Yediklerimiz ne kadar sağlıklı?

Dünyada gıda ve su kaynaklı hastalıklara bağlı olarak yaklaşık 1,8 milyon kişi yaşamını kaybediyor.

Yediklerimiz ne kadar sağlıklı?
Kubilay Aktürk / Gıdavitrini
Gıda güvenliği; tarladan sofraya kadar, çevre ve insan sağlığına zarar vermeyen, üretimin her aşamasında gerekli kontrolleri yapılmış, sağlıklı ve güvenilir ürünlerin temin edilme süreci olarak tanımlanmaktadır. Bu konuda yapılan bir başka tanım da “gıdalarda olabilecek fiziksel, kimyasal, biyolojik ve her türlü zararların bertaraf edilmesi için alınan tedbirler bütünü”dür.

Gıda sağlığı konusunda gıda zinciri kavramı ve bu kavramın bileşenleri önemlidir.

Gıda zincirinden bahsederken dört temel bileşeni vurgulamak yerinde olur:
1- Risk Analizi
2- Risklerin önceden engellenmesi (kaynakta)
3- Geriye dönük izleme
4- Yerelleştirilmiş-uyarlanmış gıda güvenliği standartları*

Beslenme Uzmanı Serap Kalkırok sağlık açısından gıdaları şu şekilde değerlendiriyor:

Sağlık açısından gıdalarımız ne durumda?
Gıda maddelerinin, üretim, nakliye, satışa sunum, toplu beslenme kurumlarında ve diğer satış noktalarında tüketimi vb. her aşamada sıkı denetlenmesi gerekir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve yerel yönetimlerce belli periyotlarla denetim yapılmaktadır. Fakat bu denetimlerin daha sık ve geniş kapsamlı yapılmasının daha yararlı olacağını düşünüyorum. Açık yerlerde satılan kontrolsüz gıda maddeleri kesinlikle satın alınmamalıdır. Kapalı ambalajlarda olanlar tercih edilip, üretim şartları (pastörize veya çiğ sütten yapılıp yapılmadığı gibi) son kullanma tarihi gibi  bilgilere dikkat edilmeli, alış verişlerde etiket kontrolü yapılmalıdır. Satın alınırken daha ekonomik, daha besleyici ve sağlıklı olması açısından mevsiminde yetişen sebze ve meyve alınmasına özen gösterilmeli, turfanda ürünler tercih edilmemelidir.
Hijyene dikkat!
Gıdaların sağlığa etkisini büyük ölçüde etkileyen bir diğer husus da hijyen. Gıda hijyeni; herhangi bir gıdanın temizliği ve tümüyle hastalık yapan etmenlerden arınmış olması demektir. Bir başka ifade ile yenilen gıdalar tüketen kişileri hasta etmemelidir. Gıdalar çevrede bulunan mikroplarla kirlenebilir ve bunun tüketilmesi ile de insanların hastalanmasına sebebiyet verebilmektedir. Sağlığımızın gidişatını belirleyen gıdalar, hayati önem taşıyor. Bu yüzden belli başlı kurallara dikkat edilmeli:
• Açıkta satılanı değil, ambalajlı gıda maddelerini tercih ediniz ve etiketlerini okuyunuz.
• Gıdaların ambalajları üzerinde; üretici firma adı, adresi ve tanıtıcı işareti, maddenin adı, imal ve son kullanma tarihi, mamulün çeşidi, asgari net miktarı, ambalaj yüzeyinin düzgün olmasına ve tüketicinin aldanmasına neden olabilecek şifa ve besleyici özelliği olduğunu ifade edecek yazı ve işaretlerin bulunmasına dikkat edilmeli,
• Sebze ve meyve gibi gıdalar bol ve temiz su ile yıkanmalı,
• Gıdaların temiz olarak tüketilmesinde gıdaların temizliği kadar kişilerin kendisi de temiz olmalı,
• Gıda maddelerinin, bunların konulduğu kap ve malzemelerin, gıda maddelerinin satıldığı yerlerin temiz olduğuna dikkat edilmeli,
• Çiğ olarak tüketilen gıdalar yeterince temizlenmez ise sağlık için her zaman tehlike oluşturabileceği unutulmamalı,
• Sağlam, zedelenmemiş, bozuk olmayan gıdaların seçilmesi ve satın alınması, hastalık yapabilecek şüpheli gıdalar, özellikle küflenmiş, rengi, görüntüsü ve kokusu değişmiş gıdalar kesinlikle satın alınmamalı ve yenilmemeli,
• Sebze ve meyveler toz ve topraklarından temizlenmek için bir süre su dolu bir kapta bekletildikten sonra, bol su ile bir kaç kez yıkanmalı,
• Herhangi bir haşere ve mikrop bulunmasından kuşkulanılırsa, taze sebzeler ve meyveler 20 dakika tuzlu veya klorlu suda bekletilmeli,
• Gıdaların temizliğinde deterjan gibi temizlik maddeleri kesinlikle kullanılmamalıdır.
• Temizlik maddelerinin gıdalardan uzak yerlerde, örneğin depo olarak kullanılan oda veya kilerlerde etiketlenmiş olarak saklanmaları gerekmektedir.
Yemeklerden önce ve sonra, tuvaletten çıktıktan sonra eller sabun ile yıkanmalı ve bol su ile durulanmalıdır.


Sağlıklı gıda için altın tavsiyeler
Beslenme Uzmanı Rabia Yurdagül de, beslenmenin ve uzun yaşamanın altın kuralı olarak, gıdaları mümkün olduğu kadar çok çeşitli ve doğal halinde yemek olduğunu söylüyor. Ve şunları da sözlerine ekliyor: “Rafine edilmiş, konserve, katkı maddeli, renk verilmiş, margarinle yapılmış veya işlenmiş gıdalardan uzak durun. Günlük olarak süt ve ürünlerinden, et, tavuk, balık gibi besinlerden, ekmek, pilav ve makarna gibi besinlerin yer aldığı tahıl grubu besinlerden ve sebze ve meyvelerden önerilen miktarlarda tüketin. Posalı gıdalar dediğimiz sebze, meyve ve tam tahılları çok miktarda, şeker yükü fazla olan besinleri daha az miktarda yemek yeterli ve dengeli beslenme adına yapacağınız doğru uygulamalardır.”

Ülke kalkınması tüketici memnuniyetini doğurur
Gıda güvenliği konusunda en önemli görev yerel yönetimlere düşmektedir. Bu işlev son yıllarda artma eğiliminde olmuştur. AB uyum sürecinde çevre hukuku, tüketicinin korunması ve tüketicinin ürünlere ulaşabilmesi konularında görev ve sorumlulukların arttığı bilinmektedir. Bunlara ek olarak son zamanlarda daha sık olarak tartışılmaya başlanan kalkınma, yerel yönetimlerin gündemindedir. Tüketici politikaları içinde incelenen temsiliyet, sağlık ve güvenliğin korunması, ekonomik çıkarların korunması, alınan kusurlu ürünün düzeltilmesi, bilgilendirme ve eğitim hakkı gibi kavramlar da Türkiye ve diğer ülkelerde gündemde olan konular arasındadır.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52