Çok yiyorsan suçlusu sensin!

Fazla kiloların kaynağı bulundu: Mutfak! Annual Reviews of Nutrition'da yayımlanan araştırmaya göre tabağın büyüklüğünden kullandığınız ampulün watt'ına kadar her şey ne kadar yediğinizi bire bir etkiliyor. İşte şişmanlığa götüren alametler ve çözüm yolları...

Çok yiyorsan suçlusu sensin!
Araştırmalara göre insanlar uzun ve dar bardaklar yerine kısa ve geniş olanları kullandığı zaman, kendilerine daha fazla meyve suyu veya kola gibi içecekler koyuyor. Bu yüzden porsiyon koyarken tüketilecek içeceğin hacmine dikkat edilmeli. Amerikalılar günde 350 kaloriye yakın içecek tüketiyor ve bu alışkanlığın her sabah gerçekleşmesi yılda 1.5 kilo alınmasına sebep oluyor.

Kola ve meyve suyu için daha dar bardaklar tercih edin, geniş olanları su gibi kalorisiz içeceklerde kullanın. Mesele kilo vermeye geldiğinde, içtikleriniz yediklerinizden daha fazla önem arz ediyor. Yapılan çalışmalar, her gün tüketilen tatlandırılmış içeceklerin kesilmesi halinde altı ayda yarım kilo verilebileceğini ortaya koyuyor.

KÜÇÜK MUTFAK İYİDİR

Son 35 yılda mutfaklar yüzde 50 oranında genişledi ve televizyon izlemek, hesap yapmak gibi birçok aktivitenin gerçekleştiği bir alan haline geldi. Son araştırmalara göre

yemek yerken televizyon izleyen denekler daha fazla yemek tüketiyor ve her gün fazladan bir öğün alıyor. Televizyonunuzu veya dizüstü bilgisayarınızı mutfağın dışına taşıyın. Ayrıca yemek dışında mutfağınızın ışıklarını söndürerek, kendinize buranın artık kapalı bir yer olduğu mesajı verebilirsiniz.

SAĞLIKLILAR ORTAYA

Arizona Üniversitesi’nde yapılan araştırmaya göre günde beş kez sebze meyve tüketmek, kilo verilmesine yardımcı oluyor. Ancak satın alınan her yiyeceğin yaklaşık dörtte biri çeşitli sebeplerden dolayı çöpü boyluyor. Bu sebze ve meyvelerin, insanın ilk bakışta göremediği yerlerde bulunan koruyucu bölmesinde saklanması buna en büyük sebep. Buzdolabının sebzelik bölümünün yiyeceklerinizi daha taze tutması gerekir. Burayı açmayı sürekli unutursanız, yiyecekleriniz bayatlar ve tüketilemeyecek hale gelir. California Üniversitesi uzmanları, aralarında portakal, muz, mango ve domatesin de olduğu bazı sebze ve meyvelerin aslında tadının daha iyi olduğu oda sıcaklığında

daha taze saklanabileceğini belirtiyor.

KARMAŞIK BİR TEZGÂH

Profesyonel organizatör Peter Walsh, mutfakları ‘Genelde yığınların bulunduğu bir alan’ olarak niteliyor. Dağınık bir yer de sağlıklı ve dengeli beslenmeyi zorlaştırıyor, çünkü birkaç atıştırmalık tüketmek veya yemek yapmak yerine dışardan yemek sipariş etmek, insanlara daha kolay geliyor. ‘Fit to Live’ adlı kitabın yazarı Pam Peeke ise dağınlıklığın strese sebep olduğunu, bunun da kandaki kortizol seviyesini yükselterek açlık duygusunu artırdığını belirtiyor.

Yemek yapmadan evvel tezgâhınıza gazete kâğıdı sererek, malzemeleri hazırladığınız yeri sürekli temiz tutun.

Ayrıca yemek yapmanızı kolaylaştıracak plastik saklama kabı ve mutfak robotu gibi ekipmanlar raflarınızda olsun. Mutfağınızın bir kısmını sadece yemek yemek için ayırın. Yemek yerken başka bir aktiviteyle uğraşmayın ve sadece tabağınıza odaklanın. Çünkü araştırmalar, dikkatiniz dağıldığı zaman yüzde 15 daha fazla tükettiğinizi gösteriyor.

ŞEFFAF BİSKÜVİ KAVANOZU

Araştırmalara göre, ağız sulandıran bir yemek görmek bile açlık hissini tetikliyor ve vücudun dopamin salgılamasına neden oluyor. Beyinde kimyasal iletimi sağlayan bu hormon, insanın kendini daha iyi hissetmesine sebep oluyor ve aniden aşermesine yol açıyor. Wansink’e göre yiyecekleri sakladığınız yeri yeniden ayarlamakta fayda var.

