Eylül geldi balık mevsimi açıldı

Balık mevsimi geldi ama balık nerede? Denizlerimizin kıymetini bilelim ve sofralarımızı balıkla şenlendirelim...

Eylül geldi balık mevsimi açıldı
Balık mevsimi geldi ama balık nerede? Hatalı avlanma neticesinde denizlerimizdeki balık miktarı çok azaldı. Bir süredir gündemde olan av yasağı yeni bir şey değil aslında, komşumuz Yunanistan'da yıllardır uygulanıyor. Denizlerimizin kıymetini bilelim ve sofralarımızı balıkla şenlendirelim.

Ben doğma büyüme Büyükdereliyim. Hani şu Kireçburnu ile Sarıyer'in arasında kalan, eskilerin sayfiye yeri. Benim çocukluğumda Büyükdere sakin, sevimli bir balıkçı semti gibiydi. Hatta bizim mahallede, balıkçıların ağlarını tamir eden, adı Mağaza olan bir de kocaman dükkan vardı. Mağaza'da adını hiçbirimizin tam olarak bilmediği, ama hepimizin dede dediği yaşlı amca sürekli yaralı ağları örerdi. Yaralı ağ derken, yırtılmış, yamanması gereken, kenarı köşesi zedeli olan ağlardan bahsediyorum. Eskiden farklı boylarda ağları vardı bizim semtin balıkçılarının. Küçük balık kaçabilsin diye geniş oluklu ağlar kullanılırdı. Eskiden balık ne boy, kaç metrede, ne kadar büyük sürü diye gösteren sonar cihazları da yoktu, o yüzden biz denize çıkan balıkçı abilerimize "Rastgele," derdik... Ama artık şimdilerde işler rastgeleye bırakılmıyor maalesef.

BİLİNÇLİ LOKANTACI KÜÇÜK BALIK ALMAZ
Son birkaç yıldır balık avlama boyu tartışılıyor, yavrulama çağına gelmemiş balıkları avlayarak soylarını tükettiğimiz konuşuluyor. Bunlar haklı mevzular, fakat tek aklıma yatmayan nokta, 'Sen almazsan onlar da satmaz, tutan da tutmaz' noktası... Balık ağa girip tekneye çekildikten sonra, balık halinde alıcı bulmama, tezgaha gelmeme imkanı yok bence. Bilinçli lokantacılar küçük boy balığı almaz, menüsüne koymaz ama dediğim gibi o balık tutulduysa ne yapar eder, bir şekilde sizin, benim mutfağımıza girmese de maalesef bir başkasının mutfağına mutlaka girer. Şimdilerde gündemde olan bu av yasağı yeni bir şey değil esasen, yıllardır sürekli delinerek, kimileri tarafından istismar edilerek uygulanıyor. Ancak gel gör ki komşumuz Yunanistan'da yıllardır uygulanan benzeri av yasağı hakkıyla hayata geçirildiği için onların sularında balık bol ve ucuz, bizde ise az ve pahalı... Yaz aylarında Yunanistan'a tatile giden bütün arkadaşlarım "Levreğin kilosu Bodrum'da 70 lira, Yunanistan'da 15 euro," diye beni aradı. Sebep gayet açık ve net. Hatta ben size daha ilgincini söyleyeyim, benim çocukluk yıllarımda bile bizim balıkçılar, Yunanistan açıklarında daha bol balık var diye gidip oralarda avlanırdı. Kendi gözümle Yunan hücumbotlarının uyarı ateşiyle kurşun delikleri açılan Türk balıkçı motorlarını da görmüşlüğüm vardır. Şu aralar balık sezonunun gelmesiyle birlikte herkes eski yıllardaki İstanbul ve balık resimlerini paylaşıyor birbiriyle. Eskiden kolum kadar palamutlar Eminönü'nde balık ekmek için kullanılırken, şimdilerde ithal Finlandiya uskumrusu ile balık ekmek yiyoruz... Ne acı değil mi?

PALAMUT ESKİDEN ÇİFT ÇİFT SATILIRDI
Palamut balığı siyah etli, biraz da tıkız diye eskiden pek rağbet görmez, hatta çift çift satılırmış. Midye, balık yemi hamsi ise sofranın kurufasulyesiymiş. Benim çocukluğumda balık sezonuna palamutla başlar, kral lüfer Boğaz'a girip palamuta dalınca lüfer ile devam ederdik. Bu aylar aslında palamut aylarıdır, takoz palamut nefis olur, yanında kırmızı soğan ise olmazsa olmazıdır. Palamutu kızartma sevmeyenler için ise pilakisi enfestir.
Arda Türkmen - Sabah

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52