Gıdavitrini - Uyg
un diyet ve
beslenme alışkanlığının ürogenital tümörler üzerinde anti-tümöral etkisi olduğunun bilindiğini belirten Koru Hastaneleri Üroloji Kliniği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hasan Biri, bunun yanında aşırı ve dengesiz beslenme, malnütrisyon, hazır gıda ve fast food tük
etiminin ürogenital kanserlerine yakalanma riskini arttırdığını söyledi.
Obezite ve yağlı beslenmenin pros
tat ve mesane kanseri üzerinde olum
suz et
kilerinin değerlendirildiği geniş çaplı çalışmalar bulunduğunu ifade eden Biri, “Obezite prostat kanseri gelişimindeki en büyük çevresel risk faktörüdür. Amerika kökenli ve geniş katılımlı bir çalışmada vücut kitle endek
sinin 30 kg/m2'nin üzerinde olan prostat kanseri saptanmış hastalarda kanserin daha ileri derecede ve daha ölümcül seyrettiği bildirilmiştir. Benzer bir çalışmada ise 10 yıl içinde kontrollü olarak 5 ve üzeri kilo veren hastalarda prostat kanseri gelişme sıklığının azaldığı vurgulanmıştır” şeklinde konuştu.
Böbrek kanserine yakalanma riski artıyor!
Böbrek kanserlerinin de incelendiğinde prostat kanserine benzer sonuçlar gözlendiğini vurgulayan Biri, “Yani vücut kitle endeksinin 30 kg/m2'nin üzerinde olduğu insanlarda böbrek kanserine yakalanma riskinin arttığı belirtilmiştir. Obez hastalarda prostat kanseri ve böbrek kanseri görülme sıklığının arttığı bilinse de beslenmesi bozulmuş, düşkün ve vücut kitle endeksi düşük hastalarda mesane kanseri görülme sıklığının daha yüksek olduğu düşünülmektedir” ifadelerini kullandı.
Doymuş yağ prostat arasında ciddi bir ilişki bulunuyor
Batı Avrupa ve Amerika’da yapılan geniş katılımlı çalışmaların yağlı beslenme ile prostat kanseri görülme sıklığı arasında ciddi bir ilişki olduğunu tespit ettiğini anlatan Biri, konuya ilişkin şunları dedi:
“Buna ek olarak yağlı beslenmenin prostat kanseri tanılı hastalarda prostat kanseri ölüm sıklığını da arttırdığı vurgulanmıştır. Bu konunun detayına inilen çalışmalarda ise diyetle alınan tüm yağların değil ağırlıkla doymuş yağ oranı yüksek olan gıdalarla beslenen erkeklerde prostat kanseri gelişme riskinin arttığı savunulmuştur.”
Omega-3 prostat kanserini önlüyor
Omega- 6 yağ asitleri içeren besinlerle beslenen erkeklerde prostat kanseri gelişiminin daha sık, Omega-3 yağ asitleri ile beslenen erkeklerde prostat kanseri gelişme sıklığının ise daha az olduğunun tespit edildiğini ifade eden Biri, şunları kaydetti:
“Omega-3 yağ asitleri en çok soğuk iklimlerde yetişen somon, sardalya, uskumru, ton
balığı gibi balıkların yağ dokusunda bulunmakta olup Omega-6 ise bitkisel yağlarda daha çok bulunmaktadır. Aslında bu iki yağ asidinin vücutta dengeli olarak bulunması gerekir. Bu oran Omega-6 lehine bozulduğundan kanser riskini arttırdığı savunulmaktadır. Omega-6 ayçiçek yağı, susam yağı ve ceviz yağı gibi besinlerde yüksek oranda bulunmaktadır.”
Yağların, doymuş yağlar ve doymamış yağlar olarak iki grupta incelendiğini aktaran Biri, “Daha çok hayvansal besinlerde bulunan doymuş yağlar, insan sağlığı için zararlı yağlardır. Daha çok bitkisel besinlerde ve balıklarda bulunan doymamış yağlar ise insan sağlığı için yararlıdırlar. Yağlı besinleri tüketirken günlük enerji ihtiyacımızın yüzde 30’dan fazlasını içermemesine dikkat etmeliyiz” diye konuştu.
