Başbakan “gıda”da yanlış mı yönlendiriliyor?

Son günlerin en sıcak konusu, ekmek israfı ve buna bağlı olarak yeni ekmek çeşitlerinin üretilmesi.
Bizzat Başbakan Erdoğan konuya müdahil oldu ve her kesimin takdirini toplayan bir kampanya düzenlendi.
Ekmek israfının Türkiye’ye faturası çok ağır oluyor.
Rakamlar farklı olsa da, israf edilen ekmek maliyetiyle bilmem kaç adet okul, hastane, kütüphane yaptırılabiliyor. Yüz binlerce aç insan doyabiliyor…
Bunların hepsi doğru.
Ama, kraldan çok kralcılar burada da devreye girdi ve işin suyunu çıkardılar.
Fırınlar, “bayatı getir tazesini götür” kampanyası başlattı.
Üniversitelerimiz bayat ekmekten “cips” üretimi gerçekleştirdi.
Yarın yeni bir açıklama ya da ‘keşif’ haberi gelirse şaşırmayın.
Türkiye Fırıncılar Federasyonu Başkanı Halil İbrahim Balcı, "Günde 2 milyon ekmek zaten fırınlarda israf ediliyor. Bayat ekmeklerin fırınlara iadesi buralardaki israfı daha da artıracaktır" tesbitinde bulunuyor.
Yani, bu kampanyaya karşı.

Başbakan Erdoğan’ın tam buğday ekmeği isteğine bir cevapta Gıda Mühendisleri Odası Marmara Şube Başkanı Sedat Kuru’dan geldi. Kuru, “Başbakanımız beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği tüketin diyor. Fırında beyaz ekmek 80 kuruş, tam buğday ekmeği 150 kuruş. Halk hangisini tüketir sizce?” sorusunu yöneltiyor.
Yapılan reformlar halkın alım gücüyle orantılı olmalı.

Benzer bir açıklama da Gıda Hareketi Lideri Kemal Özer’den geldi.
Gıda Hareketi olarak sorunun başka bir çözümü olmadığına inandıklarını açıklayan Özer, “Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yanlış yönlendirdiğini biliyoruz. Başbakan isterse gerçek ekmek konusunda kendisine her türlü bilgi arzına hazırız.” çağrısında bulunuyor.

ÜÇ ÇOCUK BİLMECESİ!
Başbakan Erdoğan’ın katıldığı her toplantıda “üç çocuk” talep ettiğine şahit oluyoruz.
Kemal Özer’in dediği gibi GDO'lu ve toksik madde dolu ürünlerle beslenen insanlar nasıl sperm ve yumurta üretecek?
Sayın Başbakan, “Kısır hibrit tohum dayatılan bu ülkede bunları yiyen insanlar nasıl sperm ve yumurta üretecek?” sorusunun cevabını vermeli.

GIDA MÜHENDİSLERİ KİMİN TEKERİNE ÇOMAK SOKTU?
Nebi Gökırmaklı isimli gıda mühendisinin Hürriyet Yazarı Fatih Çekirge’ye gönderdiği ileti, korkunç bir gerçekle tekrar yüzleşmemizi sağladı.
Acaba, gıda mühendislerinin işsiz kalmasının arkasında yatan sebep bu olabilir mi?
Ya da, birileri gıda mühendislerinin gerçeği görmesinden rahatsız mı oluyor.
Binlerce gıda mühendisi bunun için mi işsiz?
Gıda sektöründe hangi dolapların döndüğüne tanık olmak için işsiz gıda mühendisi Gökırmaklı’nın yazdıklarına göz atmak gerekiyor.

“BANA HEP KAPI GÖSTERİLDİ, NEDEN Mİ BÖYLE OLDU?”
Yıl 2009: Toz şeker ve baharat paketleyen bir tesiste çalışmaya başladım. Toz, beyaz şekeri gıda boyası ile boyayıp esmer şeker diye sattıklarına şahit oldum. Karşı çıktım, kovuldum.
Yıl 2007: Bir özel laboratuvardayım. Baktım, su analizlerinde hem yanlış hem de yasalara göre geçersiz bir yöntemle (MPN-çoklu tüp metoduyla) sonuç yazılıyor. Laboratuar sahibine, ‘bu sonuçları analiz yapmadan yazmak etik değil’ dediğimde aldığım cevap şu oldu:
- Madem etik değil, çalışmayın o zaman. (Mühürlenen suları hatırladınız mı?)
Yıl 2010: Kepekli ekmek diye gene bir çeşit boya işlevine sahip “rogena” isimli katkı kullanılıyor. UN boyanıyor ve kepekli ekmek diye satılıyor. İçinde kepek ya yok, ya da göstermelik miktarlarda bulunuyor. Rengi kepekli ekmek renginde, boyalı ekmek sadece.

Bir sonraki yazımızda, katkı maddelerinin hayatımızı nasıl zehir ettiğine mercek tutacağız.
Sağlıklı beslenin, sağlıcakla kalın.

YORUM EKLE

banner50

banner52