Emtianın şampiyonu kahve oldu

13 emtianın Ocak-Haziran 2014 dönemi fiyat hareketlerinden elde edilen bilgilere göre, kahvedeki değer kazancı yüzde 55 ile altını 5'e katladı.

Emtianın şampiyonu kahve oldu
Yatırımcıların "güvenli liman" anlayışının değiştiği ve alternatif yatırım araçlarına yöneldiği son yıllarda, düşük fiyatlarla sahip olma özelliğiyle öne çıkan emtia piyasasında, en çok kahve kazandırdı.
Jeopolitik sorunlar, hava olayları ve Çin gibi büyük emtia tüketicisi konumundaki ülke ekonomilerinde yavaşlamaya yönelik endişeler, emtia fiyatlarının yılın ilk yarısındaki seyrinde etkili olurken, bunun yanında, küresel ekonomik krizin ardından yatırımcıların "güvenli liman" arayışının bir sonucu olarak yatırım portföylerini çeşitlendirme çabaları da bu piyasadaki fiyat hareketlerine yön verdi.
Tüm bu gelişmelerin etkisiyle beklenmedik fiyat hareketlerinin gözlendiği emtia piyasasında yılın ilk yarısında bakır, pamuk, buğday ve kurşun yatırımcısına kaybettirirken, kahve en fazla kazandıran emtia oldu.
13 emtianın ocak-haziran 2014 dönemi fiyat hareketlerinden elde edilen bilgilere göre, kahvedeki fiyat artışı yüzde 55'i bulurken, bunu yüzde 17,8 ile paladyum, yüzde 10,1 ile altın ve yüzde 8,1 ile platin takip etti. Böylece, kahvedeki getiri altının 5 katını aştı.
En büyük emtia tüketicisi konumunda bulunan Çin'in bakır ithalatındaki azalma nedeniyle bu emtianın fiyatı ilk 6 ayda yüzde 90,5 değer kaybetti. Söz konusu dönemde pamuğun fiyatı yüzde 13,3 ve buğdayın ise yüzde 6,7 geriledi.
Son dönemlerde, Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim, Suriye ile Irak gibi ülkelerdeki siyasi gelişmeler nedeniyle sert fiyat hareketleri gözlenen Brent petrol ise 2014 yılının ilk 6 ayında yüzde 2 yükseldi.
"Brezilya'da kahve üretiminin zarar görmesi, dünya kahve üretimini doğrudan etkiledi"
Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen, bu yılın ilk 6 ayında 13 emtia arasında en iyi performans gösteren kahvenin, 2011 yılının başından bu yana sürekli kaybettirdiğini anımsattı.
Ancak, geçen yıl sonunda Güney Amerika'da yaşanan kuraklığın, kahve ağaçlarının zarar görmesine yol açtığına işaret eden Ergezen, bu gelişme sonrasında fiyatların hızlı bir biçimde arttığını söyledi.
Brezilya'nın dünyanın en büyük kahve üreticisi olduğunu, dolayısıyla bu ülkedeki kahve üretiminin zarar görmesinin, dünya kahve üretimini doğrudan etkilediğini vurgulayan Ergezen, şunları aktardı:
"Brezilya'daki üretim kaybının yüzde 10-30 arasında olacağı tahmin ediliyor ama halen ne kadar üretim kaybı olduğu net değil. Üretim zararının ne kadar olduğunun netleşmemiş olması, spekülatif hareketlerin görülmesine yol açıyor. Bu nedenle kahve işlemlerindeki hareketlerin boyutu da artmış durumda. Brezilya'da kahve üretiminin kuraklıktan ne kadar etkilendiği konusu ise yılın ikinci yarısındaki fiyatları belirleyecek. Eğer kahve üretimindeki kayıp yüzde 30'un üzerine çıkarsa kahve fiyatındaki yükselen trend devam edebilir."
Ergezen, yüksek hacimli ve geniş marjlı fiyat hareketlerinin, kahve piyasasında etkili olduğunu dile getirerek, kahve fiyatındaki artışın, perakende kahve şirketlerinin karlılıklarını olumsuz etkileyeceğini, tüm bu gelişmelerin bireysel yatırımcılar için zor bir piyasaya işaret ettiğini ifade etti.

