Et alırken kesime nezaret ediyoruz

İşlenmiş ve taze et ürünleri sektörünün önde gelen markalarından Danet, son yıllarda helal kesim ve hijyenik üretime yaptığı yatırımlarla dikkat çekiyor.

Et alırken kesime nezaret ediyoruz
Üretimini Afyonkarahisar'da bulunan kendi tesislerinde gerçekleştiren şirket, farklı firmalardan yaptığı alımlarda da, kendi elemanları vasıtasıyla kesime bizzat nezaret ediyor. Tüketicinin sağlıklı, güvenilir ve İslami kurallara uygun kesilmiş etleri tüketebilmesinin kendileri için vazgeçilmez bir prensip olduğunu vurgulayan Genel Müdür Sait Uluçay, "35 yıllık tecrübemizle müşterilerimize en sağlıklı ürünleri, geleneksel lezzetlerimizi koruyarak ulaştırıyoruz." diyor. Sait Uluçay, yurtdışında hatta Müslüman olmayan ülkelerde bile yıllardır uygulanan helal sertifikalarının Türkiye'de anlamsız tartışmalar yüzünden geç başladığına dikkat çekiyor. Yurtdışında Müslüman olmayan birçok firmanın bile Helal Gıda Sertifikası aldığını ifade eden Uluçay, "Tabii ki bunu ticari olarak almak istiyor. Ülkesindeki Müslümanlara ve diğer Müslüman ülkelere satış yapabilmek için alıyor. Özellikle Arap ülkelerine gittiğimizde görürüz, et Avustralya'dan, tavuk Brezilya'dan gelmiştir ve helal sertifikalıdır." diyor. Türkiye'de uygulamanın başlamış olmasının iç piyasadaki talepler kadar, Türk firmalarının yurtdışına satış yapabilmesi adına da çok önemli olduğunun altını çizen Uluçay, bu alandaki çalışmaların daha da geliştirilmesi ve sertifika veren kuruluşların altyapılarının güçlenmesi gerektiğini vurguluyor. Danet'in sertifikalandırma başlamadan ve sektörde helal konusu daha tartışılmadan önce İslami hassasiyetlere uygun, helal kesim yaptığını kaydeden Uluçay, bazı ürünler için helal sertifikası aldıklarını, kısa süre içinde bunu bütün üretime yayacaklarını söyüyor.
Gıda sektöründe son zamanlarda çok önemli değişiklikler oluyor. Gıda kodeksinin yenilenecek olması, Avrupa Birliği çerçevesinde gıda ile ilgili düzenlemelerin yapılması, denetimlerin ve cezaların çok ağırlaşmasıyla yeni bir döneme giriliyor. Sait Uluçay, bütün bunların bir geçiş ve dönüşüm süreci olduğuna işaret ederek, "Bu dönüşümlerin sağlıklı bir şekilde yapılarak standartların daha üst seviyeye çıkması ve toplam gıda kalitesinin artması en büyük temennimizdir." ifadesini kullanıyor. Et ürünleri sektöründe son dönemde en fazla konuşulan konuların başında et ithalatı geliyor. İç piyasada fiyatların artmasıyla bakanlığın ithalatın önünü açması birçok tartışmayı da beraberinde getirdi. Normal şartlarda hiçbir firmanın ithalatçı olmak istemeyeceğini vurgulayan Uluçay, "Et ithalatı bir zorunluluk sonucu başladı ancak hiçbir ülke ithalatçı olmak istemez. Zaman içerisinde yurtiçindeki hayvan varlığımız yeterli hale gelir ve bu konuda kendimize yeten ve ihracat yapan bir ülke oluruz diye temenni ediyorum." şeklinde konuşuyor. Buna karşılık işin olumlu yanları da olduğunu belirten Uluçay, ithalat sebebiyle Türk firmalarının yurtdışındaki büyük firmalarla irtibata geçtiğini, onların birikimlerinden ve profesyonel yaklaşımlarından faydalanma imkânı yakaladığını kaydediyor. Uluçay şu değerlendirmeyi yapıyor: "İthalat öncesi nadiren yapılan kısa ziyaretlerle bir şey öğrenemiyorduk ama şimdi bilhassa Avrupa'daki meslektaşlarımızı çok iyi tanımış olduk. İthalatta Türk veteriner hekimlerin görevlendirilmesi de oldukça faydalı oldu. Veteriner hekimlerimiz dünyada bu alandaki tecrübeden istifade ettiler."
Zafer Özcan - Zaman

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker, Çikolata, İhracat, Çay, Kahve

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52