Dünyadaki ilk buğdayın ekmeği pişti!

Geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan ve dünyadaki ilk buğday çeşidi olduğu belirtilen ''siyez''in tanıtım amaçlı olarak ekmeği yapıldı.

Dünyadaki ilk buğdayın ekmeği pişti!

Geçmişi 10 bin yıl öncesine dayanan ve dünyadaki ilk buğday çeşidi olduğu belirtilen ''siyez''in ekmeği yapıldı. Türkiye'de ilk defa İhsangazi'de siyez buğdayından tanıtım amacıyla ekmek yapımına başlandı.

Kastamonu’nun Seydiler, İhsangazi ve Devrekani ilçelerinde yetiştirilen siyez buğdayı, 14 kromozom sayısıyla genetik olarak dünyadaki ilk buğday çeşidi olarak biliniyor.

Geçmişi yaklaşık 10 bin yıl öncesine dayanan ve dağlık arazilerde yetiştirilen siyez buğdayı, günümüz buğdayının atası kabul ediliyor.  Durum ve ekmeklik buğdaylarından farklı yapıdaki siyez buğdayı, veriminin düşüklüğü ve kabuklu olması nedeniyle ekim alanları sürekli daralarak yerini daha kolay işlenebilen yeni nesil buğdaylara bıraktı.

İhsangazi Kaymakamı Ahmet Başer yaptığı açıklamada, siyez buğdayının ilçede yaklaşık 10 bin yıldır genetiği değişmeden üretimine devam edilen bir tarım ürünü olduğunu söyledi.

Siyez buğdayının Türkiye ve dünyadaki organik gıda pazarında önemli paya sahip olduğunu anlatan Başer, "Çalışmalar neticesinde piyasadaki normal bulgurlara göre yaklaşık dört katlık değeri var. İlk defa bu yıl Ankara'daki Kastamonu Günleri'nde 'başlangıç olsun' diye ekmeğini deneme kararı aldık. Siyez buğdayından yapılan ekmek ilk defa denenmiş olacak.” dedi.

Siyez buğdayının lif oranının çok yüksek olmasından dolayı organik besin anlamında önemli bir paya sahip olacağını düşündüklerini belirten Başer, buğdayın tanıtım amaçlı üretimini yaptıklarını ifade etti. Yaptıkları ekmeğin yıllar öncesine kadar köylerde ve evlerde yapılageldiğini belirten Başer, piyasaya sürülen ekmeğin halk tarafından beğenilmesinin çok önemli olduğunu vurguladı.

İtalya'da Sergilendi
Ekmeğin besin değerinin yanında damak tadına da uygun olması gerektiğine dikkati çeken Başer, ekmeğin farklı karışımlarla desteklenip piyasaya daha uygun hale getirilebileceğini belirtirken vatandaş tarafından nasıl karşılanacağının da görülmesi gerektiği üzerinde durdu.

Yaptıkları ekmeğin İtalya'da düzenlenen ve dünya çapında fastfooda karşı dengeli ve daha yavaş beslenmeyi amaçlayan bir organizasyon olan Slow Food Hareketi Organizasyonu’nda sergilendiğini aktaran Ahmet Başer, “Organizasyon tarafından Türkiye'deki ürünler içinde presidium ürünü kabul edilen yani organik genetiği değişmemiş şekilde yapısı devam eden ürün olarak çalışmaları yapılıyor. Önümüzdeki günlerde de bunun sertifikası kendileri tarafından ilçemize takdim edilecek." şeklinde konuştu.

İhsangazi Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Ömer Şahin ise tarlada biçilen siyez buğdayının patozda harman edildiğini belirterek ürünün, "kavuz" diye adlandırılan kabuğu yapışık olduğundan taş değirmende öğütüldüğünü ifade etti.

Fabrikasyon değirmenlerde farklı sistem olduğu için elde edilen unun ekmek yapımında kullanılmadığını vurgulayan Şahin, "Siyez buğdayı un haline getiriliyor. Sonra içerisindeki kavuzun iri parçaları ayrılıyor. Kavuzun yüzde 15'lik kısmı unda kalıyor. Kepeğin de neredeyse tamamı unda kalıyor. Daha sonra her türlü mayayla uyum sağladığından normal hamur gibi yoğurulup taş fırında odun ateşinde düşük ısıda normal ekmeğin iki katı sürede pişiriliyor. En önemli özelliği orjinal genlere sahip olması, ikincisi de çok lifli yapıda bulunmasıdır" dedi.

Şahin, ürünün ilçe halkı tarafından çok beğenildiğini ve il dışından da ürüne talep olduğunu kaydetti.

Güncelleme Tarihi: 14 Şubat 2014, 14:12

Selami Türkoğlu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52