Fransız yemeğiyle Milli Takım temsil edilmez!

Türk Mutfak Kültürünü yaşatmak için bir insan hangi sıkıntıları göze alabilir. İşte size bir mutfak gönüllüsünün lezzet serüveni…

Fransız yemeğiyle Milli Takım temsil edilmez!
Selami Türkoğlu / Gıdavitrini

Annemmutfakta.tv isimli internet sitesini hobi olarak kurdu. 2006 yılından beri videolu yemek tarifi ile milyonlarca insana unuttukları lezzetleri hatırlatmaya devam eden Türk Halk Mutfağı Araştırmacısı ve Usta Aşçı Eğitmeni Gurme Hülya Erol, hangi sıkıntılarla karşılaştı? Onun penceresinden Türk Mutfak kültürü nasıl yaşatılır? Gıdavitrini farkıyla Hülya Erol’un lezzet yolculuğunda yaşadıklarına bir göz atalım…

Bilgilerini kendine saklamaya değil, elinde bilgi namına ne varsa herkesle paylaşmaya kendini adamış olan Türk Halk Mutfağı Uzmanı ve Usta Aşçı Eğitmeni Hülya Erol, Türk ve Müslüman kültürünün beşiği Konya’nın Seydişehir ilçesinde doğmuş ve yetişmiş. Hülya Erol doğduğu büyüdüğü kültürü şöyle anlatıyor: “Geniş kültür birikimi olan bir ortamda büyüdüm. Ailem her bireyi kendi istidadına göre yönlendirirdi. Anne dedem başöğretmen, anneannem de mahallenin bilge insanıydı. Bir sorunu olan anneanneme gelir, ona danışırlardı ve sorunları çözülürdü. Belediye Başkanlığı yapan babam, politikayı bırakarak tekrar çiftliğin başına dönerek besi ve tarımla uğraşmaya devam etmiştir.”

TÜRKİYE’Yİ KARIŞ KARIŞ GEZDİ
Küçük yaşlardan itibaren hem Seydişehir’deki bahçeli iki katlı ahşap kafesli evlerinde, hem de çiftlikteki evlerinde özellikle alt katta da bulunan mutfaktaki koşuşturmaya merak salan Erol, yufka açan bir teyze görünce hemen yanı başına oturduğunu anlatıyor. Babasını erken yaşta kaybeden Erol, lise eğitiminden sonra bir bankada çalışmaya başlar. Ardından, inşaat sektöründeki eşinin işi gereği de Türkiye’nin birçok yerinde bulunurlar. Çocukluğundan beri gelen yemek kültürü merakı, onun her gittiği yerde yöresel yemek tariflerini araştırmasına ve toplamasına neden olur. Hülya Erol, “Gezdiğim yerlerden derlediğim yemek tarifleriyle işe başladım. Samsun’da yaşadığımız yıllarda eşimin iş yerindeki çalışan hanımlarla çok iyi ilişkilerim olurdu. Evdeki hanımlar huzurlu olursa eşleri de huzurlu olur. Her ilden bir tanıdığımız olurdu. Hem arkadaşlarımızın memleketlerinden hem de bulunduğumuz yörede yaşayan köylerdeki annelerden yemek tariflerini toplardım. Kimi zaman üç ayrı kapıdan üç ayrı tarif verildiği oluyordu. Yöredeki bilge kişiye danışırdık. Bir defasında unutmuyorum; yaşlı bilge teyze ‘ailenin parası çoksa içine bütün malzemeler girer, parası yoksa biz o malzemeyi koymayız derler, bunu aklından çıkarma’, dedi. Hakikaten ekonomik durumu iyi olmayan insanların daha yaratıcı olabileceğini ve kesin kurallarının olmadığını gördüm” diye anlatıyor.



ÖĞRENMENİN YAŞI YOKTUR!
Erol, kızlarının mesleklerini eline almalarından sonra, okumanın yaşı yok diyerek üniversite imtihanlarına girer. Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Organizasyon Bölümü’nü kazanan Hülya Erol, bununla çabuk pes eden günümüz gençlerine hiçbir zaman, hiçbir şey için geç olmadığının mesajını vermek istediğini de söylüyor.
Evinde hala toprak kaplar ve bakır tencereler kullanan Hülya Erol, yabancıların da özellikle keşkek ve tandır çorbasına bayıldıklarını belirterek, “Haspirli yoğurt çorbası vardır mesela... Yiyen bu yemeğe bayılır. Ama bunu lokantalarda yiyemezsiniz” diye anlatıyor.

