Açlığın korkunç yüzü Somali’de!

Afrika Boynuzu bölgesinin bir ucundan ötekine insanlar açlık içinde. İhtilaf, yükselen gıda fiyatları ve kuraklığın korkunç bileşimi çaresizlik içindeki 11 milyondan fazla insanı kıskaca almış bulunuyor.

Açlığın korkunç yüzü Somali’de!
Somali, tarihin en feci krizini yaşıyor. Şimdiye kadar hep açlık ve kıtlık kelimelerini kullanmaktan kaçındık. Ancak hızla gerçek yüzünü gösteren bu durumun bir afet olduğunu çarşamba günü resmen kabul ettik. Somali'nin bazı bölgelerine kıtlık ve açlık hâkim ve yayılmayı sürdürüyor.

Bu, yok sayamayacağımız kadar çarpıcı bir durum. Bölgedeki BM ekiplerinden her gün yürekleri parçalayan raporlar alıyorum. Hayvanları susuzluktan telef olan Somalili mülteciler yardım bulma umuduyla Kenya ve Etiyopya'ya yaya olarak ulaşmaya çalışıyor. Anne ve babasını kaybetmiş çocuklar korku içinde ve açlıktan bitkin düşmüş bir şekilde tek başlarına yola devam ediyor.

Somali'den de korkunç haberler alıyoruz. Ailelerin, çocuklarının gözlerinin önünde birer birer ölmelerini çaresizlik içinde izlediklerini duyuyoruz. Geçenlerde bir kadın üç hafta yürüdükten sonra Mogadişu'nun 140 km güneyindeki BM kampına ulaşmış. Halime Ömer isimli bu kadın aslında hali vakti yerinde bir ailedenmiş. Üç yıl süren kuraklıktan sonra Halime, bugün zar zor hayatta kalmayı başarabiliyor. Altı çocuğundan dördü ölmüş. Halime çektiklerini anlatırken, "Yemek bulamadığınız için çocuğunuzun gözlerinizin önünde ölüp gittiğini izlemekten daha korkunç bir şey yok. Artık umudumu kaybediyorum." diyor.

Kampa ulaşabilenler için dahi çoğu zaman pek fazla bir umut yok. Birçoğu çorak bölgelerden aç susuz yürüyerek gelmenin sonucu son derece bitkin düşmüş durumda ve kendilerine yemek verilemeden hayatlarını kaybetmekte. Tıbbi tedavi için ilaç bulmak da genelde mümkün değil. Ellerinde ilaç olmadığı için hastalarının ölmesini izlemek zorunda kalan doktorların çektiği acıyı düşünün.

Bu olaylar biz insanlık ailesini şoke ediyor. Nasıl böyle şeyler oluyor? Dünyada herkese yetecek yiyecek var. Evet, zor bir ekonomik dönemden geçiyoruz. Ancak, tarih boyunca insanlık hiçbir zaman birbirlerine yardım etmekten vazgeçmemiştir, diyoruz.

İşte bu nedenle bugün küresel dikkati bu krize çekmek, alarm zillerini çalmak ve dünya halklarının Somali'ye en fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemde yardım ellerini uzatmalarını sağlamak amacıyla sizlere sesleniyorum. Çoğunluğunu kadın ve çocukların oluşturduğu bu tehlike altındaki insanlara yardım edebilmek için 1,6 milyar ABD Doları mali kaynağa ihtiyacımız var. Şimdiye kadar uluslararası bağışçılar bu meblağın sadece yarısını sağlayabildi. Durumu tersine çevirmek ve insanlık adına ihtiyaç sahiplerine umut verebilmek için tüm dünya olarak güç birliği yapmalıyız.

Bu söylediklerimle de çalışmalarımıza doğrudan mali katkı sağlayan veya katkılarını başka yollardan ileten tüm ülkeleri kastediyorum. Herkesi bu sorunla mücadeleye çağırıyorum. BM kuruluşları 25 Temmuz'da Roma'da bir araya gelerek acil yardım çalışmalarının eşgüdümünü sağlayacak ve mali kaynak bulmaya çalışacaklar.

