Kansere mi sebep oluyor?

Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et ürünlerinin hafıza kaybı, beyinde hasar oluşması ve kansere sebep olduğu iddia edildi.

Kansere mi sebep oluyor?
Selami Türkoğlu
Son günlerde tüketiciyi meşgul eden gıda sahteciliği yeni bir boyut kazanmak üzere. Ekranları istila eden bal furyasıyla başlayan ve et ürünlerinde uygulanan katkı maddeleriyle alevlenen gıda sahteciliği tartışması bu iddiayla yeni bir boyut kazanacak gibi.
Gıda ve İhtiyaç Maddeleri Denetleme ve Sertifikalandırma Araştırmaları Derneği (GİMDES) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hüseyin Kâmi Büyüközer imzasıyla 25 Eylül 2011 tarihinde gimdes.org sitesinde yayınlanan makalede çok çarpıcı iddialar yer alıyor.
Büyüközer, pek çok okul kantininde, hastane kafeteryalarında, fast-food lokantalarında, yemek fabrikalarında ve market raflarında binlerce gıda ürününde sodyum nitritli, sodyum sülfütli ve mono sodyum glutomatlı gıda ürünlerinin insanlara sunulduğunu hatırlatarak, “Bu katkı maddelerinin kullanımı çok yaygındır. İşlenmiş et ürünlerinin büyük miktarlarda tüketildiği pek çok toplumda kanser oranı süratli bir patlama göstermektedir.”
İşlenmiş et ürünü tüketiminin, pankreatik kanser riskini artırdığını gösteren araştırma sonuçlarına dikkat çeken Büyüközer’in makalesinde şu ifadeler yer alıyor:
SODYUM NİTRİT (E250)
Hawai Üniversitesinde, yürütülen yeni bir araştırma, işlenmiş et ürünü tüketiminin, pankreatik kanser riskini artırdığını göstermiştir. Araştırmanın grup sözcüsü Ute Nothlings’e göre, çok miktarda işlenmiş et ürünü(sucuk, salam, sosis vs.) tüketen insanlar, çok az tüketen veya hiç tüketmeyenlere nazaran %67 daha fazla pankreatik kanser riski ile karşı karşıya kalmaktadırlar.
İşlenmiş et ürünlerinin tüketiminin etkisinin negatif tarafı sadece pankreatik kanser değildir.İşlenmiş et ürünlerinin tüketimini takiben Lösemide de %700 lük bir patlama gözlenmektedir.
Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Grubu HACSG’nin notunda ise:
“Sodyum nitritli ürünlerin tüketilmesi sonucunda, baş dönmesine, baş ağrısına, nefes alma zorluğuna ve potansiyel kanser riskine neden olabilir. Çocukların yiyeceklerinde kullanılmamalıdır.”
“Sodyum nitrit bizatihi kendisi kanserojen değildir. Ancak çoğunlukla kanser tetikleyicisi olan nitrosaminleri oluşturan, proteince zengin gıdalardaki amino asitlerle kombine olmaları sebebi ile kanser tetikleyici olarak rol oynamaktadırlar.’’ açıklamasını yapan Oregon Devlet Üniversitesi Linus Pauling Enstitüsü’nden Prof. Dr Richard Scanlan, bu tür işlenmiş et ürünlerini tüketirken beraberinde vücuttaki nitrosaminlerin oluşumunu azaltmaya yardım edecek antioksidan C ve E vitaminlerini içeren gıdalar almayı tavsiye ediyor.
"Prescription for Dietary Wellness," kitabının yazarı Phyllis A. Balch kitabında “ sodyum nitrit tuzları nitrosaminler denen kimyasalları üreten bir reaksiyonu oluşturabilir ki bu kanser gelişim riskinizi artırır.
The American Medical Association ise sodyum nitritler sindirim sistemi ve beyin kanserine yol açabilir uyarısını yapmaktadır.Ayrıca nitrit içeren ürünlerle kalp, damar ve solunum sistemlerinde de rahatsızlıklara yol açtığı bildirilmektedir.
University of Minnesota Extension’a göre “laboratuar hayvanları üzerinde yapılan deneylerde nitrosaminlerin kanserojen etki yaptığı anlaşılmaktadır” tesbiti yapılmaktadır.
the National Pain Foundation’ın yaptığı açıklamaya göre, migren başağrıları için nitritli gıdalar muhtemel tetikleyici gıdalar olarak bildirilmekte ve migrene meyilli insanların nitritli et ürünlerini kısıtlamaları tavsiye edilmektedir.
“Is Sodium Nitrite Good for You?” başlığı ile yayınlanan bir makalede;”Hücreler ve organlar uygun şekilde fonksiyonlarını ifa edebilmek için yeterli miktarda oksijene ihtiyaçları vardır.İnsan vücudu aynı zamanda kırmızı kan hücreleri ile ilgili olarak yeteri miktarda hemoglobine de gereksinim duymaktadır.
American Medical Association’a göre; “yüksek miktarda nitrit tüketiminin methemoglobinemia’ya yol açtığına dair reddedilemez veriler söz konusudur. Bu ise vücudun her yerine oksijenin naklini yapamaz duruma gelen kırmızı kan hücrelerindeki bir koşuldur. Bu koşul solunum problemlerine neden olur ve sonuçta ölüme sebep olabilir”

