Personel memnuniyeti eşittir müşteri memnuniyeti

Perakendeci kuşağında, Çağrı Hipermarket Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kara ile, Çağrı zincirlerinin kuruluşunu ve bugünkü perakendecilik sektörünü konuştuk.

Personel memnuniyeti eşittir müşteri memnuniyeti
Perakendecilik sektörünün önemli markalarından birisi olan Çağrı Hipermarketleri’nin kuruluşunu, bugün sektördeki konumunu ve yarınlara bakışını Çağrı Hipermarkei Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kara ile konuştuk.
* Çağrı Grubu’nun kuruluşu ve ilk yıllarını anlatarak başlayalım. Başarılı bir büyüme çizginiz var. Bu konuda neler söylemek istiyorsunuz?
* 1998 de  profesyonel olarak hipermarketçiliğe başladık. Daha önce toptan ve perakende beraber gidiyordu. İnşallah organize perakendecilik doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz. Şu an itibarıyla 23. şubemizi açtık, ayrıca zücaciye mağaza sayımız da 3 oldu, çalışmalarımız devam ediyor. Türkiye’de perakendecilik gelişmeye açık, gelecek noktaları var. Perakendeciliğe çok önem veriyoruz. Organize perakendeciliği güçlendirerek, Türkiye’deki üretimi destekleyeceğiz. Perakendecilik, ağacın gövdesine bir su verdiğinde yaprakların ucuna gitmesi gibidir. Türkiye’de bu sektörün altını doldurmak lazım. Yani Anadolu’da da perakendecilerin gelişmesi lazım. Edirne’den  Kars’a kadar herkesin işini iyi yapıp, müşteriye uygun fiyatlarla ürün tedarik etmesi gerekiyor. Ayrıca, üretim kalitesini yükselterek, kayıt dışını engelleyerek ve tüketicinin yanında olarak ilerleme kaydedilmesi gerekiyor.
* Sektör’ün geleceği hakkında bilgi verir misiniz?
* İtalya da kravat üzerine perakende dükkanı var. Yani ihtisaslaşma var dünyada. Türkiye’de ilerleyen zaman diliminde bunlar olacak. Sağlıklı ihtisaslaşmanın olabilmesi için üretimimiz de çok düzenli olmalı. Yani, perakendenin ayrışması için bir kalite yakalayacağız.
DIŞLANAN FİRMALARA KAPIMIZI AÇTIK
* Çağrı, yola çıkarken elbette ki planları vardı. Bize bunlardan bahseder misiniz?
* İyi ürettim yaptığı halde birçok firma, ulusal zincirlere, organizeyi elinde tutan yerli ve yabancı sermayeli firmalara girmekte zorlanıyor. Kendi ülkemizde kendi üreticimiz ürünlerini pazarlayamıyordu. Bizler dışlanan bu firmalara kapımızı açtık. Çok ünlü bir üretici firmamız bizleri ziyarete geldiğinde, yerli ve yabancı sermayeli perakendecilerin onlardan çok yüksek fiyatlar istediğini ve raflarına ürünlerini koymadığını söylemişti. Bu yetkili, kendi ülkesinde yabancı bir kuruluşa mal veremediğini, bazı firmalara girebilmek için haraç istendiğini bize anlatıp yakınmıştı. Çağrı ve benzeri kurumlar olarak kendi üreticimizi destekliyoruz. Zincir halkası gibi üreticilerimizi desteklersek, onlar da daha kaliteli üretim yaparak daha fazla istihdamla daha iyi hizmet sağlarlar. Bizler de tüketicimize daha iyi hizmet ve ürün sunmuş oluruz.


