Pasta ve baklava sektörünün önemli hammadde tedarikçilerinden olan Azim Pastane Mamulleri (APM) sektörde farklı bir yer edinmiş durumda. Ümraniye’deki modern tesislerinde, sektör için her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülmüş. Modern mimari konseptinde, ‘vitrin’in en etkili yöntemleri kullanılmış. Üretim, depolama ve demo mutfağıyla çağdaş bir gıda üretim merkezi görünümünde. Firma, sektöre verdiği önemi ise, emsali az görülür bir showroomla ifade ediyor…
Firmanın kuruluşundan bugünkü pazar etkinliğine kadar olan süreci, markanın gelişim sürecini, sektörün son durumunu APM Eşbaşkanları Adem Dağıdır ve İsmail Kulak’la konuştuk.
* İsmail Bey, sektör APM markasını tanıyor ancak, bizimle firmanızın kuruluş öyküsünü paylaşır mısınız?
* Adem Bey’le beraber Unilever’de birlikte uzunca yıllar çalıştık. 1998 senesinde birlikte bir şirket kurma kararı aldık ve 1998 yılında Küçükyalı’da faaliyete başladık. O zaman, yerimiz çok küçüktü, sermaye yapımızda bir hayli düşüktü. Tek şansımız dünya devi, gıda sektöründe lider konumda olan bir firmada profesyonelliği öğrenmiştik. 1998de Küçükyalı’da başlayan süreç, 2001 senesinde Dudullu Keyap Sitesi’ne taşınmayla mesafe katetti. Bu arada lojistik anlamında pazarlama filosuna, personel alımı ve bunları yetiştirme sürecine çok önem verdik.
*Sektördeki birikimleriniz eskiye dayanıyor ama, 15 yıllık bir kurumsal maziden bahsediyorsunuz. Bu süreçte mevcut büyümeyi neye bağlıyorsunuz?
* Başta, APM’nin profesyonel insanlarla çalışmasına, sahiplerinin pazarda profesyonelce çalışmasına, pazarın iyi değerlendirilmesine, sektöre iyi ürünler vermesine ve kaliteden ödün vermemesine bağlayabiliriz.
DEMO MUTFAĞI SEKTÖRE HİZMET VERECEK
* Adem Bey, üretim tesisini biraz anlatalım. İyi dizayn edilmiş, sektöre vermesi gereken değer anlamında farklı bir mekan. Toplam metrekare alanınız nedir ve hangi bölümlerden oluşuyor?
* Burası 6 kattan oluşuyor. 3 katı depolama alanı olarak kullanılıyor. Toplam 1800 m² kapalı alan bulunuyor. Ayrıca, 100m² soğuk hava depomuz var. Depo alanımız şuanda bize yettiği için, çalışma şartlarımızda bir rahatlama var ve bunun da sevkıyata yansıması söz konusu. Bir katı çok büyük bir showroom alanı olarak tuttuk. Burada görselliği ön plana çıkarıp müşterilerimizle paylaşmak istedik. Yaptığımız, ürettiğimiz ürünleri daha iyi sergileyebilmek için bir fuar alanı gibi yaptık. Bir katta üretim ve paketleme bölümü faaliyet gösteriyor.
En üst katta 300 m² alanın yarısını eğitim merkezi olarak demo mutfağı şeklinde kullandık. Burayı ürün geliştirme birimi olarak düşünüyoruz. Müşterilerimizi buraya davet ederek veya yurtdışından ustalar getirerek hem kendi ürünlerimizi, hem ithal ettiğimiz ürünleri, hem de bayisi olduğumuz ürünleri üretmek, göstermek ve müşterilerimizle paylaşmak istiyoruz.
YENİ ÜRÜNLERİ TÜRKİYE’YE KAZANDIRIYORUZ
* İsmail Bey, pastacılık sektörü Türkiye’de yeni gelişiyor. Bir çok ürün tüketici tarafından yeni yeni bilinmeye başladı. Yeni ürünler getirdiğinizi söylüyorsunuz. Peki ürünlerin sunumu ve pazar anlamında zorlanma yaşamıyor musunuz? Buna paralel olarak pazar durumunuz nasıl şekilleniyor?
* Rekabette farklılaşmak için Avrupa’daki yeni ürünleri bulup Türkiye’deki müşterilerimize sunduk. Daha evvel sektör içerisinde aşağı yukarı 500 civarında ana ham madde boyutunda, süsleme dekorasyon anlamında satılabilir ürün listesi vardı. Biz gerçekleştirdiğimiz ithalatla bu rakamı 5000’e çıkardık. Tabi bunları yapmakla beraber ustaları, sektördeki pastane sahiplerini bilinçlendirmek gerekiyordu. Bunu da düşünerek yukarıda bir eğitim merkezi kurduk. Bu eğitim merkezinde de getirmiş olduğumuz ürünlerin demosunu, nasıl kullanılacağını anlatarak sektöre farklı bir hareketlilik getirdik. Zira, müşterilerimizi bir iş ortağı olarak görüyoruz. Onların işlerinin iyi olması, yani iyi bir şekilde yükseltmek bizim temel vazifemiz… Müşteri odaklı çalışıyoruz.
* Adem Bey, şuanda iç piyasada APM pazarın neresinde ve kendisini nasıl görüyor?
