Çaykur yaş çay alımlarını tamamladı

ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, ÇAYKUR Sosyal Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında birinci sürgünde 218 bin ton yaş çay aldıklarını söyledi.

Çaykur yaş çay alımlarını tamamladı

ÇAYKUR Genel Müdürü İmdat Sütlüoğlu, ÇAYKUR Sosyal Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında birinci sürgünde 218 bin ton yaş çay aldıklarını söyledi.

Sütlüoğlu, ÇAYKUR Sosyal Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, birinci sürgün yaş çay alımlarının tamamlandığını belirterek, ''Birinci sürgünde aldığımız çay 218 bin tondur. Özel sektörün de 120 bin ton çay aldığını tahmin eriyoruz. Rakamlara bakıldığında birinci sürgün çayının yüzde 65'ini biz aldık. Bu yıl rekoltenin 100 bin ton kadar düşeceği görülüyor. Kapasite kullanımı açısından geçen yılların çok önündeyiz'' dedi.

ÇAYKUR'un hırpalanmaması gerektiğini ifade eden Sütlüoğlu, şunları belirtti:

''ÇAYKUR bölgenin ekonomisinin bel kemiğidir. Üreticiyi koruyan, mağdur olmaktan muhafaza eden güç ÇAYKUR'dur. Kapasitemizi artırmamızın nedeni birtakım kötü niyetli kişilerin üreticimizi mağdur etmemesi içindir. Peşin peşin ödemelerimizi yapıyoruz, kapasitemizi sonuna kadar kullanıyoruz. Yanlış yapan özel sektör kuruluşlarına kızarak sürekli ÇAYKUR'a saldırıldı. Başkasının attığı dayağa kızarak bizi dövmeye kalkıyorlar. Biz size dayak atmıyoruz. Biz sizi koruyoruz, sizi başkaları dövüyor. Siz niye bizi dövmeye çalışıyorsunuz.''

Çayda kalitenin artmaya başladığını vurgulayan Sütlüoğlu, şöyle devam etti:

''Uzun yıllar sonra ilk kez çay fabrikalarından çay kokusu yükselmeye başlandı. 10 yılı aşkın zamandır hiç çay bohçalarının ağzı açılamadan çay satıldı. Üretici kaliteli çayını ÇAYKUR'a verirken, son yıllarda kalitesiz çayını ÇAYKUR'a vermeye başlamıştı. Bu yıl yeniden çay kokusunun duyulması kalitenin göstergesidir.

ÇAYKUR kaçınılmaz sona doğru gidiyordu. Uçağın burnunu aşağıdan yukarıda doğru çevirmemiz gerekiyordu. Bunun da birinci yolu kalitedir. Bu yıl kaliteyi yüzde 70 artırdık. Hedefimiz yüzde yüz kaliteyi yakalamak.''

Organik çayla ilgili yoğun çalışmaları olduğunu kaydeden Sütlüoğlu, şunları kaydetti:

''3 bin 300 dekar olan organik havzayı 16 bin dekara çıkarttık. Üç senelik organik geçiş sürecinden sonra 5, 6 bin ton organik çay üretebileceğiz. Organik çayın püf noktası organik gübredir. Kimyasal gübre kullanımından dolayı toprak yapısının bozulması ile yapraktaki selülozik yapı da artmıştır.

Olumsuzlukları gidermek ihtiyacımız olan organik gübreyi elde etmek için çalışmalar yaptık. Üniversiteler ile bağlantı kurarak çay çöpünden gübre elde ettik. Bu yıl araştırma bahçelerimizde bu gübreyi kullandık, çok güzel sonuçlar aldık.''

Güneydoğu'ya özel çay
Deneme üretimi gerçekleştirmek için mini çay fabrikası kurduklarını belirten Sütlüoğlu, şunları söyledi:

''Fabrikamızda Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ki kardeşlerimizin damak tadına uygun çay üretiminin denemelerini yapıyoruz. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki durum son derece üzücüdür. O bölgede kaçak çayın hakimiyeti var. Türk çayı orada az satılıyor. Son derece sağlıksız, menşeyi belli olmayan çaylar satılıyor. Bu çaylarda kanserojen maddelerin kullanıldığını biliyoruz.

Bu tür çayların kardeşlerimiz tarafından içilmesi üzücü. Bizim çok sağlıklı çayımız var, o zararlı çayları içmek zorunda değiller. Kendilerini düşünmüyorlarsa çocuklarını ve torunlarını düşünsünler. Kullandıkları çay çok sağlıksız bir çaydır. Psikolojik bozuklulara, akli dengesizliklere sebep olmaktadır. Türk çayı ise saydığımız hastalıklara karşı vücudu destekleyen, koruyan bir çaydır.''

''Rizeli başbakanlar ÇAYKUR'un özelleştirilmesini istemedi''
Eski Başbakan Mesut Yılmaz'ın görev yaptığı dönemde ÇAYKUR'un özelleştirilmesini engellediğini dile getiren Sütlüoğlu, bölgenin şartlarını yabancı bir kişiye anlatmanın zor olduğunu belirterek, ''Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Rizelidir, biliyor, özelleşmesini istemiyor, istemedi.

Ama ÇAYKUR zarar etmeye devam ettiği müddetçe, bir başka başbakan gelir gelmez ÇAYKUR'u özelleştirir. Bu da bu bölgeye yapılacak en büyük kötülüktür. Bölgenin bütün dengeleri alt üst olur. ÇAYKUR'un düzenleyici, koruyucu rolü sona ererse, iki senedir olanlara bakarak neler yaşanacağını çok daha iyi anlayabiliriz. Bunları bilerek ÇAYKUR'a sahip çıkmalıyız'' diye konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52