PAZAR GİTTİKÇE BÜYÜYOR
* Organize perakendeciliğin bugünkü durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
* Şuanda organize perakendenin doymamış en alt rakamı 100 milyar dolar civarındadır. Üreticilere, bize yaptığı katkı kadar biz de destek vereceğiz. Yurt dışına çıktığımız zaman karayolunda biz kendi ülkemizin aracını göremiyoruz. Neden kendi ürünümüzü markamızı yurt dışında göremiyoruz? Anlı şanlı firmalarımız  bile oralarda yok, bu bizi üzüyor. Bu bir strateji meselesi. Mesela Japonya şuan dünyada 1 numara ama, bu duruma gelmesinin sebebi; savaştan çıktıktan sonra devlet ve sivil halk birlik oldu, kendi içinde sivil kuruluşları örgütledi, savaş sonrası bir modeli var. Japonya devleti, “biz devlet olarak sizi bir araya getiriyoruz, siz de işbirliği yapın” dedi ve bu seviyeye ulaştılar. Şuan dünyanın her yerinde markaları bulunuyor. Amerika’da bile arabaları en çok satanlar arasında.
Biz perakendeciler olarak, üreticilerimizi destekleyerek onları daha iyi konumlara getirebiliriz; çok güçlü markalar olabilirler. Global çapta olabilecek firmalarımız yurt dışına açılmak için yatırım yapmalı ve gücünü biraz o yönde kullanmalı. Bu, ülkemiz için de fayda sağlayacak. Ben, bir yurtdışı seyahatimde kendi ürünlerimizi görmüştüm ve bir dahaki ziyaretimde de ‘şu markayı getirir misiniz’ diye talepte bulundum. Bunlar bizi mutlu eden, gurur duymamızı sağlayan gelişmelerdir.
PERAKENDE KENDİSİNİ GELİŞTİRMELİ
* Çağrı grubu olarak gelecek için neler söyleyeceksiniz?
* Şuan Anadolu yakasında hizmetteyiz. İlk olarak İstanbul’da ağ kurmayı hedefliyoruz. Müşterilerimiz bizleri her yerde görmek istiyor ve bizlerde bunlara cevap vermeye çalışıyoruz. Tüm yatırımlarımızı o yana çevirdik. Müşterilerimizden teşekkür, tebrik almanın beraberinde, ‘neden şu bölgede yoksunuz, biz sizleri her yerde görmek istiyoruz’ şeklinde telefonlar alıyoruz.
Herkesi kendi yerimize koymalıyız. Her boş yere girelim, her yerde biz olalım demiyoruz. Komşularımızı ve meslektaşlarımızı düşünüyoruz. Küçük esnafı da gözetmeli ve onlara destek olmalıyız. Ama onlar da birleşmeli ve bir çatı oluşturmalı, organize olmalılar. Yıllardır bakıyoruz başlarındaki insanlar hep aynı, yeni bir proje ya da çözüm yok!
PROFESYONEL ŞİRKETLEŞME DÖNEMİ
* Türkiye, geleneksel işletmelerin profesyonel yönetime devrini yaşıyor. Böyle bir dönemde işletme sahiplerine ne gibi görevler düşüyor?
Aile şirket sahipleri de eğer gerçekten başarılı olabilecek deneyime ve iş gücüne sahipse tabii ki işin içinde olmalı, ama bu iş gücüne sahip değilse o sorumlulukları almaya gerek yok. Profesyonel şirket yapısına dönüp kurumsallaşmayı sağlamalı, zaten bizim ülkemizdeki firmalar kurumsallaşamadığı için bu durumda. Bu işi geçici düşünmemek gerekiyor.
Vur kaç taktiği ile ticaret yapılmamalı. Hayalet firma, tabela firması olunmamalı. Bizler bu yüzden ihtiyaç olunan yerde oluyoruz. Kısacası, herkes yaptığı işin hakkını vermeli.
TİCARET KÜLTÜRÜMÜZ DÜNYADA BİLİNİYOR
* Müşteri memnuniyetini nasıl sağladınız. Çağrı’nın bu şekilde talep ve tebrik görmesini neye bağlıyorsunuz?
* Toplam kaliteye önem vermekteyiz. Üretici ile iş birliği yapıyoruz. Bizim düşüncemize göre her patron bir müşteridir. Kurum olarak kendini ispatlamış firmalarla çalışıyoruz. Kalitesi ve ahlak yapısı belli köklü kurumsal firmalarla çalışmaya, uzun yıllar sektöre hizmet vermiş firmalarla birliktelik sağlamaya önem veriyoruz. Perakende konusunda bizler de çok tecrübeli olduğumuz için yeni açılımlar yakalayabiliyoruz. Ülke insanı olarak köklü bir ticaret kültürümüz var. Bu figürler gelecek için yeni modeller oluşturuyor. Millet olarak bir Kapalıçarşı kültürümüz var. Buradan esinlenerek işlerin geliştirilmesi de mümkün. Çağrı olarak eğitime de çok önem veriyoruz. Kendi iç eğitimlerimizle personelimiz performansına göre yükselir. her şeyden önce insana değer veriyoruz. Çalışanlarımızı destekliyoruz; çaycımız bile ilk günden beri yanımızda hizmet veriyor. Şuna inanıyoruz; personelimizi ne kadar mutlu edersek, personelimiz de müşterimizi o oranda memnun edecektir.

