Anadolu'da hasad zamanı

Yaz dönemi sona erdi. Artık hazan mevsiminin esintili günlerini tüketmeye başladık.
Bereketli Anadolu toprakları su özlemiyle yanıp tutuşsa da, "ana" olmanın gereği yine doyurdu insanımızı.
Bu günlerde tüm memlekette hasad şenliği yaşanıyor. Zaman zaman yetersiz ürün üzüntüsüyle karışık serzenişler olsa da, meyveden sebzeye hemen her çeşit gıda ürünü tezgahlarda boy göstermeye başladı.
Bilecik'te Şerbetçiotu ve Japon eriği hasadı, Silifke'de zeytin hasadı, Muğla'da kekik hasadı, Gaziantep'te üzüm ve yeşil altın diye tabir edilen Antep fıstığı hasadı, Bursa'da siyah incir hasadı, Hatay'da Hassa üsümü hasadı, Kahramanmaraş'ta çilek hasadı, Bilecik'te karpuz hasadı, Manisa'da Kırkağaç kavunu hasadı, Ordu'Da fındık hasadı, Malatya'da ayçekirdeği hasadı, Silfike'de nar hasadı, Çukurova'da mısır hasadı, Osmaniye'de yer fıstığı hasadı...
Liste uzayıp gidiyor...
Çiftçi tüm sıkıntılarına rağmen umutlu, tüketici taze ve ucuz gıda tüketeceği için mutlu.
Ya aradaki "aracılar"a ne demeli. Her dönemin kazançlı çıkan aracıları bu sene de gözünü limon ve soğana dikmiş vaziyetteler.
Türkiye'nin son yıllarda kabuk değiştirdiği söylenedursun, bu aracı hastalığına bir çare bulunamayacak gibi. 
İyi niyetten uzak bu fırsatçı kitle hem üreticiye, hem tüketiciye, hem de Türkiye ekonomisine darbe vurmakta.
Ancak bu olumsuzluğu gidermesi gereken siyasi erk, yaşanan fahiş fiyat artışlarını "dönemsel artış" gibi uyduruk bahanelerle geçiştirme duyarsızlığında.
Dünyanın neresinde görülmüş bir komedidir bu!

Hasadı yapılan gıda maddesinin zamla birlikte tüketiciye ulaşmasını kim nasıl tarif edebilir.
Yeni Hal Kanunu çıktığında insanlar biraz umutlandı. Üretici umutlandı, tüketici umutlandı. Güya tarladan sofraya bir temin zinciri kurulacaktı. Ancak değişen bir şey yok. Eski tas eski hamam. Kazanan yine dibeklinin tellalları...
 
**
Rusya, Ukrayna politikası nedeniyle kendisine yaptırım uygulayan Avrupa Birliği, Avustralya, Kanada, Norveç, Amerika Birleşik Devletleri ve Batılı ülkelerden gıda ithalatını yasaklayacağını açıkladı.
Başbakan Dimitri Medvedev, bir yıl sürecek "gıda ambargosunun" sebze, meyve, et, balık, süt ve süt ürünlerini kapsayacağını söyledi.
Ukrayna restleşmesine kadar Rusya'nın birçok gıda ürününü Batı'dan ithal ettiğine dikkat çekmekisterim. 
Ancak şimdi durum farklı gelişecek. Rusya, düne kadar ürün temin ettiği ülkelere sırtını dönünce Türkiye için fırsat doğmuş oldu.
Türkiye 2013 yılında Rusya’ya 1,755 milyar dolar değerinde tarım ürünleri ihraç etmişti. 
Yeni dönemde, Türkiye'den Rusya’ya gönderilen ürünlerin genişletilmesi gündemde. 
Süt ve süt ürünleri sektörünün başı çektiği bu yeni ticaret kapısından onlarca ürün Rusya'ya gönderilebilir. 
İç piyasanın arz-talep dengesini gözeterek yapılacak bir gıda ihracatı, yeni dönemde stratejik ortak olarak adlandırılan Rusya'yı Batı'nın sarmalından kurtarmakla birlikte, Türk ekonomisine önemli bir katma değer sağlayacaktır. 
YORUM EKLE

banner50

banner52