Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri
2013-10-20 10:43:02

Kış hazırlıkları

20 Ekim 2013, 10:43

Günümüzde reçel, marmelat ve bazı turşular dışında kışlık ürünler büyük şehirlerde apartmanlarda yapılamamaktadır. Küçük balkonlarda salça koyultmak, erişte kurutmak gibi olaylar hiç mümkün olamamaktadır.

Sonbahar geldi mi hanımları bir telaş alır. Kışlık saklamaların vakti gelmiştir. Reçel ve marmelatlar başta olmak üzere turşular, salçalar, sucuklar, pastırmalar, erişteler, tarhanalar sıra sıra yapılır; sebze ve meyveler kurutulur ve kışa öyle girilir. Günümüzde reçel, marmelat ve bazı turşular dışında kışlık ürünler büyük şehirlerde apartmanlarda yapılamamaktadır. Küçük balkonlarda salça koyultmak, erişte kurutmak gibi olaylar hiç mümkün olamamaktadır. Apartmanlarda turşuları bile ekimden önce kurmak bozulmasına neden olmaktadır.

Yine de bütün bu zorluklara rağmen buzdolabında ya da derin dondurucuda saklamayı göze alarak, hanımlar çok sevdikleri yiyecekleri hazırlamaktadırlar. Pazarlarda bunu çok rahat görebilirsiniz. Konya’nın Nalçacı pazarında bugün gördüğüm gibi, yaşlıca bir hanım salatalıkların başına oturmuş, küçüklerini ibadet edercesine seçiyorsa veya aynı boy biberleri tane tane ayırıyorsa, biliniz ki turşu zamanıdır. Aynı şekilde aynı boy dolmalık biberleri, küçük patlıcanları torbaya atıyorsa kurutmalık alıyor demektir. Domateslerin olgunlarını seçiyorsa salça, alacalarını seçiyorsa turşu için aldığını anlarsınız. Reçel ya da marmelat meyvelerin çıkışına göre her ay yapılabildiği için bu mevsim ayva reçeli yapılır ama biraz daha beklemek gerekir. Konya’da Hatıp, Sille, Gödene’de bağları olanlar pekmezleri kaynattılar bile… Ben Sille’den pekmezimi iki hafta önce aldım. Hiç şeker koymadan da pekmez yapan Ömer Çankaya, kendileri için pekmeze şeker koyduklarını, çünkü daha lezzetli olduğunu, şekersiz pekmezin boğaza takıldığını söylese de ben ve benim gibi alıcılar için tamamen şekersiz pekmez yapmakta… Ayrıca pekmez damlamasıyla kirece yatırılarak kabakla yapılan muhteşem tada sahip reçelimi de getirdi. Kahvaltılıklar tamamlanmış oldu.

Eriştesiz de duramam. Dışarıdan makarna mutfağıma girmez. Erişteyi, Türk usulü lokum yumuşaklığında haşlayıp (şimdi İtalyanlar gibi sert haşlanması isteniyor, hayır) soğuk sudan geçirip dirilmesini sağlar (beslenmeciler duymasın); kıyılmış maydanoz ve beyaz peynirle dinlendirirseniz su böreği nefasetinde bir yiyecek elde etmiş olursunuz.

Salçanın da kaynatılmadan güneşte koyulaştırılanını tercih ederim. Lezzeti daha iyi olur. Sağ olsun bütün dostlarım kendileri için ‘acı’ dedikleri domates soslarını yaparken beni de unutmuyorlar. Bütün kışlıklarım böylece hazırlanmış oluyor.

Kayısı ve erik dışında sağlıklı bir yöntem de olsa sebze kurutmalarını pek kullanmam. Hep söylediğim gibi yazın yaz kışın kış meyve, sebzeleri tüketilmesinden yanayım.

Turşulara ise herkes gibi hiç dayanamam. Salatalık, hırtlak ve domates turşularını eksik etmem. Başka ne kaldı? Tarhana… Türkiye’deki tarhanalar içinde İnebolu tarhanasından vazgeçemem. İnebolu’nun tarhanaya konulan her sebzesi ve otu inanılmaz bir rayiha verir. İnebolu’nun Melahat Çelebi tarafından yapılan çiğ tarhanası ise efsanedir. Ekmeğe sürüp yenilebilir. İstanbul’da İnebolu pazarında çiğ tarhana bulunur, sanıyorum.

Sucuk, pastırmaya gelince Kayseri veya Afyon’a kadar uzanmak...

Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.