Gıdavitrini - Frost & Sullivan, 2012 yılında kimya, imalat, ve gıda sektörlerinde yaşanacak gelişmeleri masaya yatırdı. 2010 yılında Türkiye’de faaliyetlerine başlayan dünyanın önde gelen araştırma ve danışmanlık kuruluşlarından Frost & Sullivan, Türkiye’de hazırladığı başta enerji, otomotiv, savunma ve sağlık olmak üzere çeşitli sektörlerde uzun vadeli pazar öngörülerini de kapsayan raporlarıyla uluslararası şirketlerin ve yatırım fonlarının Türkiye’deki faaliyetlerine yardımcı olmanın yanı sıra farklı sektörlerde birçok Türk firmasına özel araştırma ve danışmanlık hizmetleri vererek iç ve dış pazarlarda büyümelerine yardımcı olmayı sürdürüyor. Bu kapsamda Frost & Sullivan, Türkiye ekonomisi açısından da kritik öneme sahip olan kimya, imalat ve gıda sektörlerinde 2012 yılı itibariyle yaşanacak gelişmeleri mercek altına alıyor.

Sektörleri trendler yönlendiriyor
Frost & Sullivan'a göre biyoplastik gibi yeşil ürünler, yeni kimyasallar ve yeni malzemelere olan yüksek talebin yanı sıra sektörel birleşmeler, Avrupa genelinde kimya ve imalat sanayilerine egemen olan trend olarak öne çıkıyor. Sağlık sektöründe ise kalp ve sindirim sistemi sağlığında yaşanan gelişmeler, gıda ve içecek pazarını yönlendiren ve yeni ürünlerin pazarının hızla büyümesini sağlayan trendler olarak belirleniyor.

Frost & Sullivan'ın analizi, bir yandan kimya, imalat ve gıda sektörlerinde 2012 yılı büyüme oranlarını değerlendirmek için gerekli anahtarları sunarken, diğer yandan önümüzdeki dönemde birçok farklı sektör ve coğrafyada yaşanması beklenen büyüme fırsatlarını da ortaya koyuyor. Frost & Sullivan Araştırma Direktörü Dr. Leonidas Dokos, düşük karbon salınımı politikası, sağlıklı yaşam, işlevsellik ve performans gibi küresel trendlerin, sektörel gelişmelerin ne yönde olacağını belirleyeceğini ileri sürüyor. Dokos, 2012 yılında gıda, ulaşım ve inşaat sektörlerinin gelişen ekonomilerin önderliğinde gerçekleşecek büyümenin merkezinde olacağını da dile getiriyor.

Küresel oyuncular çok çeşitli ve dinamik
Frost & Sullivan’a göre Çin, Brezilya ve Rusya inşaat ve altyapı oyuncuları için en yüksek önceliğe sahipken, ulaşım sektöründe faaliyet gösteren yatırımcılar dikkatlerini Çin, Hindistan ve Brezilya’ya yoğunlaştırmış durumda bulunuyorlar. Özellikle Hindistan’ın kimyasallara olan yoğun talebi, otomotiv gibi son kullanıcıya yönelik sektörlerde yaşanması beklenen dev büyümeyle daha da artacak. Çin’in ise elektrikli arabalar gibi yeşil teknoloji geliştirmeye yönelik çabaları, büyük çaplı kimyasal yatırımları beraberinde getirecek.

Bununla birlikte, Frost & Sullivan’ın analizine göre Batı Avrupa pazarı, AB merkezli üreticilerin gözünde diğer bölgelerin önündeki öncelikli yerini koruyor. Kuzey Amerika ve Doğu Avrupa ikinci sırada yer alırken, Rusya başta inşaat, su arıtma, ulaşım ve kişisel koruyucu donanım sektörleri olmak üzere bütün sektörlerde kayda değer fırsatlar sunuyor olacak.

Latin Amerika ise biyoetanol merkezi olurken, Brezilya komşu ülkelere bu alanda ihracat yapmayı sürdürecek. Öte yandan, yeni petrol ve doğalgaz yataklarını keşfetme faaliyetlerine ilgi artışı olmasının yanı sıra devlete ait petrokimya şirketlerinde yeniden yapılandırma çalışmalarının olması da Frost & Sullivan’ın bulguları arasında yer alıyor. Özellikle Brezilya’nın biyo bazlı hammadde alanında büyük bir merkez olacağı ve 2014 Futbol Dünya Kupası ile 2016 Olimpiyat Oyunları’nın da katkısıyla 2016 yılına dek inşaat sektörü açısından hareketli bir bölge olacağı vurgulanıyor.

Gıda ve içecek tedarikçileri ise dikkatlerini yükselen pazarlardan Çin, Hindistan ve Brezilya'ya çevirmişken, Avrupa'da ilgi odağının fırıncılık malzemeleri olacağı belirtiliyor.

Büyük çaplı birleşmeler sürecek
Frost & Sullivan’ın sektörel analizine göre kimya ve imalat sektörlerinde birleşme faaliyetleri son yılların en ilgi çekici olayları olmayı sürdürürken, yapılan anlaşmaların sayısı geniş çaplı nakit sıkıntısı yüzünden hedeflenenden daha az olacak. Fakat 2012 yılında en büyük 100 küresel kimya şirketlerinden biri olan Avrupa merkezli bir şirketin satın alınacağına kesin gözüyle bakılıyor.

Frost & Sullivan’ın mercek altına aldığı tüm sektörlere yönelik yaptığı genel bir tahmine göre ise, Euro bölgesinde devam eden borç krizi ve ABD hükümetinin yüksek borç oranı, pazarların makroekonomik toparlanma hızına ve mevcut yatırım seviyesine zarar vermeye devam edecek.