Diyete hicaz anoreksiye rast makamı

Prof. Dr. Bingür Sönmez, Selçuklu ve Osmanlı'da ise bu hastaların sufi müziğiyle tedavi edildiğini söyledi.

Diyete hicaz anoreksiye rast makamı
Kalp ve Damar Cerrahisi uzmanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, müzikle tedavinin asırlardır uygulandığını belirterek, ''Müzik tedavisi başladığı anda kaşları çatık, tansiyonu yüksek, depresyonda olan hastanın 15 dakika sonra tamamen farklı bir insan olduğunu görüyoruz'' dedi. "Avrupa yakıyordu, Osmanlı müzikle tedavi ediyordu"

Orta Çağ'da Avrupa ülkelerinde psikolojik rahatsızlığı bulunan hastaların yakıldığını kaydeden Sönmez, Selçuklu ve Osmanlı'da ise bu hastaların sufi müziğiyle tedavi edildiğini anlattı.

Müzik sonrası hastadaki büyük değişim

Uygulamaya başladıkları müzikle tedavi yöntemi kapsamında her sabah ve akşam 15 dakika hastalara canlı olarak ney taksimi yaptıklarını belirten Sönmez, ''Müzik tedavisi başladığı anda kaşları çatık, tansiyonu yüksek, depresyonda olan hastanın 15 dakika sonra tamamen farklı bir insan olduğunu görüyoruz'' diye konuştu.

Tansiyon monitöründen hastayı takip ettiklerini, hastanın aynı ilaçları almasına rağmen müziğin etkisiyle tansiyonunun düştüğünü ve nabız hızında değişiklikler gözlendiğini kaydeden Sönmez, ''Hastalara canlı müzik icra edilmesinin, hastaları endişelerinden uzaklaştırarak tansiyonlarının normale dönmesine, depresyon ve anksiyetenin azalmasına yardımcı olduğunu gözledik'' ifadelerini kullandı.

Hastaya göre makam

Hastalığa göre çaldıkları müzik türünün değiştiğini vurgulayan Sönmez, şunları kaydetti:

''Nasıl ki bir reçete yazarken sadece bir şahsa yazıyorsunuz, nasıl ki verilen bir ilaç bir başka hastada aynı hastalık olmasına rağmen etkili olmuyorsa burada da aynı makam, farklı hastalarda, farklı etkiler yaratabilir. O nedenle öncelikle bir görüşme yapıyoruz hastayla. Makamını o tayin ediyor. Daha sonra müzik icra edilirken hastanın reaksiyonlarını inceleyerek makam değişikliklerini yapabiliyoruz. Yoğun bakımda genel bir müzik dinlettiğimiz takdirde aynı müziğin farklı hastalarda, farklı uyarılar meydana getirdiğini gözlemliyoruz. İyi sonuçlar almamızı sağlayan en önemli başarımız bire bir reçete gibi müzik yapıyor olmamız.''

Hastaların ilaçları ve ameliyatları için modern tıp yönteminin kesinlikle vazgeçilmez olduğunu dile getiren Sönmez, müzikle yaptıkları tedavinin tamamlayıcı tıp yöntemlerinden olduğunu ifade etti.

Tansiyon ilaçlarına daha az ihtiyaç duyuyorlar

Avrupa ülkelerinde yapılan araştırmada tansiyon hastalarına sabah-akşam 15 dakika müzik dinletildiği takdirde o insanların tansiyon ilaçlarına daha az ihtiyaç duyduklarının belirlendiğine dikkati çeken Sönmez, şöyle konuştu:

''Biz de yoğun bakımdaki hastalarımızda müzik tedavisi yaptığımızda daha az uyutucu ilaç kullanıyoruz. Tansiyon ilaçlarını azaltma şansımız oluyor. Müzik dinledikten sonra daha rahat, daha mutlu hastalar ortaya çıkıyor. Tabii ki yapılan müzik tedavisi sizin damarlarınızdaki plakları açıp kalbinize by-pass yapmayacak. Ama adrenalin seviyenizi azaltarak spazmı önleyecek, tansiyonunuzu düşürecek. Bizim yaptığımız birinin yerini alan bir tedavi değil, modern tıbbın ilaçlarını tedavisini tamamlayan bir tedaviden bahsediyoruz''

''Her makamın ayrı bir işlevi var''

Aynı hastanede görevli Uzman Doktor Erol Can da müzikle tedaviyi psikoterapi olarak gördüğünü anlatarak, tedaviyle hastanın o andaki korkularını ve gerginliğini ortadan kaldırmayı amaçladıklarını söyledi.

"Müzikle korkuyarından kurtuluyor"

Müzik dinledikten sonra hastaların hastanede ve yoğun bakımda kaldıkları sürede korkularından kurtulduğunu ifade eden Can, şunları söyledi:

''Yoğun bakımda canlı olarak uyguladığımız müzikoterapi, narkozdan çıkmakta olan ya da çıkmış olan hastalara şifa oluyor. Kalp fonksiyonları hızla normalleşiyor. Monitörlerdeki tansiyon, nabız ve solunum değerleri müzikle birlikte şaşırtıcı bir şekilde normale dönüyor. Komada olan hastanın müzik zevki ile ilgili ailesinden bilgi alıp önce sevdiği müzikleri kulaklıkla dinletiyoruz. Tercih bana bırakıldıysa, daha sakin müzikleri seçiyorum. Uyanmadan önce hastalara mutlaka birkaç taksim üflerim. Hastanın kendini daha rahat bir ortamda hissetmesini sağlıyoruz. Müziği kişiye göre seçiyorum. Hastalarla günde aşağı-yukarı 9 saat geçiriyorum. O yüzden hastanın kültürünü, dine yatkınlığını, eğitim seviyesini ve müzikle alakasını öğrenmiş oluyorum. Kimi hastalar oyun havası istiyor. Hatta 86 yaşında bir hastamız benden 'Şakşuka'yı çalmamı istemişti''

Diyete hicaz, anoreksiye rast makamı iyi geliyor

Can, hastanın hoşlanabileceği, kendine tanıdık gelen, alışık olduğu ve zevk alabileceği müzikleri çaldığına işaret ederek, şöyle devam etti:

''Bir araştırma yapmıştık birkaç yıl önce. CD çaları kulaklıkla hastalara dinlettik. Müziği dinletmeden önce hastaları çeşitli testlerden geçirdik. Daha sonra hastalar 20 dakika müzik dinledikten sonra tekrar testlerden geçirdik ve çok ciddi rahatlamalar gördük. Ortalama 0-10 arasında 6-7 olan stres seviyesi 3'lere düştü. Tansiyon anlamlı şekilde düştü. Oksijen anlamlı şekilde yükseldi. Her makamın ayrı bir işlevi var. Eğer söz konusu olan bir anoreksi hastası ise rast makamının olumlu etkileri oluyor, ancak hastanın diyet yapması gerekiyorsa hicaz makamı çalınmalı.''

trthaber



Anahtar Kelimeler: Gıda Vitrini, Gıda, Vitrin, Tarım, GDO, Gıda Güvenliği, Alo 174, Sağlıklı Gıda, Beslenme, Yemek, Baklava, Restoran, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Mehmet Mehdi Eker, Rast, Musiki, Müzik, Prof. Dr. Bingür Sönmez, Müzikle Tedavi, Hicaz, Osmanlı, Selçuklu

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52