Atıştırmalıkları saydam olmayan kaplarda saklayın ve ulaşması zor bir yerde muhafaza edin. Wansink “Onlara ulaşmak için ufak bir merdivene ihtiyaç duymanız veya buzdolabının bir köşesinde akşamdan kalmış pastayı almak için sebzeleri ittirmeniz, abur cuburlara ulaşmaya çalışırken yeniden düşünmenizi sağlayacak” diyor. Üzerinde çok düşünülmesi gerekmeyen bir atıştırma paketi hazırlamak da bir yöntem. İçinde yoğurt veya peynir dilimleri bulunan bir kabı buzdolabınızın tam ortasına, görebileceğiniz bir yere koyun. Her gün patates cipsi yerine meyve tüketirseniz, altı ayda iki kilo verebilirsiniz.

BÜYÜYEN TABAKLAR

‘The Portion Teller Plan’ adlı kitabın yazarı Dr. Lisa Young, “Çoğumuz tabağımızı ağzına kadar doldurmak ve ne koyduysak hepsini yeme alışkanlığına sahibiz” diyor. Fakat 1970’lerden beri, yemeklerde kullanılan tabakların çapı yüzde 25 oranında büyüyerek 30 santim ve daha fazlasına ulaştı. Cornell Üniversitesi’nden Dr. Brian Wansink’e göre yiyeceğinizi, çapı 5 santim daha küçük bir tabakta yemek, öğün başına yüzde 22 daha az kalori almanıza neden oluyor. Bu da bir ayda yaklaşık bir kilo verilmesini sağlıyor.

Dr. Young’a göre öğün ayarlarında da değişiklik yapılmalı. Et ve makarna gibi yüksek kalorili yiyecekleri tüketirken salata tabağı kullanılmalı ve bu tabak sebzeyle donatılmalı. Dr. Wansink ise “En uygun boyut 25 santim veya daha küçük çapa sahip bir tabak” diyor.

AİLE BOYU YEMEK SORUNU

Önünüzde ağzına kadar dolu bir tencere durursa siz de doğal olarak daha fazla yersiniz. Bu durum, kalori ayarının takip edilmesini de zorlaştırıyor. Araştırmalar gösteriyor ki, insanlar aile boyu yemek hazırladıklarında, kendilerine bir veya iki kez yemek servis ettiğini söylemesine rağmen, birçoğu dört tabak yemek yiyor.

Ana tabağınızdaki etin yanına pilav veya makarna koyun. Ancak yemeğinizin piştiği tencere ocakta kalsın. Çünkü yemeğe ulaşmak kolay değilse yeniden almak için gitmek istemeyeceksiniz. Bunun yanında yemek sırasında tabağınıza bolca salata ve sebze koyabilirsiniz. Uzanabilecek bir yerde bulunan düşük kalorili seçenekler de ikinci veya üçüncü seferi engelleyebilir.

MARKETLE ARAYA MESAFE KOY

Toptan alışverişler faturalarınızı kısmanıza yardımcı olabilir fakat satın aldığınız malzemeleri büyük paketleriyle birlikte saklıyorsanız bu, yemeğinizin miktarının artmasına neden olacaktır. Araştırmalar, geniş paketlerde alınan ürünler sebebiyle yüzde 23 daha fazla yemek tüketildiğini ortaya koyuyor. Büyük poşetlerde alınan şekerlemelerin bir defa yerine daha fazla yenilmesi buna bir örnek. Washington Ağırlık Yönetimi Araştırma Merkezi yöneticisi Domenica Rubino, geniş yiyecek çeşitliliğinin de aşırı tüketime neden olacağını söylüyor: “Parmak uçlarınızda dört farklı atıştırmalık varsa hepsinden ama daha az tüketerek memnuniyet sınırına ulaşabilirsiniz.” Büyük paketlerin bir ‘durma noktası’ yok.

PARLAK IŞIK İŞTAH AÇAR

Araştırmalara göre yemek yenilen ortamdaki yüksek watt’lı aydınlatma, stres seviyesini yükseltiyor ve iştah artırarak normalden daha hızlı yemeye sebep oluyor. Ancak düşük aydınlatma da pek masum değil. O da yemeğin yavaş tüketilmesini engelliyor. Amerikalı aydınlatma dekoru uzmanı Joseph Ray-Barreau’ya göre, günümüz modern mutfaklarında, halojenli bölmelere sahip avizelerden içeri gömülü floresanlara kadar uzanan, genelde dekoratif figürlü ışıklandırma sistemleri kullanılıyor.

Yemek yaparken, istediğiniz kadar ışık açın. Ancak yemek yeme vakti geldiğinde, bulunduğunuz ortamdaki ışık 240 watt’tan yüksek olmasın. Bu, dört adet 60 watt’lık veya 40 watt’lık altı ampulün saçtığı ışığa bedel. Standart floresanların yoğunluğu ise 75’le 100 watt arasında.

Radikal

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52