Journal of Neuroscience dergisinde yayımlanan araştırma, sağlıklı beyin gelişiminde omega-3 yağ asitlerinin önemini bir kez daha gösterdi. Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin bir diyetle beslenen maymunlarda daha fazla sinirsel ağ gelişimi gözlemlendi.

Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesinden Dr. Damien Fair başkanlığında yürütülen araştırma, omega-3 yağ asitleri DHA bakımından zengin bir diyetle beslenen maymunların beyinlerinde görme ile ilgili sinir bağlarının güçlü olduğu ve bu maymunlarda çeşitli beyin sinir ağları arasında daha fazla bağlantı bulunduğunu ortaya koydu. Dr. Fair, “Veriler omega-3 yağ asitleri bakımından zengin beslenen maymunların beyinlerinin yaşamları boyunca nasıl organize olduğunu gösteriyor.” dedi.

Araştırmacılar beyin ve görmenin gelişiminde önemli bir rol oynayan ve insan beyninin ana bileşenlerinden olan ve somon, uskumru, ton balığı gibi yağlı balıklarda ve balık yağında bulunan DHA üzerine çalıştı. Araştırma ekibi, Oregon Ulusal Araştırma Merkezi’nden yaşları 17 ve 19 arası yaşamları boyunca DHA bakımından zengin bir diyetle beslenmiş ve beslenmelerinde düşük düzeyde omega-3 yağ asidi tüketmiş olan makak maymunlarını incelediler. Yaşam boyu omega-3 yağ asidi tüketimine bağlı olarak beyin yapılarında meydana gelen değişiklikleri belirlemek amacıyla maymunların beyin MR’ları çekildi.

Uzun zincirli omega-3 yağ asidi DHA ile beslenen maymunların sağlıklı bir insan beynine benzer şekilde kortikal modüler yapısı bulunuyor. Örneğin makak maymunlarının beyinlerinde insan beyninde dikkat için önemli olan bölgelerde aktivite ve bağlantılar gözlemlendi. 

Düşük seviyede omega-3 yağ asidi tüketen maymunların ise görsel sinir yollarında fonksyonel bağlantılar daha düşük seviyede ve dağınık kortikal ağlarda zayıflık görüldü.

Bu arada, omega-3 satışları dünya çapında hızlı bir büyüme gösteriyor. Euromonitor International’dan Diana Cowland, omega-3 küresel pazarının 2013 yılında yaklaşık 34 milyar dolar seviyesine ulaştığını ve pazarda en büyük paya zenginleştirilmiş sütlerin sahip olduğunu söyledi.

Gıda takviyeleri arasında omega-3 balık yağları protein takviyelerinin ardından dünya çapında en hızlı büyüyen ikinci kategori konumunda. Balık yağlarının yıllık bileşik büyüme oranı 2008-2013 yılları arasında %12,4 olarak gerçekleşti ve 1.7 milyar dolarlık bir büyüme sergiledi. Omega-3 kaynağı olarak protein takviyeleri ve balık yağları Avustralya (2008-2013 yılları arasında yıllık bileşik büyüme oranı %41,5) ve Latin Amerika’da (%27,8) açık ara en hızlı büyüyen gıda takviyeleri oldu. 

Kuzey Amerika’da balık yağı omega-3 takviyeleri probiyotiklerin ve protein takviyelerinin ardından gelse de %17.3’lük yıllık bileşik büyüme oranı yine de oldukça yüksek.

Cowland, etkileyici büyüme oranlarına rağmen oldukça büyük bir fırsatın da altını çizdi. Çin, Amerika ve Japonya önde gelen gıda takviye pazarları olmasına rağmen, nüfusları oldukça yüksek olan bu ülkelerin tümünde tavsiye edilen tüketim miktarına karşılık omega-3 eksikliği yaşanıyor. Bu durum kişi başına balık tüketiminin yüksek olmasına karşın Japonya için de geçerli. Omega-3 eksikliğinin yaşandığı diğer ülkeler arasında; Arjantin, Brezilya ve Hollanda yer alıyor. 

Sağlık beyanı avantajından yararlanan omega-3 ile zenginleştirilmiş gıda ve içeceklerin parlak bir geleceği olacağını ifade eden Cowland, kalp sağlığını hedef alan ürünlerin en iyi performansı sergileyeceğini, pazarın bu diliminin 2018 yılına kadar 8 milyar dolar değerine ulaşmasını beklediklerini kaydetti.

Göz ve beyin sağlığı gibi diğer sağlık bildirilerinin takviye edicilerin hakimiyetinde olacağını belirten Cowland, bu sağlık beyanlarına sahip ürünlerin de 2018 yılına kadar dünya çapında yıllık 500 milyon dolara ulaşması beklenen pazarda yerleri olacağını ifade etti.