Vatandaş musluk suyuna neden güvenmiyor?

Damacana suyu mu sağlıklı, musluk suyu mu? Son günlerin en ateşli tartışma konusuna belediye başkanları da müdahil oldu...

Vatandaş musluk suyuna neden güvenmiyor?
Buğrahan Kırımlı / Gıdavitrini

Damacana skandalıyla gündeme gelen musluk suyu içme tartışması her geçen gün artıyor. Büyükşehirlerden peşpeşe 'musluk suyu için' telkinleri geliyor...

Yapılan telkinlerin zamanlamasına dikkat çeken tüketici dernekleri olaya tepkili. Halk sağlığının hiç bir şekilde ihmal edilmemesi gerektiğine işaret eden STK yöneticileri, özellikle İstanbul, Ankara ve İzmir illerinin şebeke sularıyla ilgili yapılan açıklamaların tüketiciyi tatmin etmesi gerektiğini açıkladılar.

Bunca tavsiye ve telkine rağmen tüketicinin musluk suyuna güvenmediğine dikkat çeken tüketici temsilcileri, temel besin malzemeleri konusunda tüketici sağlığının devlet kurumları tarafından korunması gerektiğini dile getiriyorlar.

"Mantıklı konuşmak gerekiyor!"
Kamuoyunda çıkan, “şebeke suları, damacana sulardan daha sağlıklı” iddiaları hakkında açıklama yapan Ambalajlı Su Üreticileri Derneği (SUDER) Başkanı İsmail Özdemir, şunları söyledi, “Tüketici hangi suyu içeceği konusunda tamamen özgür. Ancak biraz mantıklı konuşmak gerekiyor. Şebeke sularının doğal mineralli sulardan daha güvenli ve sağlıklı olduğunu söylemeyi çok doğru bulmuyoruz. Belediyelerimiz çok güzel çalışıyorlar ama şebeke suyunu damacana içindeki doğal suyla kıyaslamak doğru değil. Bir damacana en fazla 45-50 kere doldurulmalıdır. Sağlık Bakanlığının bununla ilgili bir standardı yok.”

Türkiye'nin en önemli kentlerinin belediye başkanları tüketiciye neler tavsiye ediyorlar. İşte başkanların şebeke suyu açıklamaları...

"Evimde çeşme suyu kullanıyorum"
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, İstanbul’da çeşme suyunun temizliğine dikkat çekerken evinde çeşme suyu kullandığını söyledi.

Sağlıklı su olmazsa yaşamın olmayacağını ifadene eden Topbaş şu ifadeleri kullandı: "Biliyoruz ki Afrika’da 0-5 yaş arasında çocuklarda ölüm oranı sağlıklı suya erişemedikleri için %55-60’larda. Su hayattır diyoruz. Bizim su medeniyetinden geldiğimiz gerçeği var. Selçuklu ve Osmanlı suya çok önem vererek, adeta bir su medeniyeti kurmuşlar. Bahsedilen çeşmeler, bizim İSKİ tarafından ve İSKİ’nin kurduğu su vakfı tarafından onarılan, düzenlenen ve halkımıza hizmet veren alanlar. Asırlık kaynaklar var ve bunlar kullanılıyor. Şehir şebeke suyumuz Avrupa Birliği standartlarının üzerinde, İstanbul’da günde 300-400 noktadan numuneler alınarak sürekli tahliller yapılıyor ve Avrupa standartlarının üzerinde laboratuarımız var. Bu kadar iddialı ve net konuşuyorum. Kaliteli suyu evlerde kullanmanın ön şartı depoların temiz olması hatta depodan geçmemesi. Eski binalarda bilhassa tesisat ve taşıyıcı hatların temiz olması gerekiyor. Bunlar sağlıklı ve doğruysa su kesinlikle çok temiz. Biz tüm analizlerimizde bunu görmekteyiz.  Biz kendi evimizde musluk suyunu kullanıyoruz. İçmede de ben Hamidiye’yi tavsiye ediyorum. Musluktan da içilebilir, hiçbir problem yok. Eğer bir pet şişe alınacaksa Hamidiye şu anda 14 ülkeye ihracatını yaptığımız çok kaliteli bir su. Abdülhamit döneminden gelen çok kaliteli ve nitelik olarak çok farklı."

“Kente verdiğimiz su çok kaliteli"
İstanbul’a 180 km.den su getirdiklerini ifade eden Topbaş şöyle konuştu: "Bu getirdiğimiz suyu en iyi işleyecek hale getiriyoruz, içme kalitesinde olan bir su çok kötü de kullanılmaması lazım. Bonkörce de kullanılmaması lazım. Suyun bize maliyetinin %85’i enerji, elektrik. ciddi bir maliyet. Barajlarımızın doluluk oranı %75, bir problem yok. Ama bu yıl bu sıcaklar sebebiyle günde 2 milyon 800 bin m3 sarfiyat oluştu. Elimizde suyumuz var. Bir problem yok ama israftan kaçınmak gerekiyor, sadece suda değil akaryakıtta, doğalgazda, elektrikte. Her şeyde israftan kaçınmak lazım. Melen’den getirdiğimiz suyun biz İstanbulluların gerçekten sağlıklı kaliteli ve güvenle içebileceği bir seviyeye getiriyoruz. Hiçbir problem yok sadece kendi tesisatlarını gözden geçirsinler derim."

"Çeşme suyu içmeye başlıyorum"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, kente arıtılmadan bir damla bile suyun verilmediğini, çeşmeden akan suyun vatandaşlar tarafından gönül rahatlığı ile içilebileceğini belirtti. Bir dönem İzmir'de arsenikli su tartışması yaşandığını hatırlatan Kocaoğlu, "Bu tartışma bitene kadar çeşme suyu içtim" dedi. Kocaoğlu, son dönemde gündemde olan damacana su tartışmasına da değinerek, "Yarından itibaren tekrar çeşme suyunu içmeye başlayacağım" diye konuştu.

Kocaoğlu, şehit aieleri ve gazilere verdiği iftar yemeği öncesi gazetecilerin sorularını cevapladı. Cumhuriyet Halk Partisi'nde yapılan kurultay sonrası İzmir'den kimsenin MYK'ya alınmamasının hatırlatılması üzerine Kocaoğlu, "İzmir kurultay sonrasında Parti Meclisi'nde (PM) ve Yüksek Disiplin Kurulu'nda (YDK) hiç olmadık bir şekilde yüksek oranda temsil ediliyor" şeklinde konuştu.

YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner50

banner52