MÜŞTERİ HER YERDEN ÜRÜN ALABİLİR!
* Müşteri ilişkileri konusunda neler söylemek istersiniz?
* ‘Müşteri velinimettir’ sözü basmakalıp bir kavram değildir. Müşteri her yere ulaşıp her yerden alışveriş yapabilecek özgürlüğe ve güce sahiptir. Bu sebepledir ki; eğer sizi tercih ediyorsa güler yüz, eksiksiz hizmet, kalite, kendine uygun ürün bulması sağlanmalıdır. Ayrıca, müşterilerimizi servis hizmeti ile kapılarına kadar bırakmamız tercih sebebidir. İstanbul efsane bir şehir, her şeyi bir arada yaşayabildiğimiz bir mekan.
Her şey zincirleme ilerliyor, biz onları memnun edersek onlar da bizi mutlu ediyor. Dışarıda bile müşterilerimizle ilişkilerimiz devam ediyor. Bir şekilde karşılaştığımızda hoş sohbet ediyor ve sorunları paylaşıyoruz.
Anketlere çok önem veriyoruz. Sürekli anketlerimiz oluyor ve hizmetlerimizi bu anketlere göre yönlendiriyoruz. Alışveriş hizmetinde güven ve zamanın değerini iyi bildiğimiz için, insanların alışverişini huzur içerisinde yapmaları amacıyla; güleryüzlü davranıştan kapıya servis hizmetine kadar elimizden gelen her türlü desteği veriyoruz. Kısacası, müşteri talepleri doğrultusunda kendimizi yeniliyor ve geliştiriyoruz. Yaptığımız araştırmalar doğrultusunda, müşteri beklentilerine göre yeni yatırımlarımızı şekillendiriyoruz.
TÜRKİYE’DE ÜRETİCİ OLMAK, KAHRAMANLIKTIR
* Yerel perakendecilerin bir oluşumu söz konusu. Yarınlar için birlikte ürün alımı düşünülür mü?
* Biz gücümüzü olumlu anlamda, yani yapıcı olarak kullanmak istiyoruz. Türkiye’de üretici olmak çok zor. Üreticilerin maliyetlerini ve sıkıntılarını biliyoruz. Amacımız onlara destek olmak. Ama onlar bize yaptırım uygulamak isterse o zaman iş değişir. Bizim sessizliğimizi kullanıp tavır değiştirirlerse bizim de tavrımız değişir. Üretim maliyetlerinden, sermaye maliyetlerine kadar Türkiye’de üretim yapmanın zorluklarını biliyoruz. Elimizden geldiği kadar da anlayışlı olmaya ve destek olmaya çalışıyoruz. Türkiye’de üretici olmak kahramanlık, biz bunun farkındayız. 
İSTİHDAM EKONOMİYİ DÜZLÜĞE ÇIKARIR

* Türkiye’de, şu anki ekonomik durumu ve son gelişmeleri değerlendirir misiniz?
* Sıkıntılar hala devam ediyor. Dalgalanmalar olduğu sürece bizler de etkileniyoruz; perakendeciyiz çünkü. Biz krizden geliyoruz, yerli kuruluşlarımızın çabalarını, takdire şayan tavırlarını gördük, bunları yaşadık. Krizin ne olduğunu biliyoruz, ne zaman işten çıkarılacağım korkusu yaşayan insanları gördük. İş başvuruları aldık. Hatta, ‘para vermeyin, yeter ki gelip gidelim, psikolojimiz bozuldu’ diyen insanlar oldu. Sektör temsilcileri olarak, Çin olayı, hammadde ve istihdam iyileştirme sıkıntılarını yaşıyoruz.
Röportaj / Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52