Doymamış yağların, vücudun gereksinim duyduğu zorunlu yağ asitlerinin en iyi kaynakları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Biri, “Oda sıcaklığında sıvı haldedirler ve büyük çoğunluğu bitkisel kaynaklıdır.
Zeytin ve kabuklu yemişler (fındık, fıstık, ceviz), kabuklu yemiş yağları (yer fıstığı ve badem yağları) ve avokado gibi besinler doymamış yağları içerir. Oda sıcaklığında katı olan yağlar ‘doymuş yağ’ adını alır. Hayvansal ürünlerde bulunan veya bu ürünlerden yapılan yiyeceklerdeki yağlar bu grup içinde yer alır. Tereyağ, margarin, iç yağ (et, sakatat), süt ve
süt ürünleri (süt-peynir-
yoğurt-krema-kaymak,
dondurma), Hindistan cevizi, palmiye yağı, kakao yağı, kümes hayvanlarının derisi ve
yumurta sarısında bulunur” değerlendirmesinde bulundu.
Kanser türlerini önleyici gıdalar
Bazı minerallerin kanser oluşumu riskini arttırırken, bazı minerallerin kanser oluşum riskini azalttığına dikkati çeken Prof. Dr. Biri, “Örneğin kirli hava koşullarının yoğun olduğu sanayi bölgelerinde yaşayan insanların sıkça maruz kaldığı kadmiyum, nikel, asbest, kurşun ve arsenik gibi mineraller ürogenital sistem kanserlerinin görülme sıklığını arttırmakla beraber diğer tüm kanserlerin oluşmasında da öncü moleküllerdir. Kanserden koruyucu minerallerden bahsedecek olursak; kepekli tahıl ürünlerinde ve su ürünlerinde bulunan selenyum, ayçiçeği, yumurta ve kuru
bakliyat içinde bulunan çinko, yeşil sebzelerde bolca bulunan molibden ve bunların yanında demir ve kalsiyum gibi minerallerin de vücut için uygun miktarlarda tüketildiğinde ürogenital kanserlerle birlikte diğer kanser türlerini de önleyici etkiler oluşturduğu bildirilmiştir. Ürogenital kanserlerden olduğu kadar diğer kanser türlerine yakalanma oranın da obeziteden ve yağlı besinlerden kaçınarak, hayvansal gıdaların tüketimini azaltarak, yeterli ve dengeli beslenip 4 besin grubundan yiyeceklerin mevcut olduğu menüler hazırlayarak, işlenmiş yüksek yağlı et tüketimini sınırlandırıp, balık,
tavuk, sebze, meyve ve kuru bakliyatı tercih edilerek, doymuş yağ oranı yüksek besinlerden uzak durularak ve yüksek oranda glikoz içeren ve boya ile renklendirilmiş içeceklerden uzak durularak en aza indirilebilir” bilgilerini aktardı.
Prof. Dr. Biri, kanser riskini arttıran ve azaltan besinleri ise şöyle sıraladı:
“Yaşlı koyun, sığır, keçi, tavuk, do
muz eti, domuz
pastırması, hamburger,
sucuk, salam, sosis,
tereyağı, iç yağı, yağda kızartılmış besinler, tuzlanmış besinler, tütsülenmiş besinler, nitrit, nitrat eklenmiş besinler, ateşe çok yakın pişirilmiş
kebaplar kanser riskini arttıran besinlerdir. Soğan, sarımsak, lahana, havuç, ıspanak, marul, kıvırcık,
salatalık, pazı, asma yaprağı, karnabahar, pırasa, şalgam, turp, biber, maydanoz, tere, nane, roka, taze fasulye, kuru fasulye, bezelye, bakla, mantar, patlıcan, enginar,
kabak, yenebilen otlar kanser riskini azaltan sebzelerdendir.
Portakal, greyfurt, limon, kuşburnu, böğürtlen, kızılcık,
elma, armut, ayva, erik,
kiraz,
vişne, çilek, kavun, karpuz, üzüm, incir, nar, dut, muz, hurma, yeni dünya kanser riskini azaltan meyvelerdir. Kanser riskini azaltan kuru yemişler ise; leblebi, kestane, badem, fındık, fıstık, ceviz.”
Kaynak: iha.com.tr
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir, teşekkür ederiz.
Bu habere yorum yapan ilk siz olun!