Türkiye yeni lezzetlere hazırlanıyor

Türkiye, 2016 Bakliyat Yılı için hazırlıklara hız verdi. Etkinlik kapsamında düzenlenen toplantıda bakliyat tüketim alışkanlıklarımızı değiştirecek kararlar açıklandı.

Türkiye yeni lezzetlere hazırlanıyor
Gıdavitrini - İstanbul Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu; mercimek, nohut, bezelye, fasulye, bakla ve börülce gibi bakliyatların sofralarda alışılagelmiş tüketimlerinin dışında da tüketimleri için farkındalık yaratan projenin startının verildiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Organizasyonu (FAO), Roma’da gerçekleştirilen 146. Konsey toplantısında 2016 yılı “Uluslararası Bakliyat Yılı” ilan edildi. 

İstanbul Kalkınma Ajansı “2015 Mali Destek Programı” kapsamında desteklenen ve yürütücülüğünü Tarım Ürünleri Hububat Bakliyat İşleme ve Paketleme Sanayicileri Derneği (PAKDER)’in yaptığı, İstanbul Teknik Üniversitesi(İTÜ) ve Yıldız Teknik Üniversitesi(YTÜ) Gıda Mühendisliği Bölümleri’nin ortak olarak yer aldığı “Bakliyat İle Sağlıklı Beslenme Sağlıklı Hayat Platformu Projesi” başlatıldı.

2016 Uluslararası Bakliyat Yılında Ülkemizin bu proje vasıtasıyla gerçekleştireceği tüm faaliyetler, üniversite, sektör ve kamu temsilcilerinin de katıldığı basın toplantısında kamuoyuna tanıtıldı.

İTÜ Ayazağa Yerleşkesi’nde düzenlenen toplantıda İTÜ Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu ve Pakder Yönetim Kurulu Başkanı Hakkı İsmet Aral proje hakkında bilgiler paylaştı.

Bakliyat tüketim alışkanlığımız değişecek
Prof. Dr. Dilek Boyacıoğlu, projenin amacının bakliyat ürünlerinin sağlığa yararlarına ilişkin görsel ve işitsel bilgi teknolojilerinden yararlanarak bakliyatın sofralarda alışılagelmiş tüketimlerinin dışında da tüketebilmeleri için bir farkındalık yaratmak olduğunu söyledi. Gıda sanayii bu ürünlerini beşer olarak koyabilmek bunun içinde yeni ürün kombinasyonlarını da bakliyattan elde edilecek katma değerli ürünlerin ortaya çıkması içinde araştırma yapmak olduğunu ifade eden Boyacıoğlu, “Hedefimiz, kullanışlı, besleyici, düşük maliyetli bu kıymetli ürünlerin sağlık üzerine etkilerini vurgulayarak tüketicilerde bir farkındalık yaratmak. Bakliyat tüketiminin diyetlerde daha çok yer almasını sağlamak ve katma değerli ürünlerin gıda sanayiinde kullanım alanlarını artırmaktır. Günümüzde obezite önemli bir sağlık sorunudur. Bu mücadele konusunda olumlu etkiler yaratacağına inanmaktayız. Gelişmiş diğer ülkelerde olduğu gibi bakliyat ürünlerine ilişkin bu bilimsel çalışmalar da her geçen gün kuvvetle artmakta pek çok araştırmacıyı da bu alanda çalışmaya motive etmektedir.” şeklinde konuştu.

Yeşil mercimekli hamburger
- Bu proje ile bakliyatı klasik; nohut, mercimek, fasulye, pilav yemekleri olarak sunmayacağız. Bu geleneksel yaklaşımı, halkımızın algısından çıkaracağız. Çünkü bakliyatı sorduğunuz zaman insanlar, “anneannemin yemeği” diyor. Bu algılanış şekli, bir gıda grubu için çok tehlikeli. Bu algıyı artık tarihe gömüyoruz.

- Türkiye’de ve dünyada kadın artık iş hayatında daha fazla, mutfakta daha az vakit geçiriyor. Hayatın her alanında hızlı tüketime doğru bir kayış var. Ama sağlıktan vazgeçmeden, doğru beslenerek hızlı yaşamalıyız. Artık kimsenin, baklagili bir gece önceden ıslatıp, ertesi gün pişirmeye vakti yok. Ancak günlük beslenme alışkanlıkları içinde de baklagil çok önemli. Biz de bu yüzden bu proje ile hızlı yemek kültürüne uygun baklagil yemekleri ve çözümleri geliştireceğiz. 

