Gidavitrini.com.tr - Güvenli gıda, tarım ve güncel gıda haberleri

Çay içen ilk Türk: Hoca Ahmet Yesevi

Yiyecek İçecek

Tarih kitapları Türklerin, Anadolu’ya gelmeden önce Orta Asya’da çayla tanıştıklarını ve Türk şair Hoca Ahmet Yesevi’nin çayı içen ilk Türk olduğunu anlatıyor.

Çay, dünyada sudan sonra, en fazla içilen ve içme alışkanlığı gittikçe artan bir bitki olarak 5000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Yaygın bir efsaneye göre, büyük Çin İmparatoru Shen Nung’ın hizmetlilerinden biri bahçede su kaynatırken bir yaprak kaynayan suyun içine düşer. Yaydığı koku imparatoru etkiler. Kokusunu beğenen imparator, tadını da denemek ister ve çay o gün bugündür insanoğlunun vazgeçilmez dostu haline gelir. Çay konusunda ilk geniş çaplı araştırma M.S. 733-804 yılları arasında yaşayan Lu Yu'ya aittir. "Çay Kitabı" adlı eserinde, çay hakkında; üretiminden tüketimine, sistemli ve kapsamlı bilgi vermektedir. Böylece çay üretimi ve tüketimi daha da yaygınlaşma imkânı bulmuştur.

Avrupa’nın bu gizemli tat ile buluşması 17. yüzyılda gerçekleşir. İngilizler, sağlık ve zindeliğin sunulduğu bu sıcak içeceği o kadar çok benimserler ki, bunu bir yaşam tarzı haline getirirler adeta. 18. yüzyılda da bugün dünyanın en büyük çay yetiştirilen bölgesi sayılan Assam ve Seylan Adası’nda çay bahçeleri oluştururlar. Üretilen bu çayları Avrupa’ya hızlı olarak taşımak için de, süratli yelkenliler yaparlar. Türkiye’nin çayla tanışması 1787 tarihinde, Japonya’dan getirilen çay tohumlarının ekilmesiyle başlar. Bursa civarında gerçekleşen ilk ekim çalışmaları iklim şartlarının olumsuzluğu nedeniyle başarısızlıkla sonuçlanır. Ancak 1917 yılında, zamanın Halkalı Ziraat Mektebi Alisi müdür vekili ve botanikçi olan Ali Rıza Erten yapmış olduğu teknik çalışmalar sonucunda 16.02.1924 tarihinde Rize’de çay yetiştirilmesi için meclisten onay alır ve günümüz çay üretiminin temelleri bu şekilde atılmış olur. 1947’ de kurulan ilk fabrika ile üretim hızlandı. Türk insanı, çok sevdi çayı ve günün her saatine, her mekanına taşıdı bu sıcacık içeceği.
Bu arada, tarih kitaplarında Türklerin, Anadolu’ya gelmeden önce Orta Asya’da çayla tanıştıkları yazıyor. Kazan Tatar Türklerinden dil islahatçısı, Abdül’l-Kayyûm Nâsırî, “Fevakihü’l–Cülesâ” adlı eserinde, 12. yy’da Kazakistan’da yaşayan Türk şair Hoca Ahmet Yesevi’nin çayı içen ilk Türk olduğunu anlatıyor. Nâsırî, Hoca Ahmet Yesevi’nin misafir olduğu Türkmen komşunun evinde içtiği sıcak çayın yorgunluğunu giderdiğini ve “Hastalarınıza bundan içirin ki şifa bulsunlar” diye dua ettiğini yazıyor. Tatar çayı, Nogay Çayı ve de Ayakşay olarak da bilinen, çayın sütte pişirilmiş haline denir. Nogay çayını hazırlamak gayet kolay. Önce tencerede çayı kaynatıyoruz. Bildiğimiz siyah kuru çay olabilir bu. Birkaç dakika çayı bu tencerede demliyoruz. Ardından miktara göre süt ilave ediyoruz (bir tencere için iki su bardağı süt) ve çayı kaynatmaya devam ediyoruz. Çay hafif fokurtular verdiği vakit tencereye karabiber ve tuz ekliyoruz. Çay iyice kaynadığında ise çayımızı başka bir tencereye süzerek döküyoruz.Ayrı bir yere aldığımız çayı bir bardak ya da kasede servis edebilirsiniz. Servis ederken çayın üzerine çok az tereyağı ya da kaymak koyabilirsiniz.Tarife baktığınızda Nogay çayının çaydan öte bir yemek olduğunu görebilirsiniz. Bu çayın yanına açma, börek, ekmek gibi unlu mamuller eşlik eder.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanmanız için çerezler kullanılmaktadır.