Organik ve doğal beslenme

Gıdaların genetik kodlarının bozulduğu ve fastfood beslenme alışkanlıklarının yaygınlaştığı günümüzde organik beslenmenin ipuçları bu söyleşide…

Organik ve doğal beslenme
Organik ve doğal beslenmeyi bir yaşam biçimi ve tercihi olarak görüyor Burcu Topbaş. Gıdaların genetik kodlarının bozulduğuna ve fastfood beslenme alışkanlıklarının yaygınlaştığına da dikkat çeken Topbaş, her besinin mevsiminde tüketilmesi gerektiğinin altını çiziyor. Dünyanın en büyük sorunlarından biri olarak gördüğü obezitenin organik ürünlerin tercih edilmesi ile çözülebileceğine inanan Saray Organik Ürünler Mağazası’nın yöneticisi Burcu Topbaş ile organik ürünler ve dünyadaki yükselen trendini konuştuk.
-Öncelikle kendiniz ve aileniz için seçtiğiniz beslenme alışkanlıklarından biraz bahsedelim mi?
-Kişisel olarak çay, kahve ve gazlı içecek tüketmeyen bir insanım, favori içeceğim sudur. Şu an 4 yaşında bir oğlum var, özellikle hamileliğimle beraber fastfood’u hayatımdan çıkardım ve tabii ailemin hayatından da... Organik işine başlamadan önce de zaten balımız pekmezimiz Artvin’den gelirdi, tarhanamız, salçamız evde yapılırdı. Her an her şeyin organiğini bulmak tabi ki mümkün olmuyor ama genelde her şeyi mevsiminde tüketmeye dikkat ediyoruz. Evlerimizde anneannelerimizden, annelerimizden nasıl gördüysek onları devam ettirmeye çalışıyoruz.

GENETİK MÜHENDİSLİĞİ HERŞEYİ DEĞİŞTİRDİ
-Meyve kurularından zeytine kadar çok sayıda ürün için organik tanımı yapılabiliyor. Peki, organik ürün deyince ne anlamak gerekir?
-Organik ürün doğada kendi halinde yetişen üründür. Eskiden hormonların, katkı maddelerinin, koruyucuların, parlatıcıların, kimyasal kapamaların ve renk vericilerin olmadığı dönemlerde tarlada kendi halinde yetişen her ürün organikti. Sonra zaman değişti. Genetik mühendisliği keşfedildi. Ürünlerin yapısı değiştirildi. Şimdi ise organik deyince eskiden olduğu gibi zirai ilaç ve kimyasallar kullanılmadan tarlada yetiştirilen ürünlere organik diyoruz. Organik ürün, hiçbir yapay koruyucu, renk verici, katkı maddeleri kullanılmadan işlenir ve paketlenir.
-Bir ürünün organik olup olmadığını anlamak için nelere bakmak gerekiyor?
-Bu konuda, yetkili kamu kuruluşu ya da kamudan yetki alan bir sivil toplum kuruluşu bu ürünlere sertifika vererek tüketicinin haklarını koruma altına almaktadır. Organik ürünün etiketi üzerinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’nın organik tarım logosu yer alır. Ayrıca bu ürünler kapalı ambalajda olmak zorundadır. Kapalı ambalajda ve logolu ise o ürün organiktir.

