domates alacağız
-Çikolatada neler var?
-Çumra Şeker Kampüsü'nde gördüğünüz çikolataların artık unlu şekerli mamuller kısmını oluşturan ve Türkiye'nin en büyük markalarının ürettiği ürünlerinin tamamını hatta daha çok fazlasını, inovatif ürünleri de burada üretmiş olacağız. Bu yılın sonu itibariyle bitirmiş olacağız. Bu da yaklaşık 90 milyon dolarlık yatırımdır.

Ilgın’dan kömür çıkaracak
-Enerjide bazı ufak yatırımlarınız var, bu alanda ilerleyecek misiniz?
-Mevcut olanlara bu yıl bitecek olan, yaklaşık 25 milyon euro değerinde bir termik santrali de ekleyeceğiz. Ilgın'dan bir yer satın alındı, oradan kömür çıkartılacak. Bu yıl bir başka yeni yatırımımız da, bir tanesi Amerika da diğeri ise Kanada 'da ve üçüncüsü de biz de kurulacak olan Mikro Klimalı seralar olacak. Yaklaşık 4 milyon euroya mal edilecek ve bu yıl bitecek. Isıtma masrafının olmadığı ve tamamı buradaki atık enerjiden üretilen ısı ile burada görmüş olduğunuz topraksız seranın bir dekarından sezonda 100 ton domates alacağız.
Dana Bank ve Tosun Bank'ı kurdu
Recep Konuk, üreticiler adına iki de banka kurmuş. Birisinin adı 'Dana Bank', diğeri 'Tosun Bank.' Niye bu bankaları kurduğunu sorduğumuzda, Panko Birlik olarak pancarla ilgilenmek yetmiyor, çiftçiye başka ürünler de lazım ki gelir elde etsin.
Dana Bank ile Tosun Bank'ı bu nedenle oluşturduk" diyor. Çiftçinin danasına 'konaklama-bakım hizmeti' veriliyor. Bankaya danasını yatırıyor, bakım masrafları düştükten sonra satılan sütten para kazanıyor. Tosun Bank'ta ise üreticilerin hayvanlarına uzmanlar gözetiminde bakılıyor. Sonra da hayvanın etinden gelir elde ediyor.
Perihan Çakıroğlu - Bugün

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52