Tereyağı işte böyle sofraya geliyor

Türk mutfağının en önemli unsurlarından tereyağının üretim süreci hayli zor. Leziz yemeklerin vazgeçilmez hammaddelerinden olan tereyağı nasıl üretiliyor? Cevabı söyleşimizde yer alıyor…

Tereyağı işte böyle sofraya geliyor
Endüstriyel gıda üretiminin gelişmesiyle mutfakta yer bulmaya başlayan margarin doğal olarak tereyağından uzaklaşmamızı sağladı. Hatta, o yıllarda kalp sağlığından damar tıkanıklığına kadar tereyağının sabıkası sıralanıyordu. Sağlıklı beslenme uzmanları tarafından itibarı gecikmeli de olsa iade edilen tereyağının üretim sürecini ve kullanım alanlarını uzmanından dinleyelim.

Bozkan Sade Yağları Yönetim Kurulu Başkanı Turan Bozkan endüstiryel üreticilerin sade yağ olarak adlandırdıkları tereyağının üretim, satış ve tüketim sürecini anlattı.

Sizi tanıyabilir miyiz?

Mütevazi bir ailenin çocuğu olarak 1968 yılında Van’ın Erciş ilçesinde dünyaya geldim. İlkokulu bitirdikten sonra 1988 yılına kadar Erciş’te peynir ve tereyağı imalathanelerinde çalıştım. İlk iş deneyimimde yağ eritme işlemi yapmakla birlikte, sektörümüzün gerekliliği olan bütün incelikleri öğrenmeye gayret ettim. 1988 yılında askerlik görevimi yapmak üzere kısa bir ara verdim.

Şirketinizin kuruluş ve gelişim süreci hakkında bilgi alabilir miyiz?

1990 yılında askerlik görevimi bitirdikten sonra tekrar aynı sektörde devam kararı aldım. Ancak bu sefer bir farkla; kendi işimi yapmak istiyordum. Ve bir kaç teneke yağ ile al-sat tarzı ticarete başlamış oldum. Dikkat, titizlik, kalite ve güven esaslarına riayet ederek yaptığımız ticari yatırımlar bir kaç yıl içerisinde meyvesini verdi. Bursa ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin bir çok kentinde ürünlerimizin kullanılmasını sağladık. İlk günden bugüne değin değişmeyen en önemli şiarımız; dürüstlük ve işimize saygı oldu. Tüm gıda sektöründe olduğu gibi tereyağı sektöründe de hijyen, kalite, nitelikli hammadde, güvenli üretim vazgeçilmezdir.

Yukarıda zikrettiğim hassasiyetlerle çalışmalarımızı devam ettirdik. 1999 yılında üretim tesislerimizi TSE ve Türk Gıda Kodeksi üretim standartlarına göre son teknolojik sistemle yeniledik. Aynı zamanda ‘Bozkan Sade Yağları’ olarak marka çalışmamızı yeniledik ve ciddi bir tanıtım gerçekleştirdik. Bu çalışmayla sektörümüzde tercih edilen en önemli markalardan birisi haline geldik.



TUZ ORANI ÇOK ÖNEMLİ


Üretim şekilleri ve ürün portfoyünüzden bahseder misiniz?

Yağ üretimi hassasiyet ve özen ister. Biz de, 350 m2 kapalı alanda son teknolojiyle donatılan makinalarla ve el değmeden üretim ve ambalajlama işlemini yapmaktayız. Bütün üretim safhalarında gıda mühendisimizin hakimiyeti ve mutlak müşteri memnuniyeti sorumluluğu bulunmaktadır. 2007 yılı itibarıyla üretim bandımızı 12 aya yayarak çalışmaya başladık. Bizim hedef büyütmemize paralel sektörün önemli bir eksiğini de gidermiş olduk.

Kaliteli bir tereyağı elde etmek için yayık/tuluk aleti kullanılır. Yayığın belirli bir standartla sağladığı ritmik hareketler sayesinde yağ daneleri birbirleriyle birleşirler. Mukavemetini artırmak ve farklı bir tat kazandırmak için tuz oranını % 2 seviyesinde tutmak gerekir.

Ürün kalitesi de üretimle başlar. Öncelikle iyi hammadde yani süt temin edilir. Tereyağı üretme süreci zorlu bir yolculuk demektir. Organik ve kaliteli ürün isteniyorsa zorluk derecesi artacaktır. Bu doğrultuda, baklavalık yağ, pastacılık için yağ, yemeklik yağ, krema, peynir gibi ürün çeşitleriyle hizmet vermekteyiz.

Müşteri portfoyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz?

Ürünlerimiz; baklava sektörü başta olmak üzere pastane, catering ve gıda üreticileri tarafından tercih edilmektedir. Yılın dört mevsiminde Türkiye’nin dört bir yanına ürün sağlayarak büyük bir hedefi gerçekleştirdik.

Fiyat politikanız hakkında neler söylemek istersiniz?

Kuruluş felsefemize riayet ederek, en iyi ürünü en ekonomik şartlarda sektörün hizmetine sunma gayreti içerisindeyiz. Bugün kalitemize oranla fiyat politikamız olması gerekenin hayli altında seyretmektedir.

HEPİMİZ BİR TÜKETİCİYİZ

Pazarda güven ve kalitenin adresi olmak için yaptığınız çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Klasik bir söz oldu belki, ancak ben yine de kullanmak istiyorum. Kendi tüketebileceğimiz ürünü sektörümüzün hizmetine sunmaktayız. Nihayetinde bizler de birer tüketiciyiz. Hem kendi sağlığımız hem de toplum sağlığı açısından en iyi hammaddeyi en iyi şartlarda üreterek en iyi ürünü orta yere çıkardığınız zaman sürecin yarısını tamamlamış oluyorsunuz. Kalan yarısı da pazarlama birimine kalıyor. Ve bu iş sürekli aynı şekilde tekrar ettiği takdirde güven kendiliğinden oturmuş oluyor. Bu sizi ürün talebinde kalıcı hale getirmekle beraber, kalitenin adresi olma yolunda özgüven kazanmanızı da sağlıyor.

Ekonominin gidişatı ve size yansımasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Sektörün durumu gereği, ekonomideki daralma direkt olarak bizleri de etkiliyor. Ülke ekonomisinin yönetimi, siyasi iradenin disiplinli ve güvene dayalı gayretleri neticesinde belirli bir aşama kaydetti. Ancak iş dünyası, geçen yıllarda yaşanan mali daralmanın şokunu hala yaşamakta ve ivedi bir şekilde farklı çıkış yolları aramaktadır. Bu geminin yolcuları olduğumuza göre, dalgaların tesirini bizler de hissettik. Tek tesellimiz, güçlü dalgalara karşı geminin alabora olmamasıdır.

AMAÇ HER SOFRADA BULUNMAK

Önümüzdeki dönem hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz?

Bozkan Sade Yağları’nı ülkemizde daha yaygın bir hale getirmek ilk hedeflerimiz arasında. En azından her ilimize tattırmak ve vazgeçilmez bir tat olmanın çabası içindeyiz. Kalitemizden asla ödün vermeden maka olmanın yolunda ilerlemekteyiz. Amacımız 4 Mevsim kesintisiz olarak Bozkan Sade Yağları’nı üretmek ve sektöre sunmaktır. Bunun beraberinde ise, yeni iş kolları ve yeni istihdam alanları oluşturarak ülke insanımıza karşı olan sorumluluğumuzu yerine getirmektir.

Röportaj / Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52