GDO'dan herkes haberdar ama korunamıyoruz!

BETAM tarafından yapılan araştırmaya katılan her dört kişiden üçü GDO felaketini biliyor. Ancak buna rağmen korunamıyoruz...

GDO'dan herkes haberdar ama korunamıyoruz!

Bahçeşehir Üniversitesi Ekonomik ve Toplumsal Araştırmalar Merkezi'nce (BETAM) yapılan ''Türkiye'nin Üç Bölgesinde GDO Farkındalığı'' araştırmasına katılanların yüzde 73'ü genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) kavramını duyduğunu, yüzde 27'si ise hiç duymadığını belirtti.

BETAM araştırma görevlileri Dr. Barış Gençer Baykan ve Burcu Ertunç tarafından Ocak-Şubat 2012 döneminde yapılan araştırmanın sonuçları yayınlandı.

GDO konusunun, insan ve çevre sağlığı, sürdürülebilir tarım, biyoçeşitlilik, tohum ve gıda egemenliği alanlarını yakından ilgilendirdiği ve yurttaşların günlük hayatlarında tarımsal veya işlenmiş gıdalar üzerinden GDO kavramıyla karşılaştıkları vurgulanan araştırmada, GDO kavramının Türkiye'de ne ölçüde bilindiği, hangi alanlarla ilişkilendirildiği ve bölgesel farklılıkların mevcut olup olmadığı yönündeki sorulara yanıt arandığı belirtildi.

Güneydoğu Anadolu, Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgeleri ile batıda İzmir'i içine alan ve 600 kişiyi kapsayan araştırmada, Türkiye'nin üç bölgesinde toplumun GDO ile ilgili genel düzeyde haberdar olduğu tespit edildi.

Araştırmayla, bu kavrama ve Türkiye özelindeki tartışmalara tamamen hakim olunmasa da başlangıç düzeyinde bir farkındalığın olduğu, demografik özelliklerin bilgi düzeyini etkilediği, GDO'nun en çok ilaç, kimyasallar ve tarım alanıyla ilişkilendirildiği belirlendi.

Araştırmaya katılanların yüzde 73'ü GDO kavramını duyduğunu belirtirken, yüzde 27'si ise hiç duymadığını bildirdi.

Katılımcıların yaş gruplarına göre GDO kavramını duyup duymadığına bakıldığında, orta yaş grubunun (50 yaş) bir kırılma noktası olduğu, gençlerin gerek eğitim, gerekse iletişim kanalları sayesinde GDO kavramından daha çok haberdar olduğu görüldü.

Erkeklerin yüzde 77'sinin, kadınların ise yüzde 70'inin GDO kavramından haberdar olduğu tespit edildi.

Doğudan batıya gidildikçe GDO farkındalığı artıyor
Araştırmanın yapıldığı bölgeler incelediğinde Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da GDO kavramını duyanların oranı yüzde 56, Karadeniz'de yüzde 79 iken, batıda yüzde 89'a çıkıyor. Doğudan batıya gittikçe sosyo-ekonomik gelişmişlik ve eğitim düzeyi aradaki farkı açıklamaya yardımcı olurken, bölgeler arası veya bölgelerin kendi içlerinde cinsiyet değişkeni GDO kavramının duyulmasında önemli ölçüde bir belirleyici değil.

Araştırma sırasında sadece Güneydoğu'da ziyaret edilen illerden çıkan sonuçlara bakıldığında da GDO'yu tanıma düzeyinin yüzde 68 civarlarında olduğu, yalnız Doğu Anadolu'ya ait illerde ise bu oranın yüzde 43'e düştüğü görüldü.

Araştırmaya katılanların GDO kavramını enerji, hava kirliliği, tarım ürünleri/tarımsal gıdalar ve ilaç sektörü seçeneklerinden hangisiyle ilişkilendirdiği sorusuna karşılık, GDO kavramını duyanların yüzde 93'ü GDO'ları doğru şekilde tarım ürünleri/tarımsal gıdalarla bağdaştırırken, yüzde 5'i ''ilaç sektörü'', yüzde 1'i ''enerji'' ve yine yüzde 1'i de ''hava kirliliği'' dedi.

GDO kavramının ilişkilendirildiği alan
Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da GDO kavramını duyanların yüzde 88'i GDO'ları doğru olarak tarım ürünleri ve tarımsal gıdalarla bağdaştırdı. Bu oran, Karadeniz'de yüzde 90 olarak görülürken, İzmir'de bu ifadenin neredeyse tarım dışında başka hiçbir konuya bağlanmaması, artan eğitim oranı, bilgilenme kaynaklarına erişim imkanları ve tarımsal faaliyet/ticaretle ilişkilerin kuvvetli olmasının birer faktör olarak GDO konusunun bilinirliğini etkilediği belirlendi.

Araştırmada, Karadeniz ve Doğu Anadolu'nun İzmir ile arasındaki yüzde 10'luk farkın çok derin bir fark olmadığı, dolayısıyla bunu demografik ve ekonomik gelişmişlik faktörlerinden ziyade iletişim kanallarının yarattığı bir fark olarak yorumlamanın daha doğru olacağı değerlendirmesi yapıldı.

Yaşam alanlarının ve doğal varlıkların korunmasının öneminin giderek daha iyi anlaşıldığı günümüzde çevre ve insan sağlığını etkileyebilecek uygulamaların toplumun geniş kesimlerince tartışılması gerektiğine işaret edilen araştırmada, ''GDO sorunu, sürdürülebilir tarım, biyoçeşitlilik, tohum, gıda egemenliği ve tüketicinin bilgilenme hakkını da kapsayacak şekilde ele alınmalıdır'' denildi.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52