Namet Ar-Ge merkezi kuruyor

Çayırova tesislerinin 2010 yılında faaliyete geçmesinin ardından sektördeki konumlarının güçlendiğine dikkat çeken Tarık Kayar, çalışmaları devam eden Ar-Ge merkezlerinin tamamlanmasıyla da hem ürün hem de paketleme konularında birçok yeniliğe imza atacaklarına dikkat çekti.

Namet Ar-Ge merkezi kuruyor
Namet Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Kayar, 2010 yılında açılışı yapılan Çayırova tesisleriyle sektördeki konumları güçlenen firmalarının önümüzdeki dönemde yeni projelere odaklandığını belirterek, Ar-Ge merkezleriyle hem ürün hem de paketleme konularında birçok yeniliğe imza atmak istediklerini vurguladı. Kayar, “Son teknolojiyle donatılmış Ar-Ge merkezimizin çalışmaları sürüyor. 500 bin dolara mal olacak merkezimizde profesyonel bir mutfağın yanı sıra, bir pilot üretim tesisi ve bir de duyusal analiz laboratuvarı bulunacak. Merkezimiz tamamlandığında Ar-Ge personel sayımızı da yükselteceğiz. Burada hem ürün, hem de paketleme açısından bir çok ilke imza atmayı hedefliyoruz” diye konuştu. Firmalarının üzerinde durduğu bir diğer projenin ise üretim hatlarında verimliliği sağlamak olduğunu açıklayan Kayar, “Yine yatırım yaptığımız ek hatların açılışını da yakın zamanda yapacağız. Ayrıca Konya'da bir mezbaha kurmak için çalışmalarımız sürüyor. Mezbaha yatırımımızı 2012 yılında başlatmayı hedefliyoruz” dedi.

Firmalarının bu yıla ilişkin hedeflerini de anlatan Kayar, sözü edilen dönemde ürün ve hizmet kalitesini artıracaklarını anlattı. Bununla birlikte Namet markasının bilinirliliğini artırmak istediklerinin altını çizen Kayar, “Ayrıca önümüzdeki dönemde mamul ve ambalaj çeşitliliğimizi fazlalaştırarak tüketici memnuniyetini artıracağız. Ürün çeşitliliğiyle de yeni müşterilere hitap etmek istiyoruz” ifadelerini kullandı. Firmalarının Namet markasıyla tüketiciye taze et ürünleri, şarküteri ürünleri, dondurulmuş ürünler ve ileri işlenmiş ürünler olmak üzere dört ana grupta mamul sunduğunu dile getiren Kayar, yüzde 100 dana etinden imal edilmiş ürünlere ağırlık verdiklerine dikkat çekti.

Çayırova tesisimize 68 milyon dolar yatırdık

Firmalarının et ürünleri pazarının yüzde 10’una sahip olduğunu kaydeden Kayar, 2010 yılında Çayırova’da kurdukları tesisleriyle sektördeki konumlarını güçlendirdiklerini anlattı. Kayar, devreye giren tesisleriyle artan kapasitenin etkisi ve pazarlama faaliyetleriyle birlikte 2010 yılını 478 milyon TL’lik ciro ile kapattıklarına değinerek, bu rakamın 2009’da 328 milyon TL olduğunu anımsattı. Çayırova tesislerini 68 milyon dolarlık yatırım bedeliyle kurduklarını dile getiren Kayar, “Tüm ürünlerimizin imalatını buradan yapıyoruz. Bugün itibariyle teknoloji, kalite ve özellikle hijyen konularında Avrupa Birliği standartlarının üzerinde imalat yaptığımızı söyleyebilirim. Dünya teknolojilerini yakından takip ediyoruz. Ayrıca açılıştan bu yana tesisimize 15 milyon dolarlık ek bir yatırım yaptık” değerlendirmesini yaptı. Fabrikalarında IFS v5, BRC V5, ISO 9001:2008, ISO 22000:2005, PAS 220:2008 ve TSE standartlarının titizlikle uygulandığını da vurgu yapan Kayar, üretim prosesleri olan dilimleme ve paketleme işlemlerini de el değmeden gerçekleştirdiklerini söyledi.

Sektör ihtiyaçları tartışıyor

Sektörün bugün geldiği noktaya ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kayar, kırmızı etin ihtiyaç duyulduğu kadar üretilememesi, yem ve enerji fiyatlarının yüksekliği gibi konuların sıklıkla tartışıldığını vurguladı. Küçükbaş hayvan konusunda Avrupa ile rekabet edebilecek potansiyele sahip olan Türkiye'nin bu potansiyelini kullanabilmesi için yapılması gerekenlerin de konuşulduğuna işaret eden Kayar, etkin ve süreklilik arz eden politikalarla sıkıntıların sonlandırılabileceğini savundu. Tarım Bakanlığı'nın et ithalatına izin vermesinin ardından besicilikte bir artış gözlemlediklerini aktaran Kayar, şöyle devam etti: “Devletin uyguladığı teşvik ve destek primi gibi politikalar sektöre olumlu bir şekilde yansıdı. Bunların sonucu olarak besiciliğe olan ilginin artmaya devam ettiğini görüyoruz. Fiyat dengesinin sağlanmış olması da bizim açımızdan olumlu bir gelişme. Bu başarılı uygulamaların, en temel besin maddesi olan kırmızı et tüketimine, olumlu bir şekilde yansıyacağını öngörüyorum” dedi.

Son olarak kayıtdışı üretimin sektörlerinde yapılan imalatın yüzde 40’ını oluşturduğunu iddia eden Kayar, bu yüzden rekabet güçlerinin zayıfladığına atıfta bulundu. İşini standartlara ve mevzuatlara uygun şekilde yapan firmaların kârlılık bakımından sıkıntı yaşadığını sözlerine ekleyen Kayar, “Bu sorunun önüne geçilmesi için KDV gibi uygulamaların yeniden düzenlenmesi gerekiyor. Böylece kayıtdışı firmaların kullandığı avantajlar ortadan kalkacaktır. Kayıtdışı üretim olmayınca da Türkiye'nin et ve et ürünleri alanındaki rekabet gücünün artacağını düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Kobiden

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52