Balık fiyatlarını 24 metre yasağı mı artırdı?

İstanbul Balık Müstahsilleri Derneği Başkanı Ümit Çetinkaya, balık avının çok az olmasının fiyatların yükselmesindeki tek etken olduğunu dile getirdi.

Balık fiyatlarını 24 metre yasağı mı artırdı?
İstanbul Balık Müstahsilleri Derneği Başkanı Ümit Çetinkaya, denizde ürün olmasına karşın balıkçıların talebi karşılayamadığına işaret ederek, "Geçen yıl balık açık sularda av verdi. Bu sene doğal yollarında göç ediyorlar. Bu da getirilen derinlik yasağının sınırı demek. Mevsimin sıcak geçmesi, deniz suyunun sıcak olması da bu yıl avcılığı olumsuz etkiledi" dedi.Çetinkaya, av yasağının kalkmasıyla, sektörde yaşanan durum ve avlanma sürecine ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.

Balık avının çok az olmasının fiyatların yükselmesindeki tek etken olduğunu dile getiren Çetinkaya, balığa olan talebe yönelik ise şunları söyledi:
"Talep çok fazla. 15 Nisan'da başlayan av yasağı sonrasında Türk damak zevkinin vazgeçilmezleri palamut, lüfer ve istavrite halkımızın talebi çok yoğun oldu. Biz balıkçılar denizde ürün olmasına karşın talebi karşılayacak avlamayı yapamadık. Denge talep lehine bozuldu ve fiyatlara yansıdı. Avlama yapabilirsek denge ve fiyatlar düzelir. Bu yıl av sezonunun başlamasıyla beklediğimiz bolluk da yaşanmadı. Her ne kadar geçen sezondaki bolluk olmasa da göç balıklarının avlanabileceği sahaların yasak alanlar içinde kalması avcılığı engelledi."

Çetinkaya, geçtiğimiz yıla nazaran, denizdeki balık miktarının hemen hemen aynı olduğunu dile getirerek, "Tür olarak palamutta biraz azlık var. Avlanan balık miktarları olarak da belirgin bir azlıktan bahsedebiliriz çünkü geçen sene balık açık sularda av verdi. Bu sene doğal yollarında göç ediyorlar. Bu da getirilen derinlik yasağının sınırı demek. Mevsimin sıcak geçmesi, deniz suyunun sıcak olması avcılığı olumsuz etkiledi. Havaların soğuması ile av miktarının artacağını bekliyoruz" ifadelerini kullandı.

Arz talep arasındaki uçurumda 24 metre sınırının etkili olduğunu savunan Çetinkaya, uygulamaya ilişkin şunları anlattı:
"Balıkçılık sektörü geleneksel yöntemlerle sürdürülebilir balıkçılık ve AB dayatmaları arasında bilim ile birlikte tam bir karmaşa içine girmiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili diye başlayan denizciliğimiz kıyı yapılanması, belediyelerin çevre düzenlemelerini sona bırakmaları, sanayileşmenin çevre baskıları, artan gemi trafiği, ışık kirliliği gibi birçok etkenlerle ciddi tehdit altındadır.

Dünyada genel balık popülasyonundaki azalmada çevresel etkilerin önemli olduğu av baskısının disipline edilmesi gerektiği gerçeğini ortaya koymuştur. Bu nedenle ortak balıkçılık kuralları konulmaya çalışılıyor. Ülkesel farklılıklar ve siyasal çıkarcı yaptırımlar karmaşaya neden oluyor.

Ülkemizde son iki yıl içinde Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kuruldu. 1380 sayılı kanunda değişiklik çalışmaları başladı. Bu arada ani yasaklar getirildi. Balıkçılarla uygulamadaki sorunlar büyüyerek ciddi hal aldı. Üniversiteler konuyla ilgili araştırmalarını tam gerçekleştiremeden alınan bu kararların ekonomik, sosyal ve balıkçılara ve balık stoklarına etkileri mutlaka raporlanmalıdır. Doğru-yanlış ortaya çıkmalıdır.

24 metre derinlik yasağı bölgelerimize ve balık göç zamanlarına göre yeniden düzenlenmelidir. Doğu Akdeniz özel değerlendirilmek üzere 01 Eylül-31 Aralık tarihleri arasında göç balıkları nedeniyle 18 metre olmalı. Sonra 24 metre uygulaması devam etmelidir. 24 metre yasağı uygulamasının kaldırılmasını değil, yeniden düzenlenmesini istiyoruz"

Çetinkaya, balık boylarının sabit ölçüm değerlerinin uygulamadaki yansımaları hakkında da bilgi verdi. Lüfer için getirilen sabit ölçüm değerlerinin uygulamadaki imkansızlık nedeniyle büyük israfa ve ekonomik kayba neden olduğuna dikkati çeken Çetinkaya, "Avlanma esnasında sabit boyda balık sürüleri olmadığından ortalama değerler alınmalıdır. Ağ ile tutulan karışık boydaki balıkların 20 cm dışındaki her biri ağır ceza yaptırımına neden olduğundan denize geri atılmakta. Diğer balık türlerinde olduğu gibi boyda yüzde 10 ortalaması ile kasalama esnasında yüzde 15 karışık balık uygulaması olmalıdır. Bu AB standartlarına ve yöresel balıkçılığımıza uygundur. Kısa vadede bu değişikliklerin yapılmasını takiben bakanlık, üniversiteler ve balıkçılar arasında komisyon kurularak 1380 sayılı kanun ve yönetmelikler gözden geçirilmelidir. Stok tespitleri yapılmalıdır. Tek taraflı yaptırımlar hep sorun çıkarmaktadır. Önemli bir konuda acil olarak kaçak avcılıkla organize bir mücadele yapılmalıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Uygulamanın yurt dışında da olduğunu belirten Çetinkaya, "AB ülkeleri ve Avrupa'da da aynı uygulama var, fakat AB bu uygulamanın her ülkenin kendi iç standartlarına göre düzenlenmesini, metre ölçüsünün ülke denizinin iç dinamiklerine göre ayarlanmasını söylüyor. Bizim denizlerimiz 24 metre için uygun değil" dedi.

"Sektör Kurban Bayramı'ndan etkilenmeyecek"
Beklenenin aksine Kurban Bayramı'nın sektörü avcılık olarak pek etkilemeyeceğine değinen Çetinkaya, bayram süresince teknelerin avlanacağını, balık halleri kapalı olduğundan balıkların pazara sunulamayacağını, bayramın ilk günleri dışında talebin kısa sürede normale döneceğini söyledi.

Balık ihracatında gelinen noktaya ilişkin ise Çetinkaya, "Türkiye'de balık ihraacatını ikiye ayırmalıyız, avcılık ve yetiştiricilik. Yetiştiricilikte büyük desteklerle ihracatta istenen yere gelindi. Avrupa'daki pazar payımız gittikçe büyümekte. Bu alanda katma değeri yüksek olan işlenmiş su ürünleri üretimi ve ihracatına yönelinmelidir. Orkinos çiftlikleri ve ihracatı uluslararası kotamızın çok düşük olmasına rağmen iyi durumda. Kotamızın artırılması için ulusal bir uğraşı verilmelidir. Taze ve doğal balık avcılığının son yıllarda getirilen yasaklarında etkisiyle üretimde azalma oldu. Türk mutfağı ve damak zevki taze balığı tercih etmektedir. İhracat etmek isterken ithalatta artma olduğu gözlenmektedir. Üretmeden ihracat olmaz" yanıtını verdi.

Türkiye'de avcılığın iyi olduğu yıllarda ithalatın düştüğünü belirten Ümit Çetinkaya, son 5 yıllık verilerde bunun çok belirgin olduğunu, göç balıklarının avlanabilmesi halinde ithalatın azalarak ihracatın artacağını, balık ithalatında Norveç Uskumrusu, somon, karides ve kalamarın ön sıralarda yer aldığını söyledi.

Çetinkaya, iki senedir deneme uygulaması yapılan 24 metre derinlik ve balık boylarındaki kısıtlamaların uygulamadaki hatalarının düzeltilmesi ve deniz suyunun soğuması ile üretimde artış olacağına işaret ederek, "Böylelikle arz talep dengesi düzelecek ve fiyatlarda düşme ile halkımıza bol ve ucuz balık sunabileceğiz" diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52