Gıda Güvenliği Hareketi'nden GDO açıklaması

Gıda Güvenliği Hareketi, GDO'lu pirinç analizleriyle ilgili İTÜ röktörünün açıklamalarına tepki gösterdi.

Gıda Güvenliği Hareketi'nden GDO açıklaması

Mersin Cumhuriyet Savcılığı tarafından Mersin’de başlatılan ve mahkemeye intikal eden dava ile ilgili ilginç gelişmeler yaşanıyor.

Mersin’de 3 firmaya polis tarafından yakalanıp el konulan GDO’lu pirinçlerle ilgili süreç bambaşka bir boyut kazandı.

Mersin Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü’nün operasyonu ile ortaya çıkarılan GDO’lu ürünlere yönelik operasyon sonrasında mahkeme 8 kişiyi tutuklamıştı.

Mersin Cumhuriyet Savcılığı, TÜBİTAK’tan sonra İstanbul Teknik Üniversitesi'nden pirinçlerin analiz edilmesini istemişti. Her iki kurumu da pirinçlerin GDO’lu olduğunu rapor etmişlerdi.

İTÜ Rektörlüğü Dr. Orhan Öcalgiray Moleküler Biyoloji-Biyoteknoloji ve Genetik Araştırmaları Merkezi Laboratuarı’nın analizlerinin yetkisiz kişilerce yapıldığını iddia ederek konuyu kapatmak istemişti.

Ancak Dr. Orhan Öcalgiray Moleküler Biyoloji-Biyoteknoloji ve Genetik Araştırmaları Merkezi Laboratuarı eşine az rastlanır düzeyde bir bilimsel çalışma yaparak GDO’nun bulaşma olmadığı ABD menşeli pirince özgü LLRICE601 geni tespit ettiğini açıklamış ve 11 sayfalık bir rapor hazırlamıştı.

Büyük bir baskı altında olduğu anlaşılan İTÜ Rektörü istifa etmek yerine baskılara boyun eğerek  İTÜ Moleküler Biyoloji-Genetik ve Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nce (MOBGAM), GDO incelemesine ilişkin verilen raporlardaki sonuçların, ‘süreçteki usul ve deneysel kurgu hataları’ nedeniyle teknik olarak geçersiz olduğunu iddia eden bir açıklama yapıldı.

Rapor sonrası kendisine ve ekibine yapılan baskılara dayanamayan İTÜ-MOBGAM Merkez Müdürü Yrd. Doç. Dr. Alper Tunga Akarsubaşı istifa etti.
İTÜ REKTÖRÜNÜ KINIYORUZ DERHAL İSTİFA ETMELİ
Güvenli Gıda Hareketi'nin yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Bir üniversitede bir akademisyenin veya akademisyenler heyetinin bilimsel çalışmaları ancak başka bir bilimsel çalışma ile çürütülebilir. Oysa İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, kendi ekibinin çalışması konusunda bu yolu tercih etmek yerine, kendisine yönelik baskılara boyun eğerek ekibini istifaya zorlamış hatta istifa ettirmiştir. Bununla da yetinmeyen İTÜ rektörü, bilimsel bir çalışmayı bir satırlık bir kararla yok sayan bir açıklama yaparak benzersiz bir skandala imza atmıştır.

Baskılara boyun eğdiği anlaşılan Sayın İTÜ Rektörü’nü kınıyoruz. Kendisine yakışan derhal yapılan baskıları açıklayarak istifa etmekti ama bunu yapmak yerine korkunç bir skandala imza attılar. Henüz hiçbir şey geç değil ve kendisini istifaya davet ediyoruz. Bilinmelidir ki kâğıt üzerinde meşruiyetleri sürse de vicdanlarda meşruiyeti kalmamıştır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur!"

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52