Dünyanın ‘bal markası’ olmayı hedefliyor

Dünyanın en büyük bal ihracatçısı Çin’e bal satmaya hazırlanan Altıparmak Gıda, küresel marka olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Özen Altıparmak, “Önceliğimiz dünyada ilk 10’a girmek” diyor.

Dünyanın ‘bal markası’ olmayı hedefliyor
32 yıldır arıcılarla iç içe olan Özen Altıparmak, belki de arıcılık mesleğine saygısı nedeniyle yaptığı işi “sadece bal dolum, paketleme ve harmanlama işi” olarak niteliyor. Altıparmak, kurucusu olduğu Bal Paketleyicileri, İhracatçıları ve Sanayicileri Derneği (BALDER)’in de Yönetim Kurulu Başkanı aynı zamanda…
Çekmeköy tesislerindeki buluşmamızda, BALDER Başkan Vekili İsfendiyar Üzümcü de var. Onun da katıldığı bu güzel sohbette dünya bal pazarı ile ilgili ilginç bilgiler paylaşıyor Özen Altıparmak. Verdiği bilgilere göre, dünya bal üretimi 1 milyon 300 bin ton civarında… Bunun yarısını yani 650 bin tonunu açıkta satılan (çoğu sahte) bal, diğer yarısını ise paketli, ambalajlı bal oluşturuyor. Dünya ambalajlı bal pazarının %70’ini, yani 450 bin tona yakınını 40 büyük şirket domine ediyor. Kalan 200 bin ton bal, 20 binden fazla küçük paketleyici şirket tarafından ambalajlanıyor. Altıparmak Gıda ise Euromonitor ölçümlerine göre ambalajlı bal satan şirketler sıralamasında ilk 16 firma arasında yer alıyor. “Bazı yıllar 14. sırada yer alıyoruz” diyen Altıparmak, yıllara göre elde edilen bal rekoltesinin sıralamayı etkilediğini belirtiyor.

Altıparmak’ın hedefi, dünya liderliği… “Bu çok uzak bir hedef değil” diyor ve ekliyor; “2011’de 6 tonluk satış hacmine ulaştık. Yani, bugünkü rakamlardan 4 misli fazla satmamız halinde dünya lideri konumuna yükselebiliriz.”
Bunun için Altıparmak, öncelikle 4 yıl içinde satışını 2 kat arttırarak 12 bin tona çıkarmayı amaçlıyor. 1994 yılında 28 dönüm arazi üzerine kurulan tesislerde geçtiğimiz ay, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in de katıldığı bir törenle şirketin 30 milyon TL’lik yeni yatırımının ilk harcı kondu. 2013’te bitmesi planlanan yatırım ile depolama, analiz ve paketleme kapasitesi artarken, mevcut 300 olan çalışan sayısı da %30 artmış olacak. Bu yatırıma imza atan Özen Altıparmak’ın hedefinde ise “dünyanın bal markası” olmak var.
Küresel marka olma yolunda emin adımlarla ilerleyen firma, Almanya, Fransa, Hollanda, Amerika, Dubai, Irak, Azerbaycan, Kıbrıs, Suudi Arabistan gibi pazarların ardından dünyanın en büyük bal ihracatçısı olan Çin pazarına girdi. 2011’de bal ihracatını bir önceki yıla göre %30 oranında artıran firma, bu yıl da büyük hamleler yapmayı hedefliyor. Bu nedenle Çin pazarı çok önemli…
“Bence en önemlisi ” diyor Altıparmak, “Şimdi bu ülkeye de bal satıyoruz”. Dünyanın en büyük bal ihracatçısı olmasına rağmen Çin’e nasıl ihracat yaptıklarını şöyle anlatıyor:
“Çin ballarının kalitesi hep tartışmalıdır. Bugün bir milyarın üzerinde nüfusa sahip bu ülke. Ekonomik değerinin yükselmesi ve dünya üretiminin Çin’e kayması nedeniyle oluşan zenginlik, bu ülkede bir üst gelir grubu doğurdu. Bir hesapla; %5 oranında bir üst gelir grubu yaklaşık 50 milyonluk bir nüfus anlamına geliyor. Dolayısıyla bu üst gelir grubu, kaliteli bal tüketmek istiyor. Çin ballarını kendileri de biliyorlar, düşük kaliteli… Biz de bunu gördük ve Çin’e bal ihracatı yapabileceğimize inandık, çünkü Türk balı çok kaliteli. Gerçekten de dünyadaki tüm ballardan daha değerli kalite açısından. Bunu rahatlıkla söyleyebiliyorum.”


