Tüketemeden çöpe atıyoruz!

Dünyanın önemli sebze ve meyve üreticilerinden Türkiye'de yer yıl üretilen 40 milyon ton meyve ve sebzenin dörtte birinden fazlası, hasat ve hasat sonrası yapılan yanlışlar yüzünden çöpe gidiyor.

Tüketemeden çöpe atıyoruz!
Dünyanın önemli sebze ve meyve üreticilerinden Türkiye'de yer yıl üretilen 40 milyon ton meyve ve sebzenin dörtte birinden fazlası, hasat ve hasat sonrası yapılan yanlışlar yüzünden çöpe gidiyor. Türkiye'de tarla ya da bahçeden çıkan meyve ve sebzenin 10 milyon tondan fazlası, tüketicinin sofrasına ulaşamadan heba oluyor. En fazla kayıp çilekte, en az ise elmada görülüyor. Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Erkan, Türkiye'nin verimli toprakları, iklimi ve su kaynakları sayesinde, dünyada üretimi yapılan pek çok sebze ve meyveyi üretebildiğini, Türkiye'nin 40 milyon tonu aşan meyve ve sebze üretim miktarıyla dünyada önemli üretici ülkeler arasında yer aldığını belirtti. Prof. Dr. Erkan, rakamsal olarak dünyada önemli üretici ülkelerden birisi olmasına karşın, Türkiye'de üretilen meyve ve sebzenin yüzde 4- 5 gibi son derece düşük bir kısmının ihraç edilebildiğine dikkat çekti. Türkiye ile aynı ekolojik koşullara sahip ve uluslararası pazarlarda rakibi olan İsrail, İspanya ve İtalya gibi ülkelerin üretim miktarlarının önemli bir kısmını ihraç ettiklerini vurgulayan Prof. Dr. Erkan, bunun en önemli nedenleri arasında Türkiye'deki hasat, hasat sonrası işleme, paketleme ve depolama aşamalarının yeterince ve uygun biçimde uygulanmaması, teknolojiden faydalanılmaması ve pazarlama konularında rekabet gücünün eksikliğinin yer aldığını vurguladı.

KAYIP YÜZDE 40'A KADAR ULAŞABİLİYOR

Diğer yandan, meyve ve sebzelerde hasat sonrası teknolojisinin gereği gibi uygulanmaması ve soğuk zincirdeki kırılmalar nedeniyle hasattan tüketiciye ulaşıncaya kadar olan ara kademelerde oluşan kayıpların oranının Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yüzde 25-40 arasında değiştiğini belirten Prof. Dr. Erkan, bu kayıpların özellikle bazı ürünlerde çok daha yüksek oranlara ulaşabildiğini vurguladı.

Prof. Dr. Erkan, "Oysa ki, hasat sonrasında oluşan kayıpların oranı gelişmiş ülkelerde ülkemize göre oldukça düşüktür. Hasat sonrası kayıpların bu derece yüksek rakamlara ulaşmasının sonucu olarak çok büyük emek ve girdi kullanılarak üretilen meyve ve sebzelerde karlılık oranı önemli ölçüde azalmaktadır" dedi.

Hasat, boylama, paketleme, taşıma, depolama ve pazarlama aşamalarının her birinde soğuk zincir uygulamasının kesintisiz olarak devamının son derece önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Erkan, "Meyve ve sebzelerde hasattan tüketime kadar geçen süreçte soğuk zincirin herhangi bir aşamada kırılması veya eksik uygulanması ürünün iç ve dış kalite özelliklerinin bozulmasına ve ürün kayıplarına neden olabilmektedir" diye konuştu.

Türkiye'de yaş meyve ve sebzelerde görülen hasat sonrası ürün kayıplarında ilk sırayı, yüzde 3 ile 90 arasındaki kayıpla çileğin aldığını anlatan Prof. Dr. Mustafa Erkan, marul ve yaprak salatanın yüzde 30-80, kirazın yüzde 22-45, hıyarın yüzde 15-50, şeftalinin yüzde 20-40, patlıcanın yüzde 15-35 ile en çok kayıp yaşanan ürünler olduğunu belirtti. Prof. Dr. Erkan, hasat ve sonrasında en az ürün kaybı yaşanan ürünün ise uzun süre dayanıklı kalabilen elma olduğunu, elmadaki kaybın yüzde 10-15 seviyesinde kaldığını kaydetti.

ABD, Almanya gibi gelişmiş ülkelerde uygulanan soğuk zincir, paketleme, ambalajlama, nakliye teknolojileri sayesinde ürün kaybının çok daha az olduğuna değinen Prof. Dr. Erkan, bu ülkelerde çilekteki kaybın en fazla yüzde 22, marulda 19, kirazda yüzde 18, elmada ise yüzde 2 ile 7 arasında seyrettiğini açıkladı.

Ürün kayıplarının en aza indirilebilmesi için soğuk zincirin kesintisiz olarak uygulanmasının önemine vurgu yapan Prof. Dr. Mustafa Erkan, "10 milyon tonluk kayıp, birçok ülkenin üretim rakamından bile daha yüksektir. Mesela İsveç, Finlandiya, Norveç, Belçika gibi ülkelerin yıllık sebze ve meyve üretimi 10 milyon tondan daha düşüktür. Dünyada bir tarafta açlık varken, diğer tarafta da fazla miktarda üretilen ürünlerin çöpe atılması söz konusu" dedi.

Prof. Dr. Ertan, ürün kaybının azaltılmasının mümkün olduğunu, bunun için ürünün depolama-paketleme tesisleri yerine daha tarlada/bahçede tasnif edilip ambalajlanması aşamasından başlayarak, çeşitli önlemlerle gerçekleştirilebileceğini belirtti.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52