Bizler de birey olarak nasıl yardım edebileceğimizi kendimize mutlaka sormalıyız. Belki tsunamiden sonra Endonezya ve depremden sonra Haiti için olduğu gibi kişisel olarak bağış yapabiliriz, Parlamento'daki temsilcilerimizi Somali'ye daha etkin bir yardıma zorlayabiliriz. En iyi ihtimale göre bile bütün bunlar yeterli olmayabilir. Tüm ihtiyaçları karşılayamama gibi bir tehlike ile karşı karşıyayız.

Somali'de durum oldukça zor. Süregiden ihtilaf, yardım çalışmalarını zorlaştırıyor. Dahası, artan gıda fiyatları uluslararası kuruluşların ve STK'ların bütçelerini eritiyor. Geçici ulusal hükümetin başkent Mogadişu'nun sadece bir bölümünü kontrol ediyor olması yardım çalışmalarını güçleştiriyor. El Şabaab milis güçleri ile kontrolleri altındaki bölgelere erişmemizi sağlayacak bir anlaşmaya varmaya çalışıyoruz. Bu anlaşma olsa dahi ciddi güvenlik endişeleri varlığını sürdürecek.

Sınırlarını cömert bir şekilde açık tutan Kenya ve Etiyopya'nın zaten devasa sorunları var. Dünyanın en büyük mülteci kampı Kenya'da. Dadaab isimli bu kamp şimdiden 380 bin mülteciyi barındırıyor. Kamp tehlikeli boyutta kalabalık hale gelmiş bulunuyor. Binlerce mülteci ise kaydedilip kampa alınmayı bekliyor. Komşu ülke Etiyopya'daki Dolo kampına günde gelen mülteci sayısı 2 bini buluyor. Etiyopya da bu akınla başa çıkmaya çalışıyor. Bütün bunların üzerine 7 milyon Kenyalı ve Etiyopyalı, gıda krizi ile karşı karşıya bulunuyor. Cibuti ve Eritre'de on binlerce insan, belki de daha fazlası yardım bekliyor.

Bugün karşı karşıya olduğumuz krizle başa çıkmaya çalışırken bir yandan da sebeplerini belirleyerek ortadan kaldırmamız gerekiyor. Onlarca yıldır karşımıza çıkan en ağır kuraklıkla karşı karşıyayız. Ancak, iklim değişikliğinin etkilerinin dünyanın dört bir yanında görülmeye devam ettiği bir dönemde bunun sonuncu olmayacağı anlaşılıyor. Bu nedenle kuraklığa dayanıklı tohum, sulama, kırsal altyapı ve hayvancılık konularında uygulanabilir çözümler bulmamız gerekiyor.

Bu çözümler işe yarayacaktır. Son on yıl boyunca söz konusu uygulamalar Etiyopya'da tarım üretiminin yılda yüzde 8 artmasını sağladı. Erken uyarı sistemlerimizde de ilerlemeler kaydettik. Kuraklığın yaklaştığını biliyorduk ve geçtiğimiz kasım ayından itibaren gerekli uyarıları yapmaya başladık. İleride bu uyarıların zamanında duyulmasını sağlamamız gerektiği görülüyor.

Ancak her şeyden önce barışın gelmesi gerekiyor. Somali'de ihtilaf sürdüğü sürece açlık ve kıtlıkla etkin bir şekilde mücadele edemeyiz. Her gün daha fazla sayıda çocuk açlığın kucağına düşer, daha fazla sayıda insan gereksiz yere ölür. Böyle bir döngüye düşüleceği yönündeki endişe dünyanın dört bir yanında tehlikeli bir şekilde büyümeyi sürdürüyor.

Halime Ömer, Somali'de bize "Bu belki de bizim kaderimiz. Belki de bir mucize olacak ve bu kâbustan kurtulacağız." demişti. Bunun onun kaderi olduğunu kabul edemem. Hep birlikte onu ve diğer Somalilileri ve onların çocuklarını bu korkunç kâbustan mutlaka kurtarmamız gerekiyor.

Zaman

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52