Zeytin üreticisi diken üstünde!

Zeytin ve zeytinyağı sektörü, yıllardır karşılarına çıkan, zeytinlik alanların madenlere açılacağını savundukları yasa tasarısının tedirginliğini yaşıyor.

Zeytin üreticisi diken üstünde!
Körfez Bölgesi'nde yaşayan ailelerin yüzde 70'inin geçim kaynağı olan zeytin ve zeytinyağı sektöründe kiminle konuşsanız dertli. Sıkıntıları ortak, çözüm istekleri de.

"Madencilere verilen imkanlar bize verilse dünyada birinci oluruz. Zeytin ağacı, kendine hürmet edeni, ihanet edeni de unutmaz. Zeytinliklerin yok olmasıyla refaha çıkacaksak yok oluruz."
Bu sözler, 12 milyon ağacın bulunduğu, 71 bin 98 hektarlık tarım alanı içinde yüzde 70 zeytin yetiştiriciliğinin yapıldığı, mitolojik Kaz ve Madra dağlarının çevresini sardığı Körfez bölgesindeki zeytin üreticilerine ait. Balıkesir’e bağlı Ayvalık, Burhaniye, Edremit, Gömeç ve Havran ilçelerindeki zeytin üreticileri, bölgenin geçim kaynağının geleceğini merak ediyor. Babadan oğula yıllardır bu topraklarda zeytinle uğraşan üreticileri kara kara düşündüren, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca hazırlanan bir tasarı. Tasarının adı 'Elektrik Piyasası Kanunu ile Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı.'
Tasarının beşinci maddesi, zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede madencilik, petrol ve doğalgaz arama ve işletme faaliyetleri ile elektrik üretimine yönelik yatırımlara izin verilebileceğini öngörüyor. Sektör temsilcileri, değişiklikle, 25 dönümden daha küçük zeytinlik alanların vasfını kaybedeceğini vurguluyor. Onlara göre bu tasarı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in ortaya koyduğu, kendilerinin de desteklediği hedeflerden uzaklaşmak demek.
"Geleceğimizi yok ederiz"
Zeytin üreticisi Mehmet Semerci, zeytin ağacının temiz havayı ve temiz toprağı sevdiğini, Kaz Dağları’nda, dünyanın hiçbir yerinde yetişmeyen endemik bitki türlerinin olduğunu, yasayla bunların da yok olacağını söylüyor:
“Bölgemizde bunlar olduğu için kaliteli üretim yapıyoruz. Zeytin ağacı, kendine hürmet edeni, ihanet edeni de unutmaz. Zeytin harap edilecekti, niye yıllardır bu kadar destekler verildi. Eğer, 100 hektarlık alanın içine maden açarsanız, etrafındaki 1000 hektarlık alana zarar verirsiniz. Zeytin ağaçlarını buradan kaldırırsanız, ölü kentler olur buralar. Ne turizm, ne tarım, ne de dünyanın hiçbir yerinde olmayıp burada olan bitkiler kalır. Evlatlarımıza da birşey bırakamayıp geleceğimizi yok ederiz”
Bir başka zeytin üreticisi Yahya Ağacık, bölgede dünyanın en kaliteli yağlarını ürettiklerine dikkat çekiyor, korkusunu şu sözlerle dile getiriyor:
“Bu bölgeye siyanürü sokarsanız sadece zeytinin değil insanların da sağlığını bitirirsiniz. Geri dönülmeyen bir yol olur. Bu bir vebaldir. Madeni çıkarıp gideceksiniz. Orası kullanılmaz hale gelecek, bizim de sonumuz olacak. Zeytinliklerin yok olmasıyla refaha çıkacaksak yok oluruz”

"Bu halk ne yapar"
Üretici Tarkan Denizer de, bölgelerinin maden açısından çok önemli bir rezerve sahip olduğunu bildiklerini söylüyor. Firmalara karşı olmadıklarını ama 100 yıldır işledikleri yerlerin ellerinden alınmasından korktuklarını söyleyen Denizer, "Altını 10 yılda çıkardın, bitti. Zeytin ise bin yıldır var." diye ekliyor.
40 yıldır zeytin üreten Selim Kantarcı'nın da tepkisi aynı. Kantarcı, ortalama kişi başı 10 dönümlük alanlarının olduğunu, yasa çıkarsa hepsinin ellerinden gideceğini söylüyor. "Bu halk ne yapar?" diye soran Kantarcı,  zeytinin aileler için, istihdam ve yiyecek demek olduğunu, yemyeşil bölgenin tahrip olacağını söylüyor ve ekliyor. "Kanunun çıkmasından korkuyoruz.”
Sektör ayağa kalktı
Üreticilere destek çıkan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Başkanı Ümmühan Tibet, “Anadolu, zeytinin anavatanı, zeytin ağacı, kutsal değer” diyor. Tibet'in verdiği bilgiye göre, Türkiye'de 88 yerel zeytin çeşidi var. 10-12 yıldır da zeytincilik sektörüne büyük destekler verildi. Ağaç sayısı, 95 milyondan 160 milyona çıktı. Bakan Mehdi Eker’in öncülüğünde, İspanya’dan sonra 2023 yılında dünya ikinciliği hedefi kondu. Son yıllarda rekoltede de artış var. Ümmühan Tibet, önemli bir zeytin üreticisi olma yolunda ilerlediklerini vurguluyor.

