Süt ürünleri pazarı büyüyor

New Nutrition Business’ın yeni raporuna göre son araştırmalar, süt ürünleri sektörünü, yerleşik piyasalardaki kötü yayınların üstesinden gelme mücadelelerinde destekliyor.

Süt ürünleri pazarı büyüyor
New Nutrition Business’ın yeni raporuna göre; son araştırmalar, sağlık faydalarının ABD, Latin Amerika, Hindistan ve Asya gibi kişi başına tüketimin düşük olduğu bölgelere taşınması için “devasa” fırsatlara sahip olan süt ürünleri sektörünü, yerleşik piyasalardaki kötü yayınların üstesinden gelme mücadelelerinde destekliyor. Firma, yeni yayımlanan “Gıda, Beslenme ve Sağlıkta 10 Temel Eğilim-2012” raporunda süt ve süt ürünlerini, pek çok ülkede tüketicilere güçlü bir “doğal olarak sağlıklı” imajı veren bir ürün kategorisi olarak tanımlıyor. Raporun yazarı ve süt ve süt ürünleri pazarı uzmanı Julian Mellentin, ABD’de piyasaya sürülmesinden yalnızca dört yıl sonra, 2011 yılında 700 milyon dolar (531 milyon euro) satışa ulaşan Chobani markasının güç verdiği Yunan yoğurdu “patlamasını” işaret etti. Mellentin, ağır ilerleyen bir ekonomiye karşılık Yunan yoğurdu için %25’lik (ve bazı durumlarda ikiye katlanan) bir fiyat priminin, markanın ABD’deki büyümesini daha da dikkat çekici hâle getirdiğini söyledi.

Bağırsak sağlığına yönelik probiyotik yoğurtların, 1990’ların ortalarından bu yana kaydettiği büyümeyi işaret ederek süt ve süt ürünlerinin yeni kategoriler ve inovatif ürünler oluşturmada başka herhangi bir perakende kategorisinden daha etkili olduğunu belirten Mellentin, “Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) tarafından –akademik araştırma topluluklarının tavsiyesine karşılık- alınan probiyotiklere ilişkin tüm sağlık beyanlarını reddetme kararı, bu ürün gruplarının devam eden başarısı için bir engel oluşturmamıştır.” ifadelerini kullandı.

Mellentin, süt ve süt ürünleri sektöründe faaliyet gösteren firmalar için “başarı kuralları”nın, süt ve süt ürünlerinin doğal avantajlarından faydalanma ve omega-3 balık yağları gibi ek katkılardan uzak durmayı ve uygun atıştırmalıklara, içeceklere ve yoğurtlara odaklanmayı içerebileceğini söyledi.

Mellentin’in dikkat çektiği diğer eğilimler, özellikle bazı çevrelerde süt ve süt ürünleri yağı konusunda olumsuz algıların değiştirilmesiyle ilgili olarak endüstrinin imajını güçlendiren ve gelişmekte olan bilimi içeriyor. Bilimin etkisi, 2011’de yapılan Oslo Sağlık Araştırması’na dayalı bir çalışmanın ve Avustralya Melbourne’deki Baker IDI Kalp ve Diyabet Enstitüsü’nde yürütülen araştırmanın sonuçlarında açıkça görülüyor.

İlk çalışmanın yazarları, yaklaşık 18.000 bireyden toplanan verilerin değerlendirilmesinin ardından her yaştan erkek için peynir tüketim sıklığının metabolik sendrom ve risk faktörleri ile ters ilişkisi olduğunu bulduklarını belirtiyor. European Journal of Clinical Nutrition (Avrupa Klinik Beslenme Dergisi) adlı dergide geçtiğimiz Eylül ayında yayımlanan araştırma, Avustralya’dan Nestel ve arkadaşlarının; krema, peynir, yoğurt ve az yağlı süt açısından zengin bir kahvaltının sonucunda kalp hastalığı ve diyabet ile ilgili risk belirtilerinde bir azalma olduğunu bulduğunu gösteriyor.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52