- “Trendin içinde biz de varız” diyeceğiz. Pizza hamurunda, ununda yeşil mercimek ununu kullanacağız. Ben yeşil mercimekli hamburger yapacağım. Farklı gıda grupları ile hızlı tüketim sektörünün içinde olmayı ve günümüzün bireysel ihtiyaçlarına cevap vermeyi çalışacağız. 

- Amaç “Kuru fasulye yiyin, nohut yiyin” demek değil! Biz bu yaklaşımlarla hiçbir yere varamayacağımızı biliyoruz. İnsanlar tabii ki fasulye, nohut yiyor; ama ne yazık ki az yiyor. 

- Mesela 25 yaşını doldurmamış, 1600 genç ile bir araştırma yaptık. Bu araştırmaya göre gençlerin hiçbiri 25 yaşına kadar bakliyat pişirmediğini gördük ve çok şaşırdık.
İTÜ ve YTÜ’den laboratuvar desteği
Boyacıoğlu, proje kapsamında yapılacak çalışma adımlarını ise şöyle aktardı:
“Bilimsel araştırmalarda nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek fasulye gibi bakliyatlardan kullanıma hazır ürünler geliştirmek, bakliyat ve toz bakliyat ürünlerini aynı zamanda sağlık etkilerinin de incelenmesi İTÜ ve YTÜ Gıda Mühendisliği Bölümleri’nin katkılarıyla gerçekleştirilecek. Toplumda farkındalığın artmasına yönelik olarak "Fokurdayan Tencere" isimli bir bakliyat belgeseli hazırlanacak. Bu bakliyat belgeselinin okullarda da gösteriminin yapılması, obeziteye karşı olan köşe yazarları ve diyetisyenlerin vasıtasıyla bu bakliyat içerikli beslenme programını halkımıza ve toplumumuza duyurulması sağlanmış olacak. Sektöre yönelik çözümler ve araştırma faaliyetleri gerçekleştirilecek. Ürettiğimiz bilgi ve teknolojiyi toplumla ve tüm kurumlarla paylaşmayı hedeflemiş bulunuyoruz.”

Dünyada iki milyardan fazla insanın diyetinde önemli yer tutmakta
PAKDER önderliğinde İTÜ ve YTÜ ortaklığında İSTKA'nın mali desteğiyle yürütülen projenin detaylarını aktaran Pakder Başkanı Hakkı İsmet Aral, konuşmasında bakliyat tüketiminin sağlık açısından son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Aral, "Bakliyat ürünleri sağlığa yararlı etkileri açısından pek çok araştırmaya konu olmuştur. Mercimek, nohut, bezelye, fasulye, bakla ve börülceyi içeren baklagiller, içerdikleri yüksek protein, vitamin, mineral ve diyet lifi deposu olarak diyetimizde önemlidir. Bakliyatlar dünyada iki milyardan fazla insanın diyetinde önemli yer tutmaktadır. Günümüzde bakliyat tüketimi kanser oluşumu, Tip-2 diyabet ve obeziteye karşı korunma sağlamakta ve mide bağırsak sistemi ve kalp damar sağlığı ile de ilişkilendirilmektedir. Teknolojinin gelişmesi ve modern çağın gerektirdiği şartlar, beslenme alışkanlıklarımızda değişime sebep olmuştur. Bu durum çalışma koşullarının getirdiği hareketsizlikle birleşince başta obezite olmak üzere pek çok hastalığa davetiye çıkarmıştır. Obezite kronik bir hastalık olmakla beraber Dünya Sağlık Örgütü tarafından da en riskli on hastalıktan bir tanesi olarak kabul edilmektedir." dedi.

2010 yılında obezitenin önlenmesine yönelik “Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı” adı altında yayınlanan Başbakanlık Genelgesi ile de bu noktaya dikkat çekildiğini hatırlatan Aral, sözlerine şöyle devam etti: 
"Kaliteli ve uzun bir yaşam formülünün sporla beraber sağlıklı ve dengeli beslenmeden geçtiği unutulmamalıdır. Bu anlamda bitkisel protein ve karbonhidrat açısından oldukça zengin olan bakliyatların gerek geleneksel yöntemlerle gerek yenilikçi açılımlarla tüketilmesi son derece önemlidir. Projenin amacı da bu yenilikçi akımları ortaya koyabilmek, bakliyatın direkt tüketimini veya endirekt olarak endüstride kullanımını sağlamaktır."

Güncelleme Tarihi: 02 Aralık 2015, 15:18

Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52