Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri
2014-02-15 16:55:25

Canan Karatay Gıda Mühendislerinden Özür Dilemeli

Abdussamed Boyu

abdussamedboyu@gmail.com 15 Şubat 2014, 16:55

Televizyon programlarının aranan ismi; insanlara kahvaltıda ekmeği, balı, pekmezi ve reçeli yememeleri gerektiğini anlatan ünlü hekimimiz, sevimli ekran yüzü Canan Karatay Hoca’nın akla ziyan açıklaması bir anda gündemimizde geniş yer buldu. Bir baktık ki, yıllarca hekimlik yapmış şimdi ise doğal beslenme ile ilgili yazmış olduğu kitapları satarak mütevazi(!) geçimini sağlamaya çalışan, kendi meslektaşlarının ifadesiyle kahvaltıda ekmek, bal gibi yiyecekleri tüketmediği için hipoglisemi hastalığına da yakalanmış olan sevimli profesörümüz, her zaman ortaya attığı uç iddialarına yeni birini daha ilave ederek, gıda mühendisliğinin saçma bir şey olduğunu söylüyor.
Haydaa nerden çıktı bu demeyin, çünkü değerli meslektaşımız Abdullah Baycar’ın literatürümüze kazandırdığı gıda mühendisliği alerjisi
(GMA) hastalığına yakalanmış olduğunu görüyoruz. Bu hastalığa yakalanmış bu tür şahsı manevilerde sıklıkla görülen durum bu maalesef. Bilimsel bir yetkinliğe sahip bir bilim insanından gıda mühendisliğinin gerekliliğine dair hoş olmayan ifadeler kullanması çok yakışık alır bir durum değil diyeceksiniz edepli bir şekilde. Ama bu hastalık insana “gıda mühendisliği saçmalıktır” gibi akla ziyan bir açıklama yaptırabiliyor, edebe mügayir hareket ettirebiliyor maalesef. Ya kardeşim, bilimsel temellere dayanarak ihdas edilen bir mesleğin yine bir bilim insanı tarafından elle tutulur gerekçelere dayandırılmadan bir ithamda bulunulması öncelikle bilimselliğe ve de ahlaka aykırı bir durum olarak değerlendiriyorum, bu insanları kınıyorum dersiniz, ama nafile. Çünkü bu şahsi maneviler ekran yüzüdürler, alışmışlardır bir kere ekranlarda ya da toplum önünde ilgi çekici bomba etkisi yaratacak açıklamalar yapmaya. Zaten bu yolla toplumda böyle şeylere çok meraklıdır ve bu durumlar toplumda önce bir kafa karışıklığına ve endişeye yol açarlar, hoop üstüne işte derdinizin dermanı şunlardır deyip bunları da kitaplarımızda yazdık, konferanslarımızda söylüyoruz deyip kitaplarının reklamlarını da bedavaya getiriverirler. Onun için on binlerce gıda mühendisinin üzülmesi önemli mi ki, ne gerek var, zaten %31’i işsiz, onlar alışmışlardır üzülmeye…
Bilimselliğin referansı olan profesörlük etiketini taşıyan bilim insanları sarf ettiği sözlerde, attıkları adımlarda daha dikkatli olmalıdırlar. Çünkü, toplum tarafından örnek alınmakta ve topluma önder olma vasfı taşımaktadırlar. Yapmış oldukları yanlış bir açıklama ya da uygulama düzeltmesi zor olan sonuçlara neden olabileceği konusunda herkesin hemfikir olduğu kanaatindeyim. İlim, insanı cehaletten uzaklaştırıp kendini bilmesine vesile olmalıdır. Bu noktada Yunus Emre’nin “İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmez isen, bu nice okumaktır.”
güzel sözü akla geliyor.
Dün sevimli ekran yüzümüzün kişisel facebook hesabından yapılan bu açıklama üzerine açıklamaya yapılan aleyhte yorumlar silindi, sadece lehte yapılan yorumlar kaldı ve ardından sanki savaş açmışçasına konuya mukabil başka paylaşımlar ve açıklamalar da yapılmaya devam edildi. Samimi ve iyi niyetli olmayan bu açıklama, kişisel menfaatler uğruna koca profesörün neler yapabileceğini ortaya koyuyor.

Bu noktada sormadan da edemeyeceğim; Canan Hocam, bu yaptığınız sizce de çok ucuz bir yöntem
olmadı mı? Buradan Canan Karatay’a şöyle seslenelim; sizin gıda mühendisliği mesleğini tanımadığınıza, zihninizde oluşturduğunuz imaja göre böyle bir yorumda bulunduğunuza inanıyorum, mesleğin iç yüzünü öğrenerek doğru yaklaşımlarda bulunmak istiyorsanız gelin size mesleğimizi anlatalım. Hangi alanlarda çalıştığımızı, hangi işleri yaptığımızı anlatalım ki, kasıtlı bir yanlış yönlendirmenin kurbanı olarak böyle ucuz bir yönteme başvurmayasınız. Böyle ucuz yöntemlerle başka meslek grubuna saldırmak, sataşmak yakışık alır şeyler değil. Toplumun önünde olan insanlar olarak bu tür davranışlarla kısa vadede bir şeyler kazanırsınız ama diğer taraftan nefret tohumları ekmiş, istenmeyen sonuçlara zemin hazırlamış olursunuz. Size olan saygımız ve toplumdaki saygınlığınızın devam etmesi adına bir an önce sizi gıda mühendisliği camiasından özür dilemeye davet ediyorum. Aksi takdirde bu davranışınız hukuki yollardan karşılıksız kalmayacaktır.

Değerli meslektaşlarıma da şunu ifade etmekte fayda görüyorum; Bizler, bu tür ucuz yöntemlere alışkınız, zaten fırsatçı işverenlerle uğraşırken bu gibi durumlara yeterince direnç kazanmış durumdayız. Bizler, gıda mühendisi kontrolünde üretilen bir ürünün, kontrolsüz ortamlarda üretilen ürüne göre kıyaslanamayacak ölçüde güvenilir ve faydalı olduğu bilinciyle ve almış olduğumuz gıda bilimi eğitimi ve edindiğimiz meslek ahlakıyla topluma tüketilebilir güvenli gıdaların üretilmesi ve topluma ulaştırılması adına önemli bir mihenk taşı olmaya devam edeceğiz.

Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.