Sebze ve Meyvelerde Ceza Yerine Tüketici Sağlığı Öncelikli Denetim Olmalı!

Gelişmiş ülkelerde gıdanın üretiminden tüketimine (çiftlikten sofraya) kadar olan zincirde olabilecek çeşitli risklerin yönetilmesi için günün ihtiyaçlarına yönelik geliştirilen Gıda Emniyeti, Gıda Güvenliği ve Gıda Güvenilirliği uygulamaları yaygın olarak sistem dahilinde uygulanmaktadır.

Ülkemizde bu konunun, AB normlarına uygun bir yaklaşım ile hazırlandığını değerlendirdiğimiz 5957 sayılı "SEBZE VE MEYVELER İLE YETERLİ ARZ VE TALEP DERİNLİĞİ BULUNAN DİĞER MALLARIN TİCARETİNİN DÜZENLENMESİ HAKKINDA KANUN" ve devamında çıkarılan yönetmelik, tebliğ vb. mevzuat düzenlemesi uygulamalarına geçilmiştir. Bu kanun ile sebze ve meyveler ile arz ve talep derinliğine göre belirlenecek diğer malların ticaretinin kaliteli, standartlara ve gıda güvenilirliğine uygun olarak serbest rekabet şartları içinde yapılmasını, malların etkin şekilde tedarikini, dağıtımını ve satışını, üretici ve özellikle tüketicilerin hak ve menfaatlerinin korunmasını, cezai uygulamaların ikinci planda değerlendirilmesi ile ilgili meslek mensuplarının faaliyetlerinin düzenlenmesini, toptancı halleri ile pazar yerlerinin modern bir sisteme kavuşturulmasını ve işletilmesini sağlamak amaçlandığı bilinmektedir. 

ANALİZLERİ KİMİN YAPACAĞI BELLİ
5957 sayılı kanunun devamı olarak 04.08.2016 tarih ve 29791 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanan "KONTROL VE DENETİM NOKTALARININ KURULMASINA VE İŞLETİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA TEBLİĞ" incelendiğinde, tüketici sağlığının ve gıda kontrol laboratuvarlarınca analizlerin yapılması gerektiği net olarak belirtilmediği görülmektedir. 

Ülkemizin sebze ve meyve üretimi yaklaşık 50 milyon ton civarında olup, bu ürünler ülke genelindeki 179 adet sebze ve meyve hali tarafından alımı ve satımı yapıldığı belirtilmektedir. 2015 yılında yaklaşık 3.32 milyon ton ve 2.84 milyar dolar ihracat değeri gerçekleşmiştir. Haller faaliyet gösteren işletme sayısına göre küçük (30-100 işletme), orta (101-250 işletme) ve büyük (251 üzeri işletme) olmak üzere sınıflandırılmış, orta ve büyük hallere Gıda Kontrol Laboratuvarı ile soğuk hava deposu ve tasnifleme, ambalajlama tesisleri zorunluluğu getirilmiştir. Yine bu mallara malların üretim yerini, cinsini, miktarını, hangi üretici ve işletmeye ait olduğunu, varsa sertifika bilgilerini ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığınca uygun görülecek diğer hususları (yöresel ürün bilgisi vb.)  ihtiva eden barkod etiketi / künye belgesi uygulanması düzenlenmiştir (her iki bakanlığın etiketleme adının müşterek bir isimlendirme ile belirlenmesi uygun olacaktır). Burada sebze ve meyveyi ticari bir ürün olarak değerlendirip üretici, komisyoncu/tüccar ve satıcıların yaptıkları işlemleri bir kayıt sistemine bildirim yapmaları zorunluluğu getirilmiştir. Bu altyapı ile aslında sektöre üretimden tüketime kadar nihai tüketicinin öncelikle sağlığını içeren bir denetim ve izlenebilirlik sistemi  amaçlanmalıdır. 

ÜRÜN KİMLİKLENDİRME SURETİYLE İZLENEBİLİRLİK
Günümüz koşullarında çiftlikten sofraya denilen bu tedarik zincirinin çeşitli teknolojiler ve teknik sistemler uygulanmak suretiyle tüketiciye sadece güvenli gıdanın ulaşması temin edilmektedir. “Ürün Kimliklendirme Suretiyle İzlenebilirlik” olarak tanımlanan bu akıllı ve elektronik sistemler tüketimden önce olası problemlerin önüne geçerek tüketici sağlığını koruma esaslı denetim kapasitesini arttırmakta ve mali yönden de kayıtdışı faaliyetlerini önleyeceği değerlendirilmektedir. Bahse konu kimliklendirme için kullanılacak akıllı ve elektronik sistemler ile ekipmanların üretici seviyesinde tedarik edilebilmesi; FAO veya AB hibeleri projelendirme ile ulusal veya uluslararası desteklerle sağlanmalıdır.     

Bu amaçla yukarıda bahsi geçen izlenebilirlik sistemine ürünlerin yurtdışına ihraç edilen ürünlerde olduğu gibi yurtiçinde de yerinden/tarladan alınacak numunelerin, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nca yetkilendirilen ve akredite Gıda Kontrol Laboratuvarları’nda analiz (doğrulanması) uygulaması yapılmasının gerçekçi olacağından 04.08.2016 tarih ve 29791 sayılı tebliğe eklenmesi gereklidir. Bu kontroller sıklığı periyodik olmalı ve/veya sevkedilen ürün miktarına bağlı olarak örnekleme metodu ile belirlenmelidir.

Gıda Kontrol Laboratuvarları’nda analizlerle doğrulama uygulaması ile sebze ve meyvelerin GDO’lu üretim olmadığı, raf ömürlerinin uzaması için dış yüzeylerin parafinlenmediği gibi bilgilere rahatlıkla ulaşalıcak olması, tüketicilerin kimliklendirme sistemine olan ilgilerini ve güvenlerini arttıracak ve aynı zamanda mobil veya internet ortamından diğer tüm bilgilere tüketiciler tarafından erişimin sağlanması ile devletin önceliği, toplum sağlığını korumadaki sorumluluğunu daha etkin olarak yerine getirmesini sağlayacaktır.
YORUM EKLE

banner50

banner52