BİLİNÇLİ İNSANLAR TERCİH EDİYOR
-Organik ürünleri en çok kimler alıyor?
-Organik tarım sınırlı alanlarda yapılabildiği, çok fazla miktarda üretilmediği, çok özel ve emek isteyen bir üretim gerektirdiği için diğer gıdalara göre bir fiyat farkı söz konusu. Hem yaygınlaşmadığı, hem de biraz pahalı olduğu için sınırlı bir tüketici grubu var. Daha çok hem bilinç, hem yaşam tarzı olarak belli bir seviyenin üzerindeki insanlar tercih ediyor. Gözlemlediğimiz şu ki, farklı gelir gruplarından insanlar da organik beslenmeye ilgi gösteriyor. Kişi en azından bir iki çeşidimizi deneyerek organik gıdalarla tanışıyor. Ben kişisel olarak bu trendin toplumumuzda daha da yaygınlaşacağına inanıyorum. Özellikle hamileler ve anneler ürünlerimizi çok tercih ediyor. Bal, pekmez ve çorbalık ürünlerimiz şifa niyetine de alınıyor.
-Organik ürün deyince akla ilk gıda ürünleri geliyor ama kozmetikte de artık organik ürünler yaygın değil mi?
-Organik, bir yaşam biçimidir aslında. Günümüzde doğaya dönüş diyebileceğimiz eğilim söz konusu. Bu dönüş beslenmeden giyime, kozmetikten yaşadığımız mekanlara kadar yansıyan geniş bir alanı kapsıyor. Her şeyin hızla kirlendiği, kimyasalların doğanın dengesini bozduğu sentetik yaşama karşı yeni bir tavır bu. İnsanlar doğal olarak vücut ve cilt bakımlarında da sentetik kimyasallar içermeyen bitkisel ve doğal maddelerden oluşan kozmetikleri tercih ediyor. İnsan doğasına en uygun olan şey doğadadır. Ürünleri yine doğadaki en saf haliyle kullanmak ise büyük bir ayrıcalık.

PAZARIN BÜYÜKLÜĞÜ 30 MİLYAR DOLAR
-Türkiye'de ve dünyada organik trendi nereye gidiyor?
-Organik üründe dünyada yaklaşık 30 milyar dolarlık bir pazar var. Bu pazar her yıl yüzde 30 büyüme gösteriyor. Yani dünya organik tarıma ve organik gıdaya yönelmiş durumda. Tüm dünyada organik gıda trendi giderek yükseliyor ve yükselmeye devam edecek. Çünkü insanlar daha sağlıklı ve daha doğal beslenmek istiyor. Türkiye’de de organik tarım giderek yaygınlaşıyor ama daha işin çok başındayız.

ANADOLU’NUN HER YÖRESİNDEN ÜRÜN VAR
-Saray Organik Ürünler mağazasında hangi ürünler bulunuyor, hangi yöreden geliyor, nerede işleniyor?
-Mağazamızda bulunan ürünler baharat, bakliyat, bal, pekmez, reçel, bitki çayı, çay, çikolata, çorba, kahve, kuruyemiş, makarna, salça, sebze kurusu, sirke, turşu, tuz, zeytin, zeytinyağı gruplarından yaklaşık yüz çeşit üründen oluşuyor. Tüm ürünlerin üretimi ülkemizin faklı yörelerinde tamamen organik ve doğal koşullarda yapılıyor. Bu ürünlerin bir kısmını biz kendimiz ürettiriyor, bir kısmını ise bizim standartlarımıza göre üretim yapan üreticilerden alarak kendi etiket ve ambalajımızla satışa sunuyoruz.
Baharat grubu Şanlıurfa, Gaziantep, Kahramanmaraş ve Aydın yörelerinden; bakliyat grubundan yeşil mercimek, kırmızı mercimek, nohut, pilavlık bulgur ve köftelik bulgur Gaziantep, pirinç ise Samsun yöresinden gelirken; çiçek ve kestane balını ise Kaçkar Dağları eteklerinde yetişen zengin çiçek türlerinden organik tarım kanun esaslarına göre, kendi kovanlarımızdan elde ediyoruz.
Dut pekmezini de dünyada öncelikle korunması gereken ve 35 sıcak bölgeden biri ilan edilen Artvin’e bağlı Yusufeli ilçesinde yetişen besin değerleri ve doğallığı üst düzeyde olan dutlardan üretiyoruz. Şeker hanım organik reçelleri, şeker ilavesiz olarak organik elma suyu konsantresi ile tatlandırılarak organik sertifikalı meyveler ve limon tuzu ile ev yapımı olarak üretiliyor.
Bitki çaylarımızı Konya ve Antalya yörelerinden çay ise Doğu Karadeniz Bölgesi’nin organik tarım havzası olan Hemşin’de yetiştirilen çaylardan hazırlanıyor.
Çorba ürünlerinden çorbalık tahıl karışımı Konya, tarhana ve sebze karışımı ise Aydın yöresinde üretiliyor. Tahıllı çorbalar hem mağazada hem de www.sarayorganik.com sitemizde yok sattığımız ürünlerden. İçinde farklı türde bakliyatlar içeren bir vitamin deposu. Bizim evde de 2 günde bir mutlaka pişiyor.
Kuru yemiş ürünlerimizden kuru kayısı çeşitlerini Malatya, elma kurusunu Artvin, kuru üzüm Ege, kavrulmuş fındığı Giresun, Ceviz ve bademi Aydın, Antep fıstığını ise Gaziantep yörelerinde yetiştirilen ürünlerden seçiyoruz. Makarna ürünlerimiz ile arpa şehriyeyi Gaziantep, erişteyi ise Aydın yöresi ürünlerinden tercih ediyoruz. Salçalar ve makarna sosları ise Aydın yöresinde yetiştirilen ürünlerden geliyor. Zeytinlere gelince; salamura zeytin ve sele zeytini Aydın ve Gemlik yörelerinden, sofralık zeytinlerimizi Artvin’e bağlı Yusufeli ilçesindeki asırlık zeytin ağaçlarından organik tarım esaslarına göre hazırlıyoruz.

