Mantarlar, otlar, bitkiler ve bunlardan üretilen doğal destekler... Bunların hepsi kanser tedavisine yardımcı olarak kullanılıyor.
Prof. Dr. Erkan Topuz'un sabah.com.tr'de "Kanser tedavisinde bazı bitkilerin gücünü kullanın" başlığıyla yayınlanan makalesinde, sağlıklı bir hayat için otların gücünden yararlanılması tavsiye ediliyoryor.
Yalnız, Prof. Erkan Topuz'un bir de ikazı var: "Ancak bunları doktorunuza danışarak kullanmalısınız." Topuz, soya fasülyesinin de menopozun yan etkilerini azalttığını hatırlatıyor.

İşte, Prof. Dr. Erkan Topuz'un kanser tedavisinde yararlanılmasını tavsiye ettiği bazı bitkilerin özellikleri...

Bugün sizlere, kanser tedavisinde destek olarak kullanılan vitamin ve bitki desteklerinden bazılarını anlatacağım: 

Shiitake mantarlarının miçellerinden türetilen bir polisakkarittir. Biyolojik cevapları değiştirici etkisi olduğu düşünülmektedir. Antitümöral etkisine ilaveten immünite düzenleyici etkilere, antiviral aktiviteye, antimikrobiyal özelliklere ve kolesterolü düşürücü etkilere de sahiptir. 

Mantar başlarından ve köklerinden türetilmiştir. Aktif içeriğinin glukan polisakkarit olduğu düşünülmektedir. Kanser hastaları üzerindeki kontrolsüz küçük bir çalışmada, maitake ekstresi alan hastaların yarısında tümörlerde gerileme ve semptomlarda belirgin bir gelişme dikkati çekmektedir. Kimi çalışmalar maitake ekstresinin etkisini takiben oluşan hipoglisemik etkiyi ortaya çıkarmıştı. Maitake'in insanlardaki antikanserojenik etkilerinin araştırılması güncelliğini korumaktadır. 

Hastalar mistletoe ürünlerini kanser, HIV, hepatit ve dejeneratif eklem hastalıklarını da içeren çeşitli durumların tedavisinde kullanmaktadır. Son zamanlarda yapılan epidemiyolojik bir çalışmada, mistletoe ile tedavinin, yaşam beklentisini artırmakta olduğu öne sürülmektedir. Solid tümörlerin tedavisinde mistletoe ekstresi ve gemsitabin kullanılması konusundaki deneyler sürdürülmektedir. 

Kanser, hipertansiyon ve diyabet gibi çeşitli hastalıklarda kullanılan tedavi şeklidir. Aktivitesinde birçok polisakkarit, antrakinon ve alkolidlerin sorumlu olduğu düşünülmektedir. Meyve suyundaki yüksek şeker içeriğine bağlı olarak diabetik hastalar noniyi dikkatli kullanmalıdırlar. 

Bu ot, geleneksel olarak kanser ve infeksiyonların tedavisinde kullanılmaktadır. Bu kullanımlardaki iddiaları destekleyen klinik bir çalışma bulunmamaktadır. Bu otun içerdiği kinon maddesinin toksik etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Bu ürünün kullanımı antikoagülan etkileri artırabilmektedir. 

Bu ürün; soya fasülyesi, shiitake mantarı, mung mantarı, red date, yeşil soğan, sarımsak, mercimek, pırasa, alıç (akdiken), Amerikan ginsengi, melek otu, meyankökü, karahindiba otu, Senegal otu, zencefil, zeytin, susam tohumu ve maydanoz içeren tescilli bir üründür. Hastalar bu ürünü olağan kanser tedavilerine ilaveten kanserden korunmada, HIV ile ilişkili kilo kaybında ve immün sistemi uyarıcısı olarak kullanmaktadır. 

Önemli bir lif kaynağı olan soya fasulyesi aynı zamanda çeşitli protein, vitamin ve mineraller de içerir. Hastalarda menopoz semptomlarının tedavisine placebo etkisinden daha yüksek bir etki gösterdiği bilinmektedir. Araştırmalar, soyanın, menopoz semptomlarının tedavisinde kullanılan hormon tedavisine alternatif olarak uygulanabileceğini öne sürmektedir. Diğer veriler de soyanın kemik yoğunluğu kaybını yavaşlatabileceği ve meme kanserinden koruyabileceği yönündedir fakat bu konudaki klinik deneyler tutarsızdır. Her şeyden önce epidemiyolojik kanıtlar soya proteinlerinin prostat kanserine karşı koruyucu etkisi olduğunu öne sürmektedir. İzoflavinlerin hormon bağımlı kanserlere etkisi olup olmadığı bilinmemektedir. Birçok çalışma soyanın total kolesterol seviyelerini düşürdüğünü göstermektedir. İnsan ve hayvan çalışmaları açığa çıkarmaktadır ki; soya proteinleri LDL kolesterol seviyelerini düşürmekte ve HDL kolesterolü yükseltmektedir. sabah.com.tr