YATIRIM BİNAYA, KÜLTÜRE DEĞİL!
Turizm sektöründe çalışan aşçılara hocalık ve danışmanlık yapan, özel bir şirketin 14 sene mutfak koordinatörlüğünü yürüten Hülya Erol, otellere ve tesislere milyonlarca lira yatırım yapılırken, Türk mutfağı ile ilgili herhangi bir çalışma veya yatırım yapılmadığını belirtiyor.
Türk yemekleri ile ilgili 12-13 ciltlik arşiv olduğunu belirten Hülya Erol, yaşadığı önemli bir hastalık sonrasında, bilgilerini olabildiğince yaymak amacıyla çalışmalarını hızlandırmış. “Okullu aşçılar ile alaylı aşçılar birleşmeli. Ahilik geleneği canlandırılmalı. Standart Türk yemekleri ölçü kitabı çıkartılmalı. Okumamış fakat zamanında Ahilik geleneği ile yetişmiş aşçılarımızı da aramıza alalım, onların bizimle paylaşacağı çok bilgi vardır” diyerek aşçılık derneklerine giden Hülya Erol, aşçı derneklerine halk mutfağını anlatmak için çok çaba sarfetmiş, fakat ilgi görememiş. Aşçılık Milli Takım Şefi dahi, Hülya Erol’un önlerine sunduğu Türk Halk Mutfağı bilgilerine sırtını döner.

TEMELDE HALK MUTFAĞI VARDIR
Mutfak kültürümüzü bir bütün olarak değerlendirmenin önemine işaret eden Erol’un şu ifadeleri hayli önemli:
“Saray mutfağı’nın temeli halk mutfağıdır. Anadolu’ya gelmeden önce kurduğumuz Türk devletleri, sonrasında Selçuklular, Osmanlılar, Mevlevilik ve Ahilikten sonra Saray Mutfakları gelir. Saray Mutfağı sadece İstanbul sarayı değildir, Edirne’de de saray vardı, Bursa ve Manisa’da da saray vardı.”

‘MİLLİ’ KAVRAMINA İHANET ETMESİNLER
Kültürü, dolu dolu yaşayan kişilerden öğrenmenin faydalı olacağını anlatan Erol, “Eğer geçmiş ile ilgili yazı yazılacak, belgeler kayıt altına alınacak ise, ilk başvurulacak kaynak, eğer var ise o dönemde yaşayan kişilerdir. Hayatın her alanında bu böyle olmalı. Yabancı özentiliğini bir kenara bırakmak lazım. Ülkemizden aşçı milli takımı olarak giden aşçılarımız, Fransız yemekleri ile yarışmayı da bırakmalılar. Aksi halde takımın başına yazılan “milli” kavramına ihanet etmiş olurlar. Yıllarını bu işlere adamış üstatlarımız var” diyen Hülya Erol, bu anlamda gelecekten umutlu olduğunu belirtmekteyi ihmal etmiyor.

ANNEMMUTFAKTA.TV ÖZVERİ ÜRÜNÜ
Hülya Erol, kızı Işıl Erol ile birlikte zengin mutfak kültürümüzü büyük bir özveriyle hazırladığı annemmutfakta.tv ile yaşatmaya çalışıyor.
2006 yılında Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, endüstri ürünleri tasarımcısı ve Microsoft’un yetkili sistem eğitmeni olan kızı Işıl Erol ile birlikte internet üzerinden canlı yemek programı yayını yapan videolu yemek sitesi annemmutfakta.tv 2007 yılı Altın Örümcek İnternet Ödülleri Yarışması’nda “Jüri Teşvik Ödülü”ne layık görüldü. Eşi, iki kızı ve torunu Doruk ile sitenin devamlılığını sağlayan araştırmacı Hülya Erol, internet sitesinde özellikle çocuk yetiştiren genç anneler, aşçılık eğitimi alan öğrenciler ve pek çok yemek dostuna evde salça, tereyağı, yoğurt, peynir, şerbet, turşu, reçel, pastırma ve daha pek çok gıdayı hazırlama yöntemlerini videolu olarak öğretirken, üyeleriyle hayata dair her şeyi de paylaşmak istiyor.


Hülya Erol'un kaleme aldığı ve geçtiğimiz
günlerde okuyucusuna kavuşan
'annemmutfakta.tv’nin serüveni'
kitabı yoğun ilgi görüyor.


GAZLI İÇECEK YERİNE ŞERBET İÇİRİN!
Siyah gazlı içeceğe alışan çocuklarımızı şerbetlerimizle tanıştırmak gerektiğini düşünen Hülya Erol, bir yandan da 37 yıllık yemek kültürü birikimini, Türk yemek kültürüne sahip çıkmak ve yaşatmak adına kitaplaştırmaya çalışıyor.
Bu doğrultuda ilk eseri olan ‘annemmutfakta.tv’nin serüveni’ isimli kitabını yayınlamanın mutluluğunu bizimle paylaşırken, yeni çalışmalarının da devam ettiğini, imkanlar dahilinde lezzet tutkunlarına yeni eserler kazandıracağını sözlerine ekliyor…

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52