ABD seyahatimde, obez kişilerin fazlalığı dikkat çekiciydi. ABD, adeta obez toplumu haline gelmişti. Zaten ABD Başkanına göre ülkenin birinci problemi Irak, güvenlik veya kasırgalar değil, obeziteydi. İstatistiklere göre Amerikan toplumunun yüzde 64ü fazla kilolu, yani şişman. Fazla kiloluların yarısı ise obezlerden yani aşırı şişmanlardan oluşuyor. Kısacası her üç Amerikalıdan biri obez.
Bu aşırı kilolular, ülkemizdeki şişmanlara pek benzemiyor. Çok şekilsiz bir obezite bu; patates tipi şişmanlık diye adlandırabilirsiniz.
Televizyonları açıyoruz; hep beslenme ve obezite ile ilgili haberler, sayısız diyet ve egzersiz reklâmları. Kitapçılarda özel bölümde sergilenen diyet kitapları hep çok satanlar listesinde baş sıradalar. Dergi ve gazetelerde yine bu konu sıklıkla işleniyor.
ABDliler zayıflamak için yılda 33 milyar dolar harcamaktadırlar. 20 milyon kadında beslenme bozukluğu mevcut. Erkeklerin yüzde 25'i, kadınların ise yüzde 50si sürekli diyet halinde. Ayrıca diyet yapıp zayıflayan kimselerin onda dokuzu tekrar kilo alıyor.
ABDlilerin devamlı yediklerini müşahede ettim. Yürürken, otururken hatta koşarken bile ellerinde yiyecekler, içecekler var. Gündüz böyleyken akşam da televizyon önünde masaya oturuyor ve hazır yiyeceklerden müteşekkil abartılı bir öğünle tıkınıyorlar veya bir lokantaya gidip zengin mönüyü midelerine indiriyorlar.
Amerikalıların yiyeceğe harcadıkları paranın yüzde 90ı işlenmiş (yani doğal olmayan) gıdalara gittiği hesaplanıyor. Hareketsiz bir hayat ve böyle bir yaşam şeklini devam ettiren tatlı, yapışkan, tuzlu, yüksek derecede işlenmiş yiyeceklerle besleniyorlar. Sadece açlıktan değil pek çok sebepten yemeye başlıyorlar. Üstelik porsiyonlar oldukça büyük.
Hayatın inanılmaz hızı, hayal edilebilecek her türlü paketlenmiş hazır yiyeceğin ve içeceğin piyasaya çıkmasını sağlamış. ABDde yiyeceğe harcanan para için birbiriyle rekabet eden 320.000 çeşit işlenmiş yiyecek ve meşrubat var; bunlardan 116.000i 1990dan bu yana piyasaya girmiş. Bunların çoğu şekerleme, sakız ve atıştırmalık çerez tipi. Bu yiyecekleri hem yetişkinlere hem de çocuklara pazarlamak için 30 milyar dolar harcanıyor. Ülkede 250.000in üzerinde fast food restoran var. Yüksek öğrenim, yeni arabalar ve bilgisayara her yıl harcanan toplam paradan daha fazlası gıdaya harcanıyor.
Gıda endüstrisi yıllık satışlarından trilyon dolardan fazla gelir sağlıyor. Bu rakam ABD gayri safi hasılasının yüzde 12sine tekabül ediyor. Sadece pazarlamaya yılda 33 milyar dolardan fazla harcanıyor. Bu pazarlama bütçesinin yüzde 70i fast food, hazır yiyecekler, şeker, atıştırmalıklar, gazlı meşrubatlar, alkollü içecekler ve tatlılara gidiyor. Meyve, sebze, tahıl ve baklagillerin reklamı için harcanan para ise meblağın yalnızca yüzde 2.2si.
ABDde iki defa lokantaya gitmek durumunda kaldık. Bize yemek olarak en makul görünen vejeteryan pizza idi. Çünkü domuz eti ve mamulleri çok yaygındı. Tek pizzayı üçe bölerek yedik ve doyduk. Yanına içecek olarak şekerli gazoz ve kolalardan başka alternatif olmayınca ufak bir diyet kola aldık ve üçe böldük.
ABDliler hamburgerden sosisli sandviçe, pastırmaya, peynirli bifteğe, yer fıstığı ezmesiyle reçele, domatesli ve salamlı dürüme sebzeli burgere, yumurtalı ekmeğe kadar kolay yapılan, taşınabilen ve çabuk yenilen gıdaları tercih ediyorlar. Yanına da mutlaka kola veya başka şekerli bir içecek alıyorlar. Bardaklar ise yarım litrelik.
İçeceklerde şeker olarak genelde yüksek früktozlu mısır şurubu kullanılıyor. 1970lerde olmayan bu şurupla gazlı meşrubat tüketimi 1997de 88 litre iken 204 litreye yükseldi. Bu süper şeker kana hızla karışıyor ve kişinin kendisini daha da aç hissetmesine sebep olan hormonal ve kimyasal değişiklikleri tetikliyor.
Amerikan yemek tarzının temeli olan bu yiyecek ve içecekleri alınca kan şekeri yükseliyor. Vücut insülin salgılamak zorunda kalıyor. Böylelikle şeker düşüyor. Bu defa yorgunluk ve uykuya eğilim beliriyor. Hemen kişinin canı bir fincan kahve, kola veya tatlı bir şeyler çekiyor. Bu kısır döngü böyle sürüp gidiyor. Sonuç ortada: Bir obezler toplumu böyle ortaya çıkıyor.
Üstelik yapılan hesaplara göre sadece ABDde aşırı beslenmeyle harcanan fazla gıdalar Afrikadaki açlık sorununu iki defa halletmeye yetecek boyuttadır. Evet, Amerikayı Irak veya kasırgalar değil obezite salgını mahvedecek görünüyor.