Bu biberler 150 yıldır katkısız üretiliyor

"Çukurören biberi" olarak bilinen ve 150 yıldır aynı usulle üretilen biberler, doğal bir şifa kaynağı olarak tüketiliyor.

Bu biberler 150 yıldır katkısız üretiliyor
Bilecik merkeze bağlı Çukurören köyüne özgü, acı biberin üretimini yaklaşık 150 yıldır genetiği değiştirilmeden yapılıyor. "Çukurören biberi", köylüler ve bölge halkınca doğal bir şifa kaynağı olarak tüketiliyor.

Bilecik Ziraat Odası Başkanı ve Çukurören Köyü Muhtarı Ahmet Sevinen, köyde yaşayan 100 hanenin, yaklaşık yüzde 75'inin acı biber ürettiğini belirterek, yetiştiricilerin biberleri hasattan sonra, dizileme ve kurutma işlemine almak suretiyle pazara hazırladıklarını söyledi.

Çukurören biberinin, yaklaşık 150 yıldan beri köyde üretildiğini ifade eden Sevinen, şöyle konuştu:
"Çevre köylerimizde de yıllar önce üretiliyordu ancak şu anda dizi olarak, Türkiye'de tek bizim Çukurören köyünde üretiliyor. Bu biberin, bundan 150 yıl önceki tohumu nasılsa, şimdi de aynı tohum. Biz, aynı biberin tohumunu ekiyoruz, aynı biberi diziyoruz ve Türkiye geneline biberimizi bu şekilde dağıtıyoruz. Biberi kadınlarımız dizerler, dizi olarak satılır. Çukurören biberinin özelliği, doğal olarak üretilmesi, hiçbir katkı maddesi olmamasıdır. Kahramanmaraş ve Şanlıurfa biberini, 3-5 yıl dayanıklı olabilmesi için, yağ ve tuzla kavururlar. Biz de pul biberi kendimiz yaparız ama bizim biberimizde hiçbir katkı maddesi olmadığından, pul biberimizin dayanıklılık süresi bir yıldır. Bir yıl sonra güvelenmeye başlar. Çünkü doğal olduğundan dolayı güvelenir."

"Asırlardır şifa için, ağızlarına acı biber sürüyorlar"
Çukurören biberinin, doğal aspirin olduğunu ve köyde kolay kolay kimsenin grip olmadığını savunan Sevinen, asırlardır şifa için, ağızlarına acı biber sürdüklerini aktardı.

Ağustos ayında başlayan hasat döneminin Eylül'de kırağın düşmesine kadar sürdüğünü anlatan Sevinen, şunları kaydetti:
"Yıllık 50-60 ton acı biber yetiştiriyoruz. Biber tohumlarını Mart ayında ekiyoruz. Mayısta şaşırtma yaparız, bunu damlama sulamada haşlarız. Ağustos-Eylül aylarında toplamaya başlarız. Kırağı yağana kadar toplanır. Köyümüzde, çocuk büyümeye başladığından itibaren bu biberi yemeye başlar. Bu, doğal bir aspirin. Bizim köyümüzde kimse, kolay kolay grip olmaz. Biberimizde kanserojen madde, katkı maddesi bulunmadığından adeta doğal şifa kaynağı. Yani, bin bir derde deva bizce. Biz, genelde yüzde 90, bunu dizilmiş ve kuru vaziyette satıyoruz. Bunu, kendi vatandaşımız götürür, İzmir, İstanbul, Bursa gibi birçok ilimize satar."

Sevinen, Çukurören biberinin tohumu için tescil belgesini almak için Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü, İl Özel İdaresi ve Çukurören Köyü Muhtarlığı olarak çalışmalara başladıklarını sözlerine ekledi.

"İthal biberler, pazarımızı bozuyor"
Üretici Halil İbrahim Coşkun ise yetiştirdikleri acı biberi kendi kurdukları tezgahlarda öğüterek, pul biber haline getirdiklerini ve Türkiye genelinde toptancılara sattıklarını anlattı.

Yerli biber satışlarını, ithal biberlerin etkilediğini belirten Coşkun, şöyle devam etti:
"Biberlerimiz, güneşte kurutulur. Hiçbir katkı olmayan, kurumuş biberlerdir. İçinde toksin madde yoktur ama dışarıdan ithal biber geliyor. Nereden geldiğini biberler pazarcılara dağıtılıyor. Biberlerin rengi sapsarı. Bizim biberimiz, sapsarı hale gelmesi, saman gibi olması için 2-3 yıl yatması lazım. Yabancı ülkelerden gelen ithal biberler, 2-3 yıl yatmış biber gibi aynı. Herhangi bir denetimi var mı, yok mu bilmiyoruz. Yerli biber pazarını bozuyor ve satışımıza engel oluyor. Bizim biberimizin değerini bilenler alıyor ama bilmeyen almıyor. Yetkililer, ithal biberlerin, ne halde olduğunu gitsinler, görsünler. Bizim yerli biberlerimizin kıymetini halkımız zaten biliyor."

Yaşariye Tozman da (71), çocukluğundan beri biber üreticiliği yaptıklarını anlatarak, ürettikleri acı biberin genellikle lokantalarda kuru fasulye, nohut ve çorbaların yanında tüketildiğini, ayrıca şifalı olduğunu söyledi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52