SODYUM SÜLFİT (E221)
Gıda maddelerinde ve ilaçlarda renk ve kıvam koruyucu, bozulmayı önleyici ve renk ağartıcı gibi maksatlarla kullanılan bir katkı maddesidir. Meşrubat, kurutulmuş meyve, bisküvi, salam, sosis, sucuk ve kurutulmuş-tuzlanmış balık ürünlerinde katkı maddesi olarak kullanıldığı bilinmektedir.
Ülkemizde bu konuda araştırmalar yapmış, Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyelerinden Yard.Doç.Dr. Vural Küçükatay araştırma sonuçlarını şu şekilde özetlemektedir.
“Deney hayvanları üzerinde yaptığım araştırmada sodyum sülfitin beyin fonksiyonlarını etkilediği yönünde bulgular elde ettim.
Sodyum sülfitin besin ve ilaç yolu ile alınması halinde öğrenme ve hafıza bozukluğu başta olmak üzere beyin fonksiyonlarına zarar verdiğini tespit ettim. Sürekli tüketime bağlı olarak bu zararın daha da büyük boyutlara çıkması kaçınılmazdır.”
Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Grubu HACSG’nin notunda ise:
“Astmatik yapıdaki insanlarda alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Sodyum sülfitli ürünlerden kaçınılması tavsiye edilir.”
ABD’de bu katkı maddesinin kullanıldığı ürünlerin etiketinde miktarının yazılması yasal zorunluluk olduğu halde ülkemizde etiket üzerinde miktar belirtilmemektedir. Bu da tüketiciye verebileceği zararın bilinmesini engellemektedir.

E621 MONOSODYUM GLUTOMAT (MSG)
Monosodium Glutamat E621 rümuzu ile bilinen bir katkı maddesidir.
MSG, hazır çorbalar, salata sosları, sucuk, salam, sosisler, tütsülenmiş balık, patates cipsleri gibi pekçok paketlenmiş gıda maddelerinde lezzet artırıcı olarak kullanılmaktadır. Bir yazar ve sinir hastalıkları uzmanı olan Dr. Russell Blaylock’a göre; ani kalp ölümleri ile (özellikle sporcularda) ve MSG ve yapay tatlandırıcılar gibi katkı maddelerin sebep olduğu excitotoxic hasarlar arasında bir bağ bulunmaktadır. Excitotoxinler bir gurup heyecan artırıcı amino asitlerdir ki, bunlar hassas sinir hücrelerinin ölümüne sebep olabilir.
Birçok üründe MSG kullanımı maalesef gizli yapılmakta etikette gösterilmemektedir. Eğer güvenli bir katkı maddesi ise üreticiler neden gizlemeyi tercih ederler?
Pekçok tüketici de MSG nin hastalık yapıcı etkisini bizzat yaşamışlardır. MSG içeren gıdaları yedikten sonra ortaya çıkan bu rahatsızlıklar, baş ağrısı, mide bulantısı ve kusmadır.
Avustralya Hiperaktiv Çocukları Koruma Grubu HACSG’nin notunda ise:
“Astmatik yapıdaki çocuklarda alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Mono sodyum glutomatlı ürünlerden kaçınılması tavsiye edilir.”

”SODYUM NİTRİT, SODYUM SÜLFİT VE MONOSODYUMGLUTOMAT
ÖZELLİKLE, CENİN, BEBEK VE ÇOCUKLAR İÇİN TEHLİKELİDİR.”
Burada yegâne güvenli strateji, tamamen sodyum nitritli, sodyum sülfitli ve mono sodyum glutomatlı gıdaları tüketmekten uzak durmaktır.
GİMDES, bu sebeple Helal Sertifikalama prosedüründe bu tip katkı maddeli ürünlere kesinlikle izin vermemektedir.
gimdes.org

Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52