Tasarı talana davet
Tibet, daha önceki yıllarda düzenlemenin dört defa reddedilmesini sağladıklarını, bir defasında da Danıştay'dan döndüğünü hatırlattı, tasarının bazı değişikliklerle 16 Haziran'da yeniden torba yasada karşılarına çıktığını söyledi:
“Tasarıda, 25 dönümün altında alanlar zeytinlik alan kavramından çıkarılıyor. Ülkemizde zeytin bahçelerinin ortalama büyüklüğü 10 dönümün altında zaten. Eğer bu yasa değişikliği kabul edilirse Koruma Kurulu’nun kararına bile ihtiyaç duyulmadan her türlü sanayi tesisi, maden araması ya da şehirleşme amaçlı olarak zeytin ağaçları kesilerek işlem yapılabilecek. Bu tasarı zeytincilik sektörünün yok edilmesi sürecini başlatıyor. Zeytin alanlarının tamamını talana açık hale getiriyor.”
Ümmühan Tibet, tasarıda yer alan Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu oluşturulmasına da tepkili. Zeytinle ilgisi olmayan beş üyenin zeytincilikle ilgili karar alabileceğini söylüyor.Tibet, tasarının yasalaşması halinde Anayasa Mahkemesi’ne başvuracaklarını söyledi.
“Mehdi Bey niye sessiz?”
TARİŞ Zeytin ve Zeytinyağı Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Cahit Çetin’e göre, zeytinyağı, sağlıklı yaşam için tercih sebebi. Dünyada zeytinyağı tüketimi şu anda sıvı yağ tüketiminin yüzde biri oranında. Hedef bu oranı yüzde dörde çıkarmak. Çetin, Bakan Mehdi Eker'in ifadesiyle buna en hazır ülkenin de 700 bin ton rekolteyle Türkiye olduğunu söylüyor:
“Türkiye, Mehdi Bey’in politikalarıyla zeytinyağı pazarına ciddi olarak hazırlanan bir ülkedir. Hele hele bu tasarıya karşı Mehdi Bey’in görüşünü merak ediyorum. Kendisi zeytinle ilgili bu politikaları ortaya koydu ve biz her zaman onu destekledik. Ben o zaman soruyorum. Mehdi Bey, bu hedeflerden vazgeçti mi. Mehdi Bey, şunu desin, zeytin alanlarına zararı yok daha güzel olacak desin veya gücüm yetmiyor desin. Ona göre biz de cevabı verelim. Bu projede sessiz kalmasını uygun bulmuyorum”
“Bindiğimiz dalı kesmeyelim”
Başkan Çetin, tasarının yaratacağı zararı anlatırken, Balya örneğini veriyor:
"Balya’da, 65 -70 yıl evvel, Fransızlara ait simli kurşun madeni vardı. Aldın madeni çıkarttın, gittin, Türkiye’ye ne kaldı. O maden nedeniyle bölgede hala ot bitmiyor, derelerdeki su kıpkırmızı akıyor. Bindiğimiz dalı kesmeyelim, bunun telafisi de yoktur. Siyanürü, ağır metalleri yüzyıllarca çevreden çıkaramazsınız”
Meclis gündemindeki tasarıyla ilgili son açıklama Pazartesi günü Türkiye Ziraat Odaları Birliği'nden geldi. Genel Başkan Şemsi Bayraktar, yazılı açıklamasında, zeytinciliğin geleceği ve son yıllarda bu alanda yapılan büyük yatırımların heba olmaması için tasarının geri çekilmesini istedi.
Tasarı bugün saat 15.30'da Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu'nda görüşülecek. aljazeera.com.tr

Güncelleme Tarihi: 11 Temmuz 2014, 13:33

Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52