Kalitesi, Anadolu’dan…
“Bu kalite nereden geliyor? Çünkü dünyadaki toplam toprak parçasının yüzde birinden bile küçük Anadolu toprağı, yeryüzündeki 12 bin civarında endemik bitkinin 4 binini bağrında taşıyor. Bu ne demektir? Yüksek yaylalarımızda birçok çeşit çiçek var ve dolayısıyla balın kalitesi de bu çok çeşitten alınan özlerden geliyor. Bu yüzden dünyanın her yerinde Türk balları, en kaliteli ballardır. Bunu herkes biliyor.”

“Pazar lideriyiz”

“Geçen yıl ürünlerimizin girdiği hane sayısı 1 milyon arttı. Bu başarı bizi sevindiriyor. Bu aynı zamanda bizimle birlikte ambalajlı bal pazarının büyümesi demek. 2011’de pazar büyüklüğü 240 milyon TL’ye ulaştı. Yani ambalajlı bal pazarı bir önceki seneye göre %6 büyüdü. Binbirçiçek, Balkovan ve Balparmak markalarımızla pazarda yer alıyoruz. Bu üç marka ile pazarda %57’lik paya ve liderliğe sahibiz.”

“Küresel marka olacağız”

“Biz artık gözümüzü küresel marka olmaya diktik. Sayın bakanımız da son 6 aydır Türkiye’den global marka çıkarma hedefini sık sık söylüyor. Ben de bundan esinlendim, global bir marka olmayı hedefliyorum. Tabii şöyle bir durum da var; önünde 10 tane firma olunca hedefliyorsun. Belki 100 firma olsa hedeflemeyecektim. Ama 10 taneyi de aşarız hani. Çünkü Altıparmak’ın bilgi birikimi Avrupa’daki tüm işletmelerden daha fazla. Avrupa’daki hiçbir bal işletmecisi bizim kadar bilgi birikimine, teknolojiye sahip değil. Bu çok net; bizim hem ticari hem de bilimsel boyutumuz var. Çok gelişmiş bir Ar-Ge merkezimiz var. Bu tesislerde şu anda Avrupa’nın en büyük 4 eşdeğer bal ihtisas laboratuarından birisi var.”

“Kalite Takip Sistemi”
“Ar-Ge ve Kalite Kontrol Laboratuarımız ile Türkiye’nin dört bir yanındaki arıcılardan topladığımız bal numunelerini analiz ederek doğallığı ve kalitesini 65 ayrı parametrede, milyarda bir hassasiyet ile ölçebiliyoruz. Ortalama birer tonluk partiler halinde, üçer kez analiz yapıyoruz. Yılda en az 6-7 bin numune ve her birinde üçer aşamalı kontrollerimiz var. Yani toplamda 200 bini aşkın kontrol yapıyoruz. Birinci aşamada mal kabul için 10 önemli analiz yapıyoruz. Ara kabulde 30 ve son üründe 65 parametreyi kontrol ediyoruz.
Ayrıca, yeni hayata geçirdiğimiz bir kalite takip sistemimiz var. Bu sistem, tüketicilerimizin satın aldıkları balların internet üzerinden analiz sonuçlarına ulaşmasına ve kovandan sofraya kadar tüm süreci görmesine olanak sağlıyor. Gıda sektöründe ilk defa ürün güvenlik ve kalite takip sistemini biz kurduk. Sistem; perakende güvenlik çözümleri olarak kullanılan RF (radyo frekans) ve EM (elektromanyetik) teknolojilerini Holospot adı verilen takip sistemiyle bir araya getiriyor. Bu sistemle yüzde 100 izlenebilirlik sağlanıyor. Bu uygulamamız, bildiğim kadarıyla dünya gıda sektöründe tek. Zaten, Bakanlığın da zaten yapmak istediği bu, karekod sistemi; hologramlar artık taklit ediliyor biliyorsunuz ama holoskop asla taklit edilemiyor. Hologramın daha ötesinde bir yenilik. Biz bunlara Balparmak etiketlerinde başladık. Ben, Türk insanının gerçek balı, güvenli balı tüketme hakkı olduğuna sonuna kadar inanıyorum. Tüm Ar-Ge ve bilimsel çalışmalarımız da bu inancın bir sonucu aslında. Şunu da söylemek isterim ki; her kovan bal sağlıklı bal anlamına gelmez. Balın sahte olduğu sadece laboratuarda anlaşılır. Yani, tadarak, koklayarak ya da başka şeylerle anlayamazsınız balın sahte olup olmadığını…”
Altıparmak Gıda’nın hayata geçirdiği ilkler
• Balda kalıntı analizi
• Balda orijin tespit analizi
• Garanti bandı
Balların yörelere göre sınıflandırılması
Ürün ambalajlarında inovasyonlar
Gıda sektöründe kalite takip sistemi
İlknur Menlik - Gıda hattı

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52