Son dönemlerde medyada yaygın olarak yer alan sağlıklı beslenme ve diyet haberlerinin bilgi kirliliğine sebep olduğunu söyleyen Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, “Geçici kilo verdiren diyetler sağlıklı değildir. Sadece yeşillik yiyerek ömür geçmez.” diyor.
Bakan Müezzinoğlu, kendisinin sağlıklı beslenme reçetesini ise “Şunu ye bunu yeme değil. Protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminlerin hepsinden ölçülü bir şekilde yemeli. Katkı maddesi olan gıdalardan uzak durmalı, mümkün olduğu kadar organik beslenmeli.” şeklinde özetliyor. Kurban Bayramı’nda aşırı et tüketiminin de zararlarına dikkat çeken Sağlık Bakanı, “İmkânı olanlar zaten her zaman et yiyor. Onlar bayramda az yesinler. Önemli olan her zaman et yiyemeyenlerin yemesi. Çünkü onların da proteine ihtiyacı var.” uyarısında bulunuyor. Sağlıklı toplum için ‘Toplumsal sokak hareketleri’ başlatacaklarını belirten Müezzinoğlu, bunun ilk örneğini Ankara Sincan’da gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

Zaman’ın gündeme ilişkin sorularını cevaplayan Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, son zamanlarda medyada boy gösteren beslenme uzmanı ve diyetisyenlerin yaptığı farklı açıklamaların vatandaşın kafasını karıştırdığını söylüyor. Bakan Müezzinoğlu “Binanın, banyodaki ayna süslemesinden önce binanın kolonları sağlam mı ona bakmalı. Yani bina depreme karşı dayanıklı mı? Temel beslenme gıdalarımız proteinler, karbonhidratlar, yağlar ve vitaminlerdir. Herkes yeterince protein, karbonhidrat, yağ ve vitamin almalı. Her birinin hakkı ya üçte birdir ya dörtte birdir. Yani proteinli yiyeceklerimiz üçte biri geçmemeli, yağlı yiyeceklerimiz üçte biri geçmemeli, karbonhidratlı ve vitaminli gıdalarımız da üçte biri geçmemeli. Bu dört unsuru binanın ana kolonları gibi doğru korumak lazım.” tavsiyesinde bulunuyor. Bakan, “Yağ almayacaksın, proteini keseceksin, karbonhidratı hiç tüketmeyeceksin şeklinde tavsiye edilen bir beslenme türü sağlıklı ve sürdürülebilir bir beslenme türü değildir. ‘Proteini kes hep yeşillik ye’ tamam kestik. Altı ay sonra da 25 kilo verdik. Ama hep yeşillik yiyerek geçen bir ömür sağlıklı olabilir mi?” şeklinde konuşuyor.

İşte Sağlık Bakanı Müezzinoğlu’nun sağlıklı beslenme ve diyet reçetesi:
“Kurban Bayramı’nın en büyük özelliklerinden biri paylaşmaktır. Biz kurbanı paylaşmak için kesiyoruz. Bize verilenden vermek için kurban kesiyoruz. ‘Daha çok nasıl et yerim değil, daha nasıl et yediririm’ diye düşünmek lazım. Normalde her zaman et yiyebilen Kurban Bayramı’nda yemezse belki sağlığı açısından daha da faydalı olabilir. İmkânı olanlar zaten her zaman et yiyor. Onlar bayramda az yesinler. Önemli olan her zaman et yiyemeyenlerin yemesi. Çünkü onların da proteine ihtiyacı var.

Katkı maddesi olan gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Daha fazla organik ve doğal gıdalar tüketmeli. Raf ömrü uzun olan gıdaların içinde daha çok katkı maddesi var. Dolayısıyla olabildiğince taze ve organik gıdalar olmalı. Sebze, meyve proteinde ölçü kaçırılmamalı.

Kümeste yem ile beslenen, ahıra kapatılarak belirli saatlerde verilen yem ve su ile yetiştirilen ve hiç hareket etmeyen tavuk ve sığır etleri sağlıklı değil. Burada sağlıklı olan, tavuk ve büyükbaş hayvanların hareketli olanını tercih etmek. Çünkü bu hayvanlar gıdasını o hareketli ortamlardan toplar.

Süt, yoğurt, peynir, zeytin, domates, biber ve salatalıkla güçlü ve besleyici bir kahvaltı mutlaka yapılmalı. Süt, yoğurt ve peynirde protein var, zeytinde yağ ve protein var, domates, biber ve salatalıkta C vitamini var. İdeal kahvaltıdır bu. Öğle yemeğinde de olabildiğince iyi yemeli. Haşlanmış ya da ızgarada iyi pişmiş et. Yanında sebze, zeytinyağlılar ve yoğurt olabilir. Akşam yemeğini de olabildiğince erken yemeli. Bizde gelenektir akşam ezanı okunduğunda akşam yemeği yenmiş olmalı. Saat 7’den sonra hiçbir şey yenmemeli ve atıştırılmamalı. Doğuda bir söz vardır, ‘Sabah kahvaltısını kendin için, öğlen yemeğini dostlarınla beraber, akşam yemeğini de düşmanına yedir’ şeklinde. Bugün 20-30 kilo ilave kilosu olanların en az yüzde 80’inin kiloları akşam biraz meyve, biraz baklava, biraz dondurma yemekten kaynaklanıyor.

Can boğazdan girer boğazdan da çıkar. Boğazımızdan geçen her şeye dikkat edeceğiz. İster sıvı olsun ister duman olsun. Sağlıklı yemek için mikrodalga fırınlardan uzak durmalı, daha çok tencere yemeği tercih edilmeli.

Sağlıklı toplum için ‘Toplumsal sokak hareketleri’ başlatacağız. İlk örneğini Ankara Sincan’da yaptık. Toplumsal sağlık için sokağa çıkma hareketi. Yakmak, yıkmak, kırmak, dökmek için değil 75 milyonun geleceğe güvenle bakabileceği bir Türkiye için sokaklarda daha çok yürümek ve ailecek işgal etmeyi arzu ediyoruz. Toplumun yüzde 5’inde adımsayarları görmeye başladık. Biz de daha yeni 2 milyon adımsayar aleti aldık. Aile hekimleri kanalıyla vatandaşa dağıtacağız. Burada arzu ettiğimiz vatandaş en kolay sporu yapsın. Yani yürüsün. İlla 10 bin adım attın mı atmadın mı bakamayız ama kendine değer veren herkes yürüyüş sporuna dikkat etmeli.”
zaman.com.tr