Özlem Et büyük marketlere yönelecek

Özlem Et ve Et Mamulleri Yönetim Kurulu Üyesi Şerif Coşkun, kırmızı et ve şarküteri alanlarına yönelik olarak imalat yapan firmalarının bu yıl yüzde 20 oranında büyümek istediğini belirterek, özellikle ulusal büyük marketlere yöneleceklerini açıkladı.

Özlem Et büyük marketlere yönelecek
Bu marketlerde gerçekleştirecekleri pazarlama faaliyetlerinin büyümelerinde lokomotif rolü göreceğine işaret eden Coşkun, “Aynı zamanda iç piyasaya iki yeni ürün sunacağız. Ayrıca bu yıl içinde gıda güvenliği konusunda yeniden yapılanmayı gideceğiz” diye konuştu.

Türkiye’de imal edilen şarküteri ürünlerinin yaklaşık olarak yüzde 4’lük kısmına sahip olan firmalarının 2010 yılında, 5 bin 500 ton şarküteri üretimi yaparak, 64 milyon TL’lik ciroya ulaştığını kaydeden Coşkun, “Firmamız geçen yıl 2009’a göre yüzde 80 oranında büyüme kaydetti. Özellikle geleneksel ürünlerde ön plana çıkmamız ve ticareti canlı tutacak uygulamalara imza atmamız büyümeyi beraberinde getirdi” dedi.

Firmalarının 1996 yılından beri üretim anlamında Tuzla Tepeören’de faaliyet gösterdiğini anımsatan Şerif Coşkun, “Günümüzde Özlem Et Tuzla Tesisleri, 24 bin metrekarelik alan üzerine kurulu, 17 bin metrekarelik kapalı alana sahip. 2 bin metrekarelik hayvan dinlenme barınağı, 450 metrekarelik biyolojik arıtma ve 8 bin 500 metrekarelik üretim alanımızla sektöre hizmet veriyor. 1996 yılında 3 bin ton olan yıllık kapasite 2010 yılı itibariyle 7 bin tona çıktı. Bu miktarla günde 30 ton et işleyebiliyoruz” şeklinde konuştu. Sektöre ilişkin yaptığı değerlendirmelerde Türkiye’nin mevcut kaynaklarıyla kırmızı et ihtiyacını karşılayamadığını anlatan Coşkun, bu olumsuzluğa ilave bilim insanlarının kırmızı et konusunda yaptıkları açıklamaların sıkıntıyı artırdığını savundu.

Coşkun, “Bilim insanlarımız kırmızı eti adeta kanser ajanı ilan etti. Öyle ki açlıkla gündeme gelen Afrika ülkelerinde Sudan’da yılda 45 kilogram kırmızı et tüketimi varken ülkemizde bu miktar 7 kilograma kadar düştü. Her ne kadar bunda fiyatlar da etkili gibi gözükse de tüketicinin ete tedirgin yaklaştığını gözlemliyoruz” görüşünü kaydetti. Sektörde hakkıyla iş yapan firmaların haksız rekabetten yana da sıkıntı yaşadığının altını çizen Coşkun, şunları kaydetti:

“Bizim kombinamız İstanbul’un merkezinde yer alıyor. Biz buraya deterjan ve hijyen sanitasyon ürünleri için ayda 75 bin TL ödüyoruz. Ancak tüm varlığı bile 70 bin TL’yi bulmayan firmalar fiyat odaklı rekabetle satışlarımızı etkileme yoluna gidiyor. Hangi katkı maddeleriyle üretildiği belli olmayan bu ürünler piyasada serbestçe dolaşırken, devlete ceza verme işi de bize düşüyor. Her ay ortalama 6-7 bin TL arasında ceza kesiliyor. Buna gerekçe olarak da; ‘etikette falanca yerinde filanca sırasındaki harf düşük punto ile yazılmış’ gibi sudan sebepler gösteriliyor.”

Kobiden

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52