İNTERNET ÜZERİNDEN SATIŞ VAR
-Teşvikiye ilk mağazanız değil mi, mağaza sayınızı artırmayı hedefliyor musunuz?
-İlk ve tek mağazamız. Müşterilerimizden gelen talep üzerine, sadece bal ve pekmezi bazı Saray Muhallebicisi şubelerimizde de satışa sunduk. Yeni şubeler açmaktansa, www.sarayorganik.com sitemizden müşterilerimize ulaşmayı tercih ediyoruz. Organik üretim ülkemizde belli bir kapasiteye geldiği ve istediğimiz miktarlarda üretim hedeflerine ulaştığımız zaman, daha çok insanın organik ürünlere ulaşabilmesini kolaylaştırmak için marketlere de girebiliriz. Ancak şimdilik böyle bir önceliğimiz yok.
-Mağazanızda nasıl bir konsept benimsediniz?
-Doğada her şeyin bir dengesi, bir ahengi vardır. Hiç bir renk bir diğerinin önüne geçmez. Her şey birbirini tamamlar. Biz, öncelikle ürünlerimizin etiket ve ambalajlarında bu anlayışı benimsedik. Doğal ve pastel renkleri tercih ettik. Aynı anlayışı mağazamıza da taşıdık. Fabrikasyon üretim ile organik ve doğal üretim arasındaki farkı anlaşılır ve hissedilir bir şekilde ortaya koyacağını düşündüğümüz bir tarzı benimsedik. Mağazamıza girdiğinizde göreceğiniz şey, doğadaki uyumdur. Mağazanın tasarımı, seçilen renkler, kullanılan görseller her şey birbirini uyum içinde tamamlar. Hiç bir renk diğerinin önüne geçme gayreti taşımaz. Bir yarış yoktur yani. Tıpkı doğada olduğu gibi uyum vardır. Bu hissi yerleştirmeye gayret ettik.
-İnternet sitenizde de durum aynı mı?
-İnternet sitemizi iki fonksiyonlu olarak düşünmekte fayda var. Birincisi yüz çeşit ürünümüzün satışını yaptığımız bir dükkan, ikincisi de ürünlerimizin içeriği ile ilgili haberler ve bilgiler veren bir iletişim platformu. Örneğin, iki yıl önce yeni yılda hediyeniz sağlık olsun konseptiyle organik ürünlerden oluşan bir sepet hazırladık ve sadece sitemizden duyurduk, beklediğimizin üzerinde bir ilgiyle karşılaştık. İnternet sitemiz aracılığı ile müşterilerimizle birebir ilişki kuruyor, önerilerini dikkate alıyoruz.
Funda Çamözü - Hurriyetaile

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52