* Sektörde öncü firmalardan biriyiz. Sektörle alakalı hiçbir yatırımdan kaçınmıyoruz. Üretilmesi gereken, Türkiye’de olmayan ürünleri Türkiye’ye kazandırmak anlamında biz kendi adımıza öncülük yaptığımıza inanıyoruz. Türkiye genelinde; Ege, Akdeniz, Marmara, İç Anadolu bölgelerinde güçlü bir satış ağımız bulunuyor.
SEKTÖRÜN BÜYÜMESİ HEYECAN VERİCİ
* İsmail Bey, bunca yatırıma karşılık mutlaka sektörden beklentileriniz olacaktır. Ama önce APM penceresinden bakarak çözüm beklediğiniz problemleri öğrenmek istiyorum. Bunlara değinir misiniz?
* Yani aslında çok ciddi problemler var. Maalesef ülke olarak çok büyük, ciddi ekonomik krizler yaşadık. Bu krizler firmaların para kazanmasını her geçen gün zorlaştırdı. Burada da kaliteden daha ziyade fiyat yapıları çok ön plana çıktı. Yani herkesin bu sorumlulukta olmasını arzu ediyorum. Birincisi, bir ülkenin kalkınabilmesi için herkesin düzenli bir şekilde vergi ödemesi gerekli; bu da herkesin faturalı ürün alıp, faturalı ürün satmasıyla alakalı. Bu ister istemez sektörde bir haksız rekabete yol açıyor. İkincisi, karlılık çok ön plana çıktığı için insanlar kaliteden ödün veriyor. Doğal olarak tüketici sağlığı devreye giriyor ve çok ciddi riskler taşıyor. Bu sorumluluğu herkesin taşıması gerektiğine inanıyorum.
Dönem dönem, sektör içerisinde bizi çok heyecanlandıran hadiseler yaşıyoruz. Bugün sektörde çok ciddi bir kurumsallaşma sürecine girildi. Bazı pastaneler, unlu mamulcüler, baklavacılar öyle konuma geldiler ki, güzel bir büyüme trendi yakaladılar. Bugün 15 şube, 20 şube, hatta 50 şube sayısını yakalayan markaların çoğalması, bizi hakikaten heyecanlandırıyor. Bu tür insanlar da sektöre vizyon kattıkları için takdirle karşılıyoruz. Bizim büyüklerimiz bu işi layıkıyla yaptılar. Bu sektörü bir yere getirdiler. Ayrıca hepsine teşekkür ediyoruz. Bu, bir bayrak yarışı. Biz onlardan sonraki jenerasyon olarak bunu aldık. Birkaç basamak üste çıkardık. Yeni yetişen, sektör içerisinde çalışan, sektöre çok emek vermiş olan insanların bu basamağın üzerine birer tuğla koymalarını arzu ediyoruz.
MARKALAŞMA KÜLTÜRÜ OLUŞTURULMALI
*Adem Bey, işletmelerin sektörde varlığını devam ettirebilmesi açısından ‘marka bilincini’ nasıl değerlendiriyorsunuz?
* Marka sadece bir ürün logosu, ya da ambalaj üzerindeki amblemden ibaret değildir. Marka bir firmanın kişiliğini, sektöre bakış açısını, projelerini, sektördeki konumunu belirleyen bir olgudur. Ürününü tanıtmış ve güvenilir/kaliteli olduğunu kanıtlamış firmalar kendisinde daha büyük firmaların yakalayamadığı ticari başarıları yakalamak ve daha fazla büyümek için en güçlü silaha sahiptirler. Markalaşmak için sadece güvenilir olmak ve kaliteli ürün üretmek yetmez. Bütün yöneticiler ürünle ilgili stratejilerini bu olgu üzerine kurmalı ve ‘markalaşma kültürünü’ kuruluşunda oluşturmalıdırlar.
Kaliteli ürünü üretmek, pazarlamak, gerekli finansal desteği sağlamak (ambalaj ve logo geliştirmek, yazılı ve görsel basını kullanmak) müşteri ilişkileri stratejilerini belirlemek, kısacası ürettiğiniz kaliteli ürünün pazarlama stratejisi geliştirmek marka yaratmanın temelidir.
Yaratılan bir markanın bütün haklarının firmanıza ait olması ve başkalarının kullanmasını önlemek için markanızı tescil ettirmeli ve hukuksal yollarla markanızı koruma altına almalısınız.
Bir markayı yaratma konusunda gerekliliklerin bilincinde olan Azim Pastane İhtiyaç Mamülleri Pazarlama Ltd. Şti, gözbebeği olan APM markasını önceden belirlediği pazarlama stratejileriyle sürekli kaliteli ürün ve kaliteli hizmet anlayışıyla pazara sunmaktadır. Sektördeki diğer firmalardan farklılıklarını ortaya koymayı öncelikli hedefleri arasında belirleyen APM için amaç, pastacılık sektöründe sadece bölgesel marka olmak değil, aynı zamanda uluslararası bir marka olabilmektir. Çalışmalarımız bu doğrultuda ilerliyor…
İsmail Kulak ve Adem Dağıdır üretim aşamasında hijyeni ön planda tuttuklarını, bu işin böyle yapılması gerektiğini müşterileriyle paylaşmak istediklerini özellikle ifade ediyorlar.
Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker, Pastane, Katkı Malzemesi, Unilever, APM