"Türkiye, ABD'nin en büyük pamuk alıcısı konumuna geldi"
Zafer Ergezen, Çin'in dünyanın en büyük emtia tüketicisi olması nedeniyle birçok emtia fiyatının bu ülkeye bağlı değişim gösterdiğini belirterek, bakır ve pamuğun bu emtiaların başında geldiğini söyledi.
Son zamanlarda bakır fiyatındaki hareketlerin neredeyse tamamen Çin kaynaklı haberlerle belirlendiğini ifade eden Ergezen, "Çin'de bakır ithalatı bir önceki aya göre yüzde 15,6 düşüş yaşayarak 380 bin tona geriledi. Çin ekonomisinde güçsüzleşen iç talep sinyalleri var. Bu kapsamda bakır fiyatındaki azalış aslında piyasa tarafından çok sürpriz karşılanmadı. Fakat bundan sonra ne olacağı piyasa tarafından merak ediliyor. Yılın ikinci yarısında daha çok küresel ekonomi ve Çin odaklı gelişmelerin bakır fiyatında etkili olmasını bekliyoruz. Çin ekonomisine yönelik olumsuz haberler gelmemesi durumunda 2010 seviyelerinin altına sarkması beklenmemektedir. Yılın geri kalanında daha yatay bir piyasa izlenebilir" değerlendirmelerini yaptı.
Ergezen, pamuk fiyatındaki düşüşün nedenlerine de değinerek, Çin'in tekstil sektöründeki yoğun üretimi nedeniyle pamuğu stratejik ürün olarak gördüğünü, bu sebeple uzun yıllardır stok amaçlı pamuk ithalatı yaptığını kaydetti.
Bu yıl Çin'in pamuk ithalatının yavaşladığına dikkati çeken Ergezen, azalan bu talebin satış baskısının artmasına yol açtığını, hatta bu nedenle Türkiye'nin ABD'nin en büyük pamuk alıcısı konumuna geldiğini aktardı.
Ergezen, Çin'in pamuk alımlarına devam etmesinin, yükselen bir trende işaret edeceğini, ancak bu yıl içerisinde talebin henüz zayıf olduğunu dile getirerek, "Bu nedenle önümüzde satıcılı bir pamuk piyasası duruyor. Yılın ikinci yarısında Çin eksenli haberler, pamuk fiyatının yönünü belirleyecektir" diye konuştu.
"Azalan buğday üretimi, Türkiye gibi ülkelerde fiyatları destekleyebilir"
Zafer Ergezen, ABD Tarım Bakanlığı'nın 2014-2015 sezonu ilk tahmin raporunda buğday üretiminde önceki yıla göre azalış olmasına rağmen, halen 2012 yılının 39,7 milyon ton üzerinde bulunduğunu belirterek, "Yüksek üretimin dünya genelinde devam etmesi, fiyatların satış baskısı altında olmasına yol açıyor. Ukrayna ve Rusya arasındaki tansiyonun düşmesiyle de bu baskı arttı. Özellikle kuraklık gibi faktörlerin neden olduğu azalan üretim, Türkiye gibi ülkelerde fiyatları destekleyebilir" değerlendirmelerini yaptı.
Son dönemlerde en çok dikkati çeken emtialar arasında yer alan Brent petrolün varil fiyatının ise Suriye ve Irak ile ilgili gelişmeleri takip ettiğini kaydeden Ergezen, Çin'in stok amaçlı alımları olmasa Brent türü ham petrolün varil fiyatında 100 dolar seviyelerinin görülebileceğini savundu.
Ancak aynı pamukta olduğu gibi petrolde de Çin'in stok amaçlı alımlarının artmasının, Brent petrolün varil fiyatının 108 dolar üzerinde kalmasına yol açtığına dikkati çeken Ergezen, "Bunun ardından, önce Ukrayna'daki siyasi gerilim, sonrasında da Irak ve Suriye'de artan tansiyon fiyatın hızla yükselmesine neden oldu. Brent petrolün varil fiyatı, yılın ikinci yarısında bu bölgedeki tansiyona göre hareket edecektir. Gerilimin azalmasıyla beraber Brent petrol fiyatının gevşediği görülebilir" şeklinde konuştu.

Güncelleme Tarihi: 02 Temmuz 2014, 16:25

Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52