Türkiye'de yaklaşık 1 milyon kişinin geçim kaynağı olan çay, acilen önlem alınmazsa yok olma tehlikesi altında. Bu durumu tetikleyen sebepler arasında iklim değişikliğinin yanı sıra tarımsal ilaçların ve gübrelerin bilinçsiz kullanımı gibi nedenler yer alıyor.

Çay bitkisine ekonomik ve ticari olarak 100 yıllık bir ömür biçiliyor. Ömür kotasının 4'te 3'ünü dolduran Türk çayının kalan ömrü ise 25 yıl. Ancak bunu uzatmak imkânsız değil. Bu anlamda Lipton, Türk çayının geleceğini korumak adına, 2011 yılında "Sürdürülebilir Çay Tarımı Projesi"ni başlattı. Çevresel, ekonomik ve sosyal alanlarda devam eden çalışmalarla, öncelikle çay tarımının sürdürülebilir bir şekilde yapılması ve çay bitkisinin ömrünün uzatılması hedefleniyor. Bu doğrultuda Lipton, Türkiye'de 2015 yılına kadar fabrikalarında üretilen tüm çayları sürdürülebilir kaynaklardan sağlayarak çayı gelecek nesillere aktarmayı planlıyor. Bununla birlikte yaptığı çalışmalarla Türk çayının sürdürülebilirliğini, bağımsız ve uluslararası bir kuruluş olan Yağmur Ormanları Birliği (Rainforst Alliance) sertifikasıyla belgeleyerek, tüketicilerine sertifikalı çay sunan ilk marka olmayı taahhüt ediyor. Unilever Türkiye, Rusya, Ortadoğu, Kuzey Afrika, Orta Asya ve Kafkasya Başkan Yardımcısı ve Unilever Türkiye CEO'su İzzet Karaca, "Şirketler büyüdükçe, onların ayak izi çevreye verdikleri zarar artıyor. Fakat biz işimizi ikiye katlayacağız aynı zamanda da çevreye verdiğimiz zararı devamlı olarak azaltacağız." dedi. Bunun iddialı bir hedef olmasına karşın birinci yılı son derece başarılı kapattıklarını söyleyen Karaca, bir yıl önce konulan 50 hedefin büyük çoğunluğunun zamanından önce gerçekleştirildiğini kaydetti. Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yetiştirilen çayın geleceği için çalışmalar yapan Lipton, geçen sene yaklaşık 8 bin çay üreticisine eğitim verdi, bu yılın sonuna kadar ise bu sayıyı 15 bine çıkarmayı hedefliyor